|24|

3.9K 345 93
                                    

Yoongi kendi halinde gezerken karşısında kollarını bağlayarak kendisini izleyen Hoseok'u görmesiyle şaşırmış ve arkadaşlarına kısa bir mesaj yazarak telefonunu kapatmış, cebine koymuştu. Onun burada ne işi vardı? Neden kendisine garip bir şekilde bakıyordu?

Güçlü bir şekilde adım attı ve yanına kadar ulaştı. Yine heyecanlanmıştı. Kalbi yavaşlamak nedir bilmiyordu. Hızlı hızlı atıyordu. "Merhaba." Dedi Hoseok kendisine güzelce bakan Yoongi'ye. "Nasılsın?" Ardından da kısa bir soru sordu Hoseok. "İyiyim. Ya sen?" Dedi Yoongi. Pürüzsüz bir tene sahipti şarkıcı. Erkeksi kokuyordu. Dayanamıyordu Yoongi. Kendini kaybedecek diye çok korkuyordu.

Kafasını yere eğdi şirin olan. Bakamıyordu suratına. Utanıyordu. Şimdiden terlemeye başlamıştı bile. Maskesini atmak istedi yere. "Neden yüzünü benden gizliyorsun?" Dediğinde Yoongi'nin gözleri Hoseok'u buldu. "Gizlemiyorum." Diyebildi sadece. Sesinin titremesine mani olamıyordu.

"Evet gizliyorsun. Masken yüzünü örtüyor. Çıkar da yüzünü göreyim." Dedi Hoseok. Yoongi'nin tükürüğü boğazında kalmış ve öksürmeye başlamıştı. Hem kendisini sevmediğini söylüyor hem de bu tür şeyler söyleyerek kalbini hoplatıyordu Hoseok. Ne yapmaya çalışıyordu?

"Senin de masken var. O zaman sen de çıkar." Dediğinde o "İnsanların üstüme atlamasını istiyorsan çıkarabilirim." Dedi. Yoongi ise anında bu fikirden vazgeçti. Hoseok'a başka birinin dokunma fikri kendisini deli ediyordu. Bunu kimse yapamazdı. "Tamam çıkarma."

"Sen üzgün müsün?" Bunu sorduğuna inanamıyordu. Kendisini sevmediğini söylemişti ve şimdi de bunu sorması saçma gelmişti Yoongi'ye. "Hayır iyiyim." Birkaç adım atmış ve Hoseok'un önüne geçmişti. Eve dönmek istiyordu. Hoseok ile bir müddet konuşmasa iyi olurdu. Aradaki mesafe açılırken esmer olan Yoongi'nin kolundan tutarak onu kendisine çekti.

"Üzgünsün ve bunun sebebi benim." Yoongi bir şey demediği sırada Hoseok onu yakındaki ağaca yasladı ve gitmesine izin vermedi. "Ne çabuk anladın?" Dedi Yoongi. Elinden geldiğince öfkesini dışa vurmamaya çalışıyordu. "Ooo minik Yoongi sinirlenmiş." Ufak bir kahkaha atan Hoseok'u hayranlıkla izledi Yoongi. Sinirli olsa bile ondan vazgeçemiyordu.

Hoseok elini Yoongi'nin maskesine götürdü ve yavaşça çenesinin altına indirdi. "Ne yapıyorsun?" Yoongi sessizce konuşurken Hoseok "Hiçbir şey." Dedi normal bir şekilde. Hala alayla konuşuyordu. "Seni görüyorum Yoongi. Aslında seni hep gördüm ama sana karşı oluşan hislerimin adını koyamadım bir türlü. Seni kırmak istemediğim için öyle söyledim ama görüyorum ki böyle yaparak seni daha çok kırmışım. Üzgünüm."

Kendi maskesini de indirerek Yoongi'nin kırmızı, küçük dudaklarına kapandı. Beyaz tenli olan ilk olarak neler olduğunu kavrayamamıştı. Hiçbir şey anlayamamıştı. O yüzden de Hoseok'a karşılık verememişti. Esmer olan Yoongi'nin karşılık vermeyeceğini anlayınca çekilecekken Yoongi ellerini Hoseok'un yüzüne koydu. Dolu gözleriyle uzun zamandır aşık olduğu şarkıcıyı öptü.

Birbirlerini doyasıya öperken "İNANAMIYORUM YOONGİ! SANA O KADAR YELKENLERİ SUYA İNDİRME DEDİM!" Dedi birkaç metre uzaklıkta duran Jin. İkisi de onu umursamadı ve devam ettiler. "Hyung onları yalnız bırakalım." Jimin Jungkook ile zor da olsa Jin'i oradan uzaklaştırmıştı.

"Sen çok güzelsin Yoongi." Dedi dudaklarını ayıran Hoseok. "Seni seviyorum. Seni çok seviyorum." İçindeki havai fişek patlamaları kendisine hakim olamadığını gösteriyordu. Yoongi ise aylardır kurduğu hayalin gerçek olmasıyla birlikte şaşkınlıktan konuşamıyordu. "Niye bir şey söylemiyorsun?" Dedi Hoseok.

"B-ben ne diyeceğimi bi-bilemiyorum." Yutkundu ve Hoseok'un gözlerine baktı. "Çok şaşkınım." Dudaklarını dişledi acıyacağını bile bile. Ne demeliydi? Bir an da aklından geçeni dillendirmeli miydi? "B-ben seni seviyorum." Kollarıyla Hoseok'u sarmaları sıkıca. Gözündeki yaşları tutamamıştı daha fazla. Mutluluktan ağlıyordu şu an.

Cutie Yoongi |Sope✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin