MERHABALARRRRR!!!🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈
gecen bolumde yaptiginiz yorumlar icin coookkccooookCOOOOK tesekkur ederim, hepinizi cidden cok seviyorum😭😭😭😭
bu bolum azicik gecikmeli (2 gun kadar) geldi ama cidden anlamadim neden boyle oldu ekglskfskfkd zor bir bolum de degildi ama jeongguk bebeginin duygularini tam olarak yansitmak istedigimden yavas yavas yazdim... hala tam istedigim gibi olmadi ama napalimm🙌 umarim begenirsiniz😋
medya😎🎉🎊✌🍌🍿
COK KONUSMİCAM HADİ OKUYUN upuzun bisi oldu yine (4.5k) umarım sıkılmazsınız ejgjsmfndkf KAHVEMLE EKRAN BASİNA GECİYORUM BEN SİMDİ😎🙌
iyi okumalar balli corekler💖
🍿
"
Acıyor,"
"Az kaldı, bekle."
"Ya, acıyor! Çek elini."
Tek kolumu arkamda oturan Taehyung'a doğru uzattım ve ittirdim, saçımdaki parmakları saçımın karışan kısmını açmaya devam ederken onu ittirmemle saçım daha çok acıyınca ittirmeyi bırakıp gözlerimi sımsıkı yumdum. Ağlamaklı sesler çıkarırken Taehyung'un saçımdaki tokayı çıkarabildiğini hissetmiştim.
"Bitti, bekle." dediği sırada önüme doğru düşen sarı saçlarımı üfleyerek yukarı atmaya çalıştım, üflediklerim tekrar yüzüme düştüğünde bir daha üfledim, bu sırada alnıma değen eller saçlarımı yukarı çekip kafamı arkaya doğru yatırdığında bir anda büyük kahve gözlerle karşı karşıya kaldım. "Çok sabırsızsın."
"Uykum geldi çünkü." dedim gerçekten mayışmış bir sesle. Gözleri tüm yüzümü tararken parmakları alnımdaki yara bandının üzerini okşadı hafifçe, acıtmadı, sadece parmaklarının orada gezindiğini hissedeceğim kadar bastırdı üzerine.
"Saat daha on iki olmadı bile." dedi kısık sesle, kafamı ellerinin arasından kurtararak kaldırdım, saçlarımı sol elimle geriye atıp duvardaki saate baktım, beş dakika sonra on iki olacaktı, Taehyung'un doğum günü gelmiş olacaktı. Ne yapacağımı bilmiyordum, öylesine 'doğum günün kutlu olsun' desem çok sade olurdu, hediye almamıştım ve zaten alacak zamanım da yoktu, onun için bir şeyler de yapamıyordum çünkü kolum bir santim bile kıpırdamıyordu yerinden.
Sonuç olarak beş dakika içinde uyuyup yirmi dört saat uyanmamak istiyordum.
"Ne düşünüyorsun?" diye fısıldayan sesle irkilerek kafamı sağa çevirdim, Taehyung'un ay gibi parıldayan yüzü bir an donmama sebep olsa da hemen toparlanarak geri çekildim, yatakta dönüp yüz yüze gelmemizi sağladım. O da dizlerinin üzerinde oturmayı bırakıp bacaklarını iki yanıma uzattı, kollarını da arkaya yaslayarak beni izlemeye başladı.
"Nasıl uyuyacağımı." dedim alttan alttan ona bakarak. Gözlerini devirip güldü, önüne gelen siyah saçlarını kafasını sağa sola sallayarak kenarlara attı, bu hareketini hipnoz olmuş gibi izlerken ayağıyla bacağımı dürttüğünde gözlerimi gözlerine çevirdim.
"Neyin var? Hala ne olacağını mı düşünüyorsun yoksa gerçekten güzel yüzüme mi dalıp gittin? İkinci seçenek tercihimdir."
Bağdaş kurduğum bacaklarımı açıp onu uyluklarının üzerinden iki yana uzattım. Sırtımı hemen arkamdaki yastıklara yasladım, Taehyung bana sarılıp uyuduğu için bu yastıklar ayak ucuna atılmıştı. Rahat bir pozisyon bulabildiğimde gözlerimi yeniden Taehyung'a çevirdim, o zaten beni izliyordu.
Hep yaptığı gibi, bıkmadan, sıkılmadan, yorulmadan...
Onunla aramda garip bir ilişki vardı. Üç senedir tanıyorduk birbirimizi, bir sürü illegal iş yaparak para kazanmıştık birlikte ve yaklaşık üç aydır da sınıf arkadaşıydık, onunla Taehyung ve Jeongguk olarak konuşmak her ne kadar yorucu ve sinir bozucu olsa da alışmıştım, bir süre sonra hepsine alışmış ve gerçekten hepsiyle arkadaşlık kurabilmiştim. İlk arkadaşlarımı sadece bir kamerada görebiliyor olmak kötü olsa da hepsini seviyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
disease | taekook ✓
Fanfiction[🌈🌟] "sadece ekranda görüp kelimelerini okuduğum bir çocuğa tutuldum. kafesinden çıkardım, kalbime yerleştirdim. nasıl yakıştı ama içime, çiçekler yeşertti kurak bahçemde." #1 taekook🍿