ALLAH'A KARŞI DOĞRUDAN DUYULAN BİR ARZU OLARAK ARZU DELİLİ

223 6 7
                                    

ALLAH’A KARŞI DOĞRUDAN DUYULAN

BİR ARZU OLARAK ARZU DELİLİ

Bazı teist düşünürler, insanların içinde Allah’a karşı doğrudan bir arzu olduğuna dikkat çekmişlerdir. Bunlardan çok azı bunu Allah’ın varlığı için bir delil olarak değerlendirmiş, çoğunluğu bunu bir delilin parçası olarak sunmamışlardır. Fakat yine de insanların içinde böyle bir arzunun varlığına kimi teist düşünürlerce dikkat çekilmiştir ve kutsal metinlere atıflarla da bu görüş desteklenmeye çalışılmıştır. Augustinus’un ünlü “İtiraflar (Confessions)” kitabında, Allah’a karşı arzunun tüm insanlarda var olduğuyla ilgili iddiaya tanık olmaktayız:

Bu arzu sadece benle veya benle beraber birkaç kişiyle sınırlı değildir; hepimiz mutlak olarak mutlu olmayı isteriz... Onlar, Sana bir ödül beklemeksizin ibadet etmektedirler, çünkü Sen onların sevincisin. Mutlu yaşam sadece budur; Sen’den keyif almak, Seninle ilgili olarak ve Senden ötürü. Yaşamın mutluluğu budur ve bu Senden başka hiçbir yerde bulunamaz. Mutlu yaşam gerçekten dolayı sevinçli olmaktır; bu ise Sende, yani gerçekolanda sevinçli olmak demektir... Herkes bu mutlu yaşamı ister, bu yaşam ki mutlu olarak nitelenmeyi bir tek o hak eder... 5

Benzer bir yaklaşıma Pascal’da tanık olmaktayız. Pascal, prensler gibi dünyevi hemen her isteğini elde edebilecek konumda olanların bile arzularını tatmin edemediklerini; sonuçta sahip olduğumuz birçok arzunun bu dünyaya yönelik olmadığını, ancak bu arzuların kendisi için olan Allah’ın, arzuları tatmin edebileceğini söyler:

Bütün insanlar mutluluğu arar. Bunun hiçbir istisnası yoktur... Bütün insanlar şikayet etmektedir; prensler, hizmetçiler, asiller, halk, yaşlı, genç, güçlü, zayıf, eğitimli, cahil, sağlıklı, hasta, her ülkede, her zamanda, her dönemde, her şartta... Boş yere etrafındaki her şeyle boşluğu kapamaya çalışır, o şeylerden hiçbiri ona yardımcı olamaz, çünkü bu sonsuz boşluk ancak sonsuz ve değişmez bir objeyle yani Allah ile kapatılabilir.6

Yahudi-Hıristiyan geleneğinde olanlar, insanların içinde Allah’a karşı bir arzu olduğu fikrine, Kutsal Kitab’ın en çok okunan bölümlerinden biri olan Mezmurlar’daki (Zebur’dan) şu bölümleri örnek verebilirler:

1- Geyik akarsuları özlediği gibi, canım da seni öyle özler ey Allah.

2- Canım Allah’a, hay Allah’a susamıştır. Ne vakit geleceğim ve hay Allah’ın önünde görüneceğim?7

İslam inancına bağlı olanlar ise Allah’a yönelmeye karşı doğuştan verilmiş bir eğilime sahip olduğumuz görüşü için Kuran’daki şu ayeti kullanabilirler:

Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah’ı anmakla tatmin olan kimselerdir. Haberiniz olsun; gönüller yalnızca Allah’ı anarak tatmin olur.8

Gerek Eski ve Yeni Ahitler’deki ifadelerin, gerek Kuran’daki ayetlerin; Allah’a karşı doğal bir arzuya sahip olduğumuz anlamına gelip gelmedikleri tartışılabilir. Fakat şurası açıktır ki, insanların doğuştan böyle bir arzusu varsa bile; Allah’a yönelen inançlılar “Allah’a yöneldim, içimdeki arzular tatmin oldu, meğer içimdeki tatmin olmayan arzuların objesi Allah’mış” diyebilirler, fakat inananların bu şahsi tecrübelerini inançsızlara karşı sunulacak objektif bir argümana dönüştürmek mümkün gözükmemektedir. Nitekim birçok ateist ve agnostik, kendisinde böyle bir arzunun olduğunu inkar etmektedir. Örneğin John Beversluis da bahsedilen yaklaşımı eleştirirken, böylesi bir arzunun var olduğunun iddia edilemeyeceğini ifade etmiştir.9

İNSANIN DOĞAL ÖZELLİKLERİ VE ARGÜMANIM

Arzulardan hareketle Allah’ın varlığı için objektif ve ikna gücü olan bir argüman oluşturmak için öncelikle herkesin üzerinde rahatlıkla uzlaşabileceği; “doğal” ve “temel” olan arzuların hareket noktası yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bu amaçla burada ateist ve agnostiklerin birçoğunun da insanda var olduğunu rahatlıkla kabul edeceklerini düşündüğüm altı tane arzuyu hareket noktası yapacağım. Bunlar:

ARZU DELİLİ  . Caner TaslamanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin