(3)

630 75 116
                                    

1 ay sonra;

"Yeni bir arkadaşım var. Birbirimize iyi geleceğiz -Gün 166"

"Heyyy! Günaydınn!"

Bugün, her gün olduğu gibi erkenden buluşacaklardı ki, bu sefer Reki, Langa'yı odasından çıkarken yakaladı.

"Günaydın Reki, benimle bahçeye gelmek ister misin?"

"Aslında, isterim ama biraz ağrım var. Bugün odamda oturacağım sanırım. Hem yağmur yağıyor. Sen de gelmek ister misin?"

"Ah, peki tamam."

Tek başına bahçede oturmak yerine, arkadaşının yanında olmayı tercih ederdi Langa.

"İşte burası,"

Eliyle işaret etti kapısını Reki. Ellerini kaldırışından bile acı çektiği belliydi.
Kapının kolunu yavaşca çevirdi.

"Hey, yardıma ihtiyacın var mı? Çok zorlanıyor gibisin, bırak sana yardım edeyim."

Langa, Reki'nin kolunun altına girdi. Canını acıtmamaya özen göstererek, Reki'nin yatağa oturmasına yardım etti.

"Reki, iyi misin?"

"İyiyim, teşekkür ederim. Bu aralar biraz ağrılarım oluyor fakat önemli birşey yok. İlaçlarımı aldım. Sen nasılsın peki?"

"Ben.. iyiyim."

Langa yalan söylüyordu. Gün geçtikçe hastalığının ilerlediğinin farkındaydı. Sona yaklaşıyor gibi hissediyordu. İyileşmesi için hala umut vardı, fakat buna rağmen kendini iyi hissetmiyordu.

"Hadi ama, sen beni ne sanıyorsun? Sorun ne, benimle konuşabilirsin?"

"Önemli birşey yok, dediğim gibi hastayım. İlerliyor zamanla. İyileşeceğimi söylüyorlar ama inanmıyorum pek."

"İyileşeceksin Langa. Ben de iyileşeceğim. Buradan çıkınca sana kaykay sürmeyi öğretirim, olur mu?"

Reki, herşeye olumlu bakıyordu. Tanışalı daha 1 ay olmuştu ama, Reki Langa'ya, Langa da Reki'ye değer veriyordu.
Halbuki iki zıt karakterlerdi onlar.
Langa, pek konuşkan olmayan, sevilmeyen, pek de neşeli olmayan biriyken; Reki, neşeli, insanlar tarafından sevildiği belli olan ve bir o kadar da konuşkan olan birisiydi.

"Çok zordur ama, yapamam ben."

"Hayır hiç zor değil. Düşmekten korkuyorsan, tutarım ben seni."

Hafif kıkırdadı Reki.

"Ama iyileşeceğine dair umudunu kaybetme olur mu, pes etme. Benim için en azından."

Reki kendi içinde bulunduğu durumu resmen hiçe sayarak, Langa'nın iyileşmesini dört gözle bekliyordu.

"Pekâlâ, ama sen de umudunu kaybedersen çok kızarım."

Gülüştüler.

Langa, Rekiyle konuştukça açılıyordu. Artık onun yanında daha rahattı. İstediği gibi gülebilirdi, konuşabilirdi. Onu yargılayacak kimse yoktu. Rekinin yanındaydı.

"Langa, biraz kendinden bahsetmek ister misin? Neden burdasın? Neden ailen burda değil?"

"Gerçekten anlatmamı istiyor musun?"

"Evet, neden olmasın? Her zaman seni dinlerim ben."

"Peki o halde. Yaklaşık 4 yıl önce hastalığımın tanısı koydu. Yavaş öldüren bir hastalık. Yakalanan kişinin kurtulması çok zor, ama tedavisi var. Zaten tedavi için buraya bırakıldım."

"Ah, ne güzel tedavi oluyorsun!"

"Fakat bazen diyorum ki, keşke ailem de beni biraz sevseydi. 4 ay önce bize iki seçenek sundular; Ya evde tedavime devam edecektim ve ailem benimle ilgilenecekti, ya da temelli hastaneye taşınacaktım. İkinciyi seçtiler. Ailem hiçbir zaman benim gibi bir çocuklarının olmasından memnun değillerdi. Hastaydım, ve hiçbir zaman arkadaşım olmadı. İlksin Reki, sen benim ilk arkadaşımsın. Umarım arkadaşım olmaya devam edersin"

Anlatırken ağladığının farkına, Reki ona sarılınca varmıştı.

"Hey, ben çok üzgünüm. Ama sen üzülme olur mu? Ben gerekirse senin ailen olacağım. Iyileştireceğim seni, korkma."

"Yanımda olduğun için sağol Reki."

🤔YA BİRAZ FAZLA MI ÜZÜCÜ OLDU-

ANYWAY BELKI Bİ BÖLÜM DAHA ATARIM ONDA DA REKININ HIKAYESINI YAZICAM MUTLAKA😭🤝

they both died at the end./ Langa x RekiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin