0.9

1.1K 118 38
                                    

Kimmin: Selam Hyunjin.
Bir süredir seninle karşılaşmadım.
Fakat bugün bu sona erdi.
Bugün Felix koluma girip bana 'Kulüpler başladı. Hangi kulübe katılalım?' dedi.
Ona fark etmeyeceğini söyledim.
Benim gibi birinin hiç yeteneği yoktu nasılsa.
O yüzden hangi kulübe girdiğim fark etmiyor.
Felix bir süre düşündükten sonra 'Resim Kulübüne katılalım' dedi.
Onu başımla onaylayıp sınıfa gittim.
Çıkışta herkes kendi kulübüne gidiyordu.
Felix'le birlikte Resim Kulübü'nün olduğu sınıfa gittik.
Felix önden içeri girdiğinde başımı yere eğip onu takip ettim.
'Hoş geldiniz, boş bir yere geçin.'
Gözlerim kocaman açıldı.
Bu ses sana aitti Hyunjin.
Halbuki ben senin Basketbol Kulübü'ne katılacağını düşünmüştüm.
Felix beni kolumdan tutup boş bir sıraya oturttu.
'Benim adım Hyunjin. Bu Kulübün başkanıyım.' dedikten sonra gülümseyerek gözlerini Kulüp üyelerinde gezdirdin.
'Resim kulübünde olmanız için illa yeteneğinizin olmasına gerek yok. Buraya resim çizmeyi öğrenmek için de gelebilirsiniz.'
Herkes onaylar sesler çıkardığında tahtaya ilerleyip tahtanın önündeki sandalyeye oturdun.
'Bugün zordan başlayalım istedim. O yüzden sizden beni çizmenizi istiyorum' dedin.
Herkes kafasıyla seni onaylayıp ellerine fırçaları alırken ben boş gözlerimle tuvali izliyordum.
'Sorun ne? Neden çizmeye başlamıyorsun?'
Kafamı kaldırıp sana baktığımda merakla bana baktığını gördüm.
'B-ben mi?' dediğimde başınla beni onayladın.
'Evet sen. Hadi, en azından birşeyler karala.'
Yapamazdım Hyunjin.
Bu kirli ellerimle seni çizemezdim.
Resmin kirlenirdi.
'Sorun ne? Yoksa çok çirkin olduğumdan beni çizmek istemiyor musun?'
Şaşkınca gözlerimi kocaman açtım ve başımı hızla iki yana salladım.
'Hayır, hayır. Siz çok güzelsiniz Sunbae. O yüzden değil.' dedim.
'Güzel?' tek kaşını kaldırdığında gözlerim kocaman açıldı ve utançla başımı yere eğdim.
Yanaklarım kızarmış olmalıydı.
'Yakışıklıyım ben, güzel değil.'
Hiçbir şey söylemeden kafamı salladım.
'Çizmeyecek misin şimdi? O zaman neden bu kulübe katıldın ki?'
O kadar utanıyordum ki yerin dibine girmek istiyordum.
Ne ağzımı açıp birşey diyebiliyordum ne de çekip gidebiliyordum.
Tıpkı ezik gibiydim.
'Ahahah aslında Seungmin çok güzel resim çizer Sunbae. Bir saniye.'
Felix araya girip kollarımdan tutup bedenimi kendisine çevirdi.
'Seungmin yapabi-'
Felix'in sözü yarıda kesilmişti.
Çünkü ağlıyordum.
Sevdiğim insanın önünde küçük düşmüştüm.
Ne kadar beceriksiz olduğumu öğrenmiştin Sunbae.
O yüzden kendimi tutamadım.
'Şey, biz biraz kendimizi hazırlayalım Sunbae. Birazdan döneriz.'
Senin birşey demene izin vermeden Felix beni kolumdan tutup dışarı sürükledi.
Beraber bahçeye çıkıp bir banka oturduk.
Başımı Felix'in omzuna koyup sessizce göz yaşı döktüm.
'Felix.'
Felix mırıldanarak gözlerini bana çevirdiğinde bende ona baktım.
'Omzun pislenecek.'
Felix şaşınca bana baktığında merakla ona bakıyordum.
'Neden pislensin ki?'
Derin bir nefes aldım.
'O bana eğer ağlarsan etrafı pisletirsin demişti.'
Felix bir süre şaşkınca yüzüme baktıktan sonra gülümsedi.
'Öyle birşey yok Seungmin. Göz yaşları pisletmez, aksine kalbini temizler.'
Felix bana aynen bunları dedi.
Doğruluğundan emin değilim.
Hem doğru olsa bile bana işe yaramaz çünkü benim kalbim temizlenemeyecek kadar kirlenmiş.
Bunu da bana O demişti.
Bu arada yine üzgünüm Hyunjin.
Değerli vaktini kötü geçirmene neden olduğum için.

[Kimmin çevrimdışı]

I Hate Myself ❧ Hyunmin TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin