"Açsana şu lanet telefonu." Seungmin Jeongin'e içinden bütün sevgi sözcüklerini saydırırken tekrardan arama tuşuna basmıştı.
Bir kaç çalıştan sonra arama yine ve yine reddedilmişti. Seungmin sinirle elini saçlarına götürmüş ve çekiştirmişti. Tekrar mesaj kısmına girmiş ve Jeongin'le olan konuşmasına dokunmuştu. Son mesajının ardından ne telefonlarına ne de mesajlarına cevap vermişti Jeongin.
Seungmin hararetli hararetli bir şeyler yazarken cümlesini tamamlayamadan birisiyle çarpışmıştı.
Telefon yere düşerken Seungmin her şeyin suçlusunun Jeongin olduğunu ve gün içerisinde daha başına neler geleceği hakkında kendi kendine söylenirken. Karşı taraf telefonu Seungmin'e uzatmıştı Seungmin elini uzatıp kısık sesli bir teşekkür mırıldanmıştı.
Ama bir sorun vardı adam telefonu vermiyordu.
Seungmin adamın elindeki telefonu çekmeye devam ederken karşı taraf kahkaha atmaya başlamıştı. Seungmin gücünü çok kullanmış olsa gerekti ki karşı taraf telefonu serbest bıraktığında geriye doğru düşecek gibi olmuştu Seungmin çoktan yere düşmeye kendini hazırlamıştı fakat o düşmeden biri yakalamıştı onu hemde belinden(!).
Seungmin sonunda kafasını kaldırdığında gözleri kocaman olmuş ve istemsizce sesi yükselmişti.
"CHANGBIN HYUNG."
Changbin Seungmin'in davranışları yüzünden kahkaha atarken Seungmin ne yapacağını şaşırmıştı. Normalde şu an ona vurmaya başlamış olurdu ama bugün o kadar gergindi ki elini bile kaldıramıyordu.
"Seungmin-ah, insanların yüzlerine bakmalısın yere değil."
Changbin elini Seungmin'in belinden çekmezken sıkılaştırıp sarılmıştı Seungmin'e.
"Changbin bak kiminle karşılaştım."
Changbin hızla Seungmin'den ayrılıp kendine doğru gelen sevgilisine bakmıştı.
"Hyunjin hyung." Seungmin kısık sesiyle tekrar mırıldanmıştı.
"Ah Seungmin de buradaymış."
Seungmin kendini gülümsemeye zorlamıştı fakat gerginlikten bunu bile yapamıyordu. Felix her ne kadar gülüşüyle ışık saçsada Hyunjin de bir o kadar bakışları ve çatık kaşlarıyla etrafa korkunç bakışlar atıyordu.
Tabi kim nerden bilsin Hyunjin'in bu bakışının sebebinin az önceki görüntü olacağını. Changbin denen herif nasıl Seungmin'nin incecik beline sarılabilirdi Seungmin herkese sarılır mıydı böyle?
Hyunjin bakışlarını Seungmin ve Changbin'den çekmezken, Felix sevgilisinin yanına geçmiş heyecanla konuşmaya başlamıştı.
"Changbin biliyor musun Hyunjin Hyung ve Seungmin'de bizim gibi randevuya çıkmak için burada buluşacaklarmış."
Seungmin kızarırken Hyunjin bu görüntü ve duyduğu şey sayesinde biraz yumuşamıştı. Yani Felix ve Changbin çıkıyordu öyle değil mi? Hyunjin'in kaşları tekrar çatılırken yüzünü buruşturmuştu.
"Siz çıkıyor musunuz?" Felix heyecanla kafasını sallamıştı. Hyunjin'in rol yaptığını daha doğrusu yapmak zorunda olduğunu çok iyi biliyordu bu yüzden yüz buruşturmasına takılmamıştı. Felix her şeyin farkındaydı o da arkadaşının mutlu olmasını istiyordu bu yüzden ne yapıp ne edip Hyunjin ve Seungmin'in arasını yapacaktı.
"Yoksa sizde mi çıkıyorsunuz? Hm?"
Changbin ve Felix sırıtırken Seungmin kırmızının bir koyu tonuna daha bürünmüştü.
"Saçma sapan konuşmayın, hem artık bizim gitmemiz gerek zaten bekleyerek yeterince zaman kaybettim."
