Çaylak

196 12 3
                                    

Eveett yeni bölüm geldii. Siz okumaya başlamadan önce benim size diyecek bir şeyim var. Önceki hikayeye gelen yorumlar beni çok mutlu etti ve hikayeyi yazmak için daha da isteklendirdi bunun için hikayemi okuyan herkese çok teşekkür ederim(o˘◡˘o)

==================================

Eren biz doğru yaklaşmaya başlamıştı. O sırada Ella'ya ahırı ve malzemelerin nerelerde olduğunu anlatıyordum.

Eren biz doğru yaklaşmaya başlamıştı. O sırada Ella'ya ahırı ve malzemelerin nerelerde olduğunu anlatıyordum. Eren el sallayıp yanımızdan geçmişti. Aslında biraz şaşırmıştım çünkü benle sohbet etmeden gitmezdi genelde. Ama şu an bunun daha iyi olduğunu düşündüm çünkü Ella sanki üstüne atlayacak gibi duruyordu.

Ella'ya her yeri gösterdikten sonra tekrar geri döndük. Bu sırada herkes çay içiyordu. Ben de kendime bir çay alıp onların yanına geçtim. Akşam yapılacak bir etkinlik hakkında konuşuyorlardı. Ben gelince bana tekrardan kısaca açıkladılar.

Etkinlik bir hoş geldin partisiymiş! Aslında gerçekten buna gerek olduğunu düşünmüyordum ama Kaptan Levi öyle demiş ve mecbur yapılmak zorundaymış. ''Tch, her neyse.'' Diye geçirdim içimden. Bu kız için gerçekten uğraşılıyordu ve özen gösteriliyordu. Adada artık pek titan bulunmaması da onun için bir avantajdı çünkü kendini kanıtlayamazdı.

Uzun bir temizliğin ve süslemenin ardından akşam olmuştu. Gerçekten çok yorulmuştum ve yemekten önce biraz dinlenmeye ihtiyacım vardı. Ama sonra vaz geçtim ve yemeği hazırlamak için Armin'e yardım ettim. Yemek gerçekten çok güzel gözüküyordu. Bu sırada Mikasa, Eren'le birlikte sofrayı hazırlıyordu. Kısa bir süre sonra masaya geçtik ve yemeklerimizi yemeye başladık.

Herkes Ella ile kaynaşmaya başlamış gibi gözüküyordu. Aslında kötü bir kız değildi. Hatta eğlenceli bile denebilirdi ama işte tek bir konuda biraz beni kızdırıyordu. O konu da zaten bariz ortadaydı. Ben bunları düşünürken birden omzumda bir el hissettim. O tarafa baktığımda ise Armin ve endişeyle bakan gözleriyle karşılaştım.

Armin: Y/n, iyi misin? Yemeğinden bir kaşık bile yemedin. Beğenmedin mi yoksa.

Gülümsemeye çalışarak ''Hayır hayır, çok beğendim gerçekten. Neyse ben yemeğimi yiyim.'' Dedin. Armin pek tatmin olmasa da tamam anlamında kafasını salladı ve o da yemeğini devam etti. Onun bu durumunu fark etmesi seni pek şaşırtmamıştı aslında. Nede olsa 15 yaşından beri en yakın arkadaştınız. Yemeğinden biraz yedikten sonra tabağını kaldırıp dışarı çıktın.

Dşarıda çok güzel bir hava vardı. Bu sana Eren ile birlikte sahile geçtiğiniz akşamları hatırlattı. Nedense bunları hatırlayınca birden hüzünlenmiştin. Daha sonra kapının açılma sesi ile birlikte kafanı kapının olduğu yere döndürdün. Armin kapıdan çıkmış yanına geliyordu.

Armin: Y/n... Bana söylemesn bile senin iyi olmadığını biliyorum. Bunun sorunu da Eren, değil mi?

İsteksizce başını salladın. Armin yanına gelip sana sarıldı "Y/n lütfen kendini üzme. Biliyorsun o seni seviyor ve seni bırakmaz." Sen de ona geri sarıldın ama neredeyse ağlayacak gibiydin çünkü hem sinirli hem de üzgündün.

Daha sonra birlikte içeri geçtiniz. Herkes çok eğleniyordu. Birbirleriyle şakalaşıp duruyorlardı. Jean rahat durmayıp kendince komik(!) at şakaları yapıyordu. Bir süre sonra herkes yorulup odalarına geçmeye karar verdiler. Sen de merdivenlerden çıkarken birinin seni çağırmasıyla arkana döndün.

Eren: Y/n biraz konuşabilir miyiz?

Kafanı evet anlamında salladın ve onu takip etmeye başladın. Malzeme deposunun önüne geldiğinizde kapıyı açıp içeri girdi ve sen de onu takip ettin.

Burası biraz karanlıktı. Odayı aydınlatan tek şey küçük bir gaz lambasıydı. Eren geçib bir çuvalın üstüne oturdu, sen de onun karşısındaki bir tabureye oturdun ve onuşmayı başlatmasını bekledin.

Eren: Y/n...

Y/n: Evet?

Eren: Bana istediğin veya seni rahatsız eden her şeyi anlatabileceğini biliyorsun dimi?

Sessiz kaldın. Eren derin bir nefes verip konuşmasına devam etti.

Eren: Bak eğer bende veya herhangi birinde seni rahatsız eden bir şey varsa bunu bana söylemelisin. Başkalarına değil.

Bunu dediğin anda yüzün kızarmıştı çünkü bu Eren'in senin Armin'e anlattıklarını duyduğu ve büyük ihtimalle de gördüğü anlamına geliyordu.

Y/n: Bak eğer Armin'e anlattıklarımı diyorsan, onlar çok önemli şeyler değil-

Eren: Hayır y/n önemliydi. Ben seni üzdüm ve senin üzülmeni -özellikle benim tarafımdan- istemiyorum.

Y/n: *hafifçe gülümser* peki peki, birdahakine bunu direkt sana söyleyeceğim.

Eren olduğu yerden kalkıp yanına geldi ve sana sarıldı. Daha sonra yanağına küçük bir öpücük kondurduktan sonra "İyi geceler Y/n" diyip odasına gitti.

Bu konuşma aslında seni çok rahatlatmıştı çünkü Eren'in hala seni umursadığını bilmek ve seni düşünmesi hoşuna gitmişti. Odana gittin ve güzel anılarını düşünerek uykuya daldın.





Attack On Titan x ReaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin