three

11 4 23
                                    

"Şey, birlikte yaşadığımız günden beri seninle hiç düzgün bir sohbet etmediğimizi farkettim. Ve.. bu içkileri de aldım!"

Chenle zaferle bağırırken Lucas da gülmüş ve elindekileri alıp yanını işaret etmişti "gel o zaman"

"Tamamdır o zaman ben seni zaten az çok tanıdım. O yüzden senin de beni tanıman gerektiğini düşümdüm. Sana kendimi anlatmak istiyorum"

"Geldiğinden beri ilk defa bu kadar mantıklı konuştun. Unutma bunu da kutlayalım"

Chenle, Lucas'ın omzuna vurmuş ve yalandan bir sinirle konuşmuştu "ben her zaman mantıklı konuşurum sırık seni"

Lucas'da gülmüş ve devam etmesini istemişti. Chenle'da eline bir içki şişesini alıp konuşmaya başladı. Nedense Lucas bugün içmemesi gerktiğini hissetmişti.

"Bak şimdi ben küçükken Çin'in en zengin ailelerinden birinin en küçük ve tek çocuğuydum. Beni çok pohpohlarlardı. Öyleki hayatım benim için her zaman basit olmuştu. Birşeyleri almak, geri bırakmak bunların hepsi benim için çok kolaydı , basitti. Tabi birgün.. evimize biri geldi ve o gün bir insanın hayatının da çok basit olduğunu öğrenmiştim. Şerefsiz herif herşeyimizi çaldı. Hatta annem ve babamı da elimden aldı. İşte o gün ilk defa hiçbirşeyim olmamıştı. Sonrasında o adamı bulmak için bana lazım olan olmayan herkesi öldürmeye başladım. Zaten şerefsizin tekiydim birde katil olmak hiçbir zaman umrumda olmadı. Şimdi ise o adamı buldum ama.. ilk defa birini öldüremeyeceğim gerçeği yüzüme vurdu. Onu öldürecek gücü kendimde bulamadı (hıck) m."

Chenle bütün bir hayatını anlatıp rahatlayınca olduğu yerde sızmıştı. Lucas' da o sırada onu bu hale getiren şerefsizi öldürmek istediğini farketti. Bunun sonunda en büyük zararı o görecek olsa bile Chenle'nun mutlu olması için ölümü bile göze alabileceğini düşündü.

Ölümü demişti çünkü onun birini öldürmesi yasaktı. Bir şeytanın çocuğu olarak bu onu da bir şeytana çevirirdi ve acı çekerek ölürdü. Ölmeyi tabiki her canlı gibi o da istemiyordu ama o gerçekten de aşık olmuştu. Chenle'nun mutlu olması için belki de en iyi seçenek kendisinin de ölmesiydi.

Diğer gün Chenle uyandığında bu sefer Lucas yanındaydı. Yanından ayrılmamış hatta ona sıkıca sarılmıştı. "Şşt hadi uyan artık"

"Ama uyanmak istemiyorum"

Chenle biraz daha öyle kalmış ve Lucas'ı izlemişti "Lucas bence.. biz böyle kalalım ha. Ne dersin?"

"Nasıl yani?"

"O adamı unutmaya çalışıcam. Ama seninle birlikte."

"Bu bir evlilik teklifi miydi?"

Chenle'nun tükürüğü boğazına  takılmış Lucas'ın dediği şeyle öksürmeyi durduramazken Lucas'ta resmen haykırırcasına gülmüştü

"Hayır aptal! Sadece... beni anlayan tek kişi senmişsin gibi geliyor"

Lucas elini Chenle'nun yanağına götürmüştü "o adamın ölmesini gerçekten istiyor musun?"

Chenle duyduğu şeyle 32 dış gülümsemişti "hemde herşeyden daha çok"

"Peki.. senin mutluluğun için onu öldürürsem. Bende öldüğüm için üzül nüydün?"

Chenle'nun kanı donmuştu. Ölürsem derken neysen bahsetmişti ki? " Nasıl yani? O şerefsizi öldürmenle senin hayatının ne alakası var?"

"Biz melezler çok garip yaratıklarızdır Chenle. Birine aşık olduğumuzda onun iç sesini duyamayız aramızda güvensizlik olmasın diye ya da zamanı durdurmak gibi yaptığımız normal hayatta rahatça yaptığımız şeyler sevdiğimiz kişiye işlemez. Çünkü onunla eşit olmak isteriz.İşte bu durum da bunun gibi garip birşey."

Chenle yine hiçbirşey anlamıştı ya da anlamak istememişti. Ama Lucas'ın dediği birşey çok dikkatini çekmişti

"Peki şey, sen benim zihnimi okuyabiliyor musun?"

"Hayır, okuyamıyorum"

-
EVEEET BUGÜN BENİM İÇİN ÇOK GÜZELDİ AMA BUNU KİTABA GEÇİRMEMEK İÇİN KENDİMİ ÇOK ZOR TUTTUM
nedenini anlatmaya üşendim şimdi ama çok mükemmel şeyler yaşadım yani mutluyum.
Herneyse diğer bölüm final.

Sonu nasıl olur sizce?

Sizi seviyorum
♡♡♡

FocusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin