Bir ormandayım. Büyük bir orman. Benden başka kimse yok. Güneş, ben yanındayım dercesine güçlü parlıyor ağaçların arasından. Gülümsüyorum. Hayatımda hiç olmadığım kadar huzurlu hissediyorum kendimi. Sonra belirli belirsiz bir gölge görüyorum. Oraya doğru yürüyorum. Birisi var. Bir erkek. Siyah saçlı, kahverengi gözlü, benden biraz uzun. Yüzündeki belirsiz tebessümle elini uzatıyor bana. Daha önce hiç görmediğim bu kişiye güveniyorum birden. Koyu kahverengi gözleri içimi ısıtıyor. Gözlerinde kendimi görüyorum. Uzattığı elini tutuyorum. Sonra herşey yavaş yavaş siliniyor. Gözlerimi açtığımda telefonumdan gelen rahatsız edici alarm, bana okula gitmem gerektiğini hatırlattı. Babamın, "Uyandın mı Çise?" deyişini duydum. Kafamı evet anlamında salladım. Annem ve babam ben 8. sınıftayken boşandı. 2 yıl olmuş. Ama hala dün gibi acı çekiyorum bu gerçeği anımsadığımda. Kalkıp okul hazırlıklarımı tamamladım. Belime kadar gelen uzun, hafif dalgalı, kahverengi saçlarımı tarayıp düzleştirdikten sonra kahvaltı hazırlamaya gittim. Babam emekli olduğu için benden bir kaç saat sonra uyanır. Bu yüzden her sabah kahvaltımı yalnız yaparım. Bu geleneği bozmadan bu sabah da kahvaltımı yalnız ve sessiz yaptım. Çantamı aldıktan sonra kulaklığımı çıkarıp rastgele bir müzik açtım. Evimiz, okula gideceğim otobüsün durağına 5 dakika uzaklıkta. Durağa geldiğimde fazla beklemeden otobüs geldi. Yol boyunca müzik listem karışık çaldı. Nicki Minaj'dan Cem Adrian'a atlamanın verdiği sersemlikle otobüse binen yolcuları izlemeye koyuldum. Ve sonra hiç beklemediğim bir şey oldu. Rüyamda gördüğüm erkek bindi otobüse. Aklımın ve de kalbimin bana oyun oynaması ihtimaline karşın - ki bu çok sık olur - gözlerimi ovuşturdum. Ama hayır. Burada. Tam karşımda duruyordu. İşte o an anladım. Hayatım eskisinden daha farklı olacaktı. Hayatıma daha önce tatmadığım duyguları tadacak, yaşamadığım olaylar yaşayacaktım. Fakat tek sorun; Bu olaylar benim hayatımı daha fazla karanlığa mı sürükleyecek, yoksa hiç çıkamadığı aydınlığına mı kavuşturacak? Bunu öğrenmenin tek yolu, yaşayıp görmekti. Yaşayacaktım ve görecektim.