Bölüm-10

156 41 21
                                    

"Bugün barını erken kapatacak ve eve, karısına gidecekti. Çiçek götürüp ona sürpriz yapacaktı. İçinden şimdi bunu yapmak geliyordu."

Ege kitabın son satırlarını okurken hıçkırıklara boğulmuştu. Gelmişti işte yine onun mezarındaydı. İstediği gibi sarı lale getirmişti kelebeğine. Öylece mezar taşına bakıyordu. Bilerek kullanmadığı hattına atmıştı mesajları Yağmur. Görememişti Ege hiçbirini.

"Hepsi benim yüzümden. Koruyamadım kelebeğimi unuttum onun ne kadar narin olduğunu. Şimdi orası ne kadar soğuktur kelebeğim.. Kaldırır mı senin vücudun o soğuğu"

Ege artık konuşamıyordu. Hıçkırıkları sanki onun konuşmayı hak etmediğini düşünüp hiç durmuyordu. Ege çocukluğunun toprağını seviyordu. Hep saçlarını sevdiği kızın şimdi toprağını seviyordu. Sahi en son döküldüğünü söylemişti saçlarının nasıl görememişti. Bahar saçlı kızı şimdi toprağın altındaydı. Yüreğinde ki yangının hiçbir dilde tercümesi yoktu. Sol yanı eksikti sanki.

Aklına yanında getirdiği kutu gelince hemen kapağını açtı. Bir sürü resim ve bir sürü not vardı içinde küçükken yaptıkları resimler vardı. Ege tutamamıştı sözünü. Bırakmıştı Yağmur'u. Kelebeği acı içinde ölmüştü. Gülüşüne ömrünü verebileceği kadının son kez toprağından öpüp yoluna devam etti. Ne Yağmur yaşadı ne Ege ikisi de öldü ama sadece biri toprağın altına girdi...

Söyleyemedim/TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin