Aida bana sarıldı. uzaklaşıp bir bank a oturttu beni. Transta gibiydim , ses duymama rağmen kafamın içinde çatlak bir ses
" kaçamayacaksın"
sonrası bulanık. Yanar dönerli polis ışıkları , ve onlarla konuşan aida. Güneş batıyor , korkunç bir kızıl tonunda yanıyor gökyüzü . Sanki öleni tanıyorum , ona üzülüyorum . Parçalanmış yüzünü daha önce hiç görmemiş olmama rağmen onu özlüyorum , ONU TANIMIYORUM !
Aida kolumdan çekiştirip beni polis arabasına oturtuyor.
- Nereye ?
- Karakola gidiyoruz , ifade vereceğiz ve işimiz bitecek.
Başımı cama yaslıyorum . Gözlerimden bir kaç damla yaş iniyor elimle silerken gözlerim ellerime çalıyor , kan kan var ellerimde, gözlerimi ovuşturuyorum , hayır sadece göz yaşı.
...
-Onu tanıyor musunuz ?
- Hayır
- Olay yerinden uzaklaşan birini gördünüz mü ?
- Hayır WC arka taraftaydı ve kimse yoktu
- Yakın zaman da biriyle kavga ettiniz mi ?
- Hayır
- Ah ne hoş ...
Ne demeye kalmadan boğazıma yapıştı , afallamıştım ve onu itebilecek kadar güçlü değildim. Lanet odada yalnızdık. Gözlerim kararırken yüzünü görebildim, damarları belirginleşmiş ve morarmıştı. Ve ... ve gözlerini siyah bürümüştü. Simsiyah... Boğazımı tuttuğu yere yavaş yavaş bir sıcaklık yayıldı ve elleri gevşedi. Nefes almaya çalışırken zorlanıyordum , elleri kanıyordu . ama büyük bir hızla iyileşti yaraları . Kafasını kaldırıp yüzüme baktı kafasındaki tüm deliklerden koyu bir kan akıyordu.
Kulak kanatan bir çığlık atmaya başladı.
Ağzı hareket etmiyordu.
Ağzı açık bile değildi.
Yüzündeki kanlar yavaşça ortadan yok oldu gözleri normale döndü. Yüzü eski rengine geri büründü ve yerine oturdu. uzun bir süre gözlerini kapattı .
Açtı gözlerini , ve
-Neden ayaktasınız ? Lütfen oturun . dedi
- Ne nasıl?
-??
saatine baktı
- oh zaten sorgumuzun bitmiş olması lazım , iyi günler hanımefendi
odadan koşar adım uzaklaştım
...
- Aida hadi gidelim dinlenmem lazım
anlayışlı bir şekilde gözlerimin içine baktı
- Tamam hadi gidelim .
Yola çıktık ve taksi çağırdık
eve vardığımızda kendimi yatağa attım ve komodinimin üstündeki kolye gözüme çarptı . Falcı vermişti . Uzandım ve pürüzsüz taşı kavradım , Doğrulup kolyeyi boynuma taktım , ve uzandım .
...
