-Bölüm 2- 🌿

132 14 24
                                    

   ~"seni takımda istiyorum"~

Çok güzel gidiyordu. Yaklaşık 2 haftadır polistim. Burdaki birçok kişiyle tanışmış arkadaş olmasa bile iyi anlaştığım çok kişi vardı. Genelde polis olduğuma inanmıyorlardı. Fiziğim buna el vermiyordu sanırım. Minho hyung gibi bacaklarım kaslı değildi. Ya da hyunjin komiser gibi sert yüz hatalarına sahip değilim. Yine de saygı duyuyorlardı. Karşı takımdan bir iki kişiyle dinlenme odamızda kahve içerken karşılaşmıştım. Özellikle felix çok sevimli gelmişti gözüme. Ama koşunca ürkmedim desem yalan olurdu. Şimdi ise nezarethanedeki 3-5 kişinin dosyasını hyunjin'in odasına götürmem gerekiyordu. Neden terlemiştim ben. Onu ilk günden bu yana hiç görmemiştim. O yüzden olabilirdi. Nefesimi düzene sokup kapısını tıklattım. Komutu alınca içeri girdim. Pencereden gelen güneş sarı saçlarına ve çenesine vuruyordu. Tanrım nasıl bu kadar insan üstü durabilirdi. Düşüncelerime küfür ediyordum.
Önce saygıyla eğildim.

"rahatsız ettiğim için özür dilerim. Mark bunları size bırakmamı istedi."

Masanın üzerine bırakıp geri çekildim.
Omuzlarını geri yaslayıp nefesini verdi ve saçlarını geri itti.

"alıştın mı buraya?"

Başımı salladım.

"tabiki. Çocukluğumdan beri hayalimdi. İlerisi için sıkı çalışacağım"

Gözlerinde hiçbir ifade yoktu. Çok da bakamadım zaten kimsenin gözünün içine uzun uzun bakamazdım ben.

"anladım. Yanlış anlama sadece görünüşün ben zarifim diye bas bas bağırıyor.."

Duyduklarımı sindirmeye çalışırken titrememek için dua ediyordum. Bana zarif mi demişti o...

"ş-şey bir çok kişi böyle düşündü sorun değil efendim yanlış anlamadım"

Başımı eğdim çünkü yüzüm utançtan yanıyordu.

"öyle mi??? Peki. Her neyse en kısa zamanda vakaya gideceksin. Tüm çaylaklar ve biz sizi izleyeceğiz. Performansını merak ediyorum doğrusu."

"elimden gelenin fazlasını yapacağım. Polis oldum ve bunu kanıtlayacağımdan şüpheniz kalmayacak efendim"

hasiktir sesim neden gür çıkmıştı. Kafayı yiyecektim. Saygısızlık yaptığımı düşünebilirdi...

"işin konusunda öz güvenli olman güzel. Göreceğiz bakalım. Çıkabilirsin"

"iyi günler efendim"

Saygıyla eğilip çıktım. Tuvaletin yolunu tutum. Elimi yüzümü yıkamam lazımdı.

________________

Elimden geldiğince herkese yardım etmeye çalışıyordum. Artık bir çok kişiyi de tanıyordum hem. Şimdi de minho hyungla sohbet edip kahve içiyorduk saat sabahın 6'sıydı. Beynim yeni ayrılırken gözlerim süzülüyordu. Kahve iyi geliyordu şuan. Biz minho hyungla konuşurken kapıdan jisung olduğunu tahmin ettiğim kişi girmişti. Yakışıklıydı. Kahve makinesine yönelip karton bardakla masaya oturdu. Bizden en uzak köşeye.
Minho hyung'a baktığımda biraz tuhaf görünüyordu. Anlamasam da benim gibi uykulu olduğunu düşünerek pek umursamadım. Telefonuyla ilgilenmeye başlamıştı.

"seungmin nöbet listesi değişmiş. Atıyorum sana da"

"olur hyung. Teşekkürler"

İsim bitince ekranı kitleyip masanın üzerine bırakmıştım ki karton bardağa çarpıp devirmiş minho hyung'un üstüne boşaltmıştım. Beyaz gömleği mahvolurken. Yerimden kalktım  panikle.

-HyunMin-    🌹🔥 BURNT ROSE 🔥🌹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin