ZOMBIE ~ 𝒕𝒂𝒆𝒌𝒐𝒐𝒌 ~ (Tamamlandı🍓)

"Merhaba"-"Misa"

Kuzey'deki Y grubu

Hoseok'tan devam;

Takımımdaki yaklaşık 20 kişi ile kuzeye doğru yola çıkmıştık. Burası öbür yerlere göre daha soğuktu. Soğuğa dayanıklı kişiler takımımdaydı. Yola çıkalı yaklaşık birkaç gün olmuştu büyük jiplerle yolculuk ediyorduk. Yürüyerek bu karlı yolları aşamazdık doğal olarak.

Hava kararmaya başlayınca bir şehre varmıştık. Jipleri gözümüze kestirdiğimiz bir otelim yamına bırakmış sessizce küçük gruplar halinde birbirimizi görebileceğimiz şekilde hareket ediyorduk. Bizi fark eden çürükleri ise öldürüyorduk. Hızlıca gözümüze kestirdiğimiz otelin içine girdik. Sessizce ilerliyor arkamdaki takımıda kontrol ediyordum. Kayıp vermemiştik. Ve insanlarlada karşılaşmamıştık. Nihayet odaların olduğu katlara gelmemizle her odayı kontrol etmeden kat çıkmıyorduk. Şu ana kadar yaklaşık 25 civarı çürük öldürmüştük. Yavaşça yukarıya çıkmaya devam ederken gelen seslerle insanlarımı durdurdum. Güvenilir adamlarımdan Minho ve Chan'ı yanıma alıp önürlerinide beklemeleri ve dikkatli olmaları konusunda uyardım.

"İşaret verdiğimde harekete geçeceğiz. Ölmenizi istemiyorum."

"Emredersiniz."

"Emredersiniz."

Sessizce 3'e kadar saymış ardından yukarıya hızlıca çıkmıştık. Bir kapının önğne doluşmuş çürüklerle kaşlarımı çattım. İşaret verdiğim givi susturuculu silahlarla hepsinin kafasına sıkmıştık. Kata adım atıp etrafa bakındım. Odaları kontrol ettik. Etraf temizdi.

"Arkamda durun."

Çürükleri kenara atıp önünde toplanmış oldukları kapıyı tıklattım. İçeriden gelen hıçkırık sesiyle Minho'ya döndüm.

"Halsey'i çağır."

Minho koşarak aşağı imdiğinde bende kapının ardındakine seslendim.

"Beni duyuyor musun? Barışçıl insanlarız. Bize güvenebilirsin."

"G-gerçekten mi?"

Küçük bir oğlan sesi duyduğumda nefes verdim.

"Hope?"

"Küçük bir oğlan çocuğu Halsey. Konuşmayı sen yap."

"Tamamdır."

Hafif kenara kaydım hazırda bekliyordum.

"Merhaba."

"M-merhaba?"

"Ben Halsey sen?"

"E-Eric."

"Pekala Eric. Sen iyi misin? Başkası yok mu yanında?"

"A-annem beni bırakıp k-kaçtı. B-bende kendimi kilitledim. İ-iyiyim ama a-acıktım."

"Pekala hadi kapıyı aç. Sana yardım edelim."

"Y-yalan söylemediğinizi nerden bilicem?"

"Yalan söylemiyorum. Ayrıca ben bir doktorum."

Halsey kapının altından kimliğini çocuğa göndermişti. Birkaç dakikanın ardından kapı açılmış ve arkadan küçük bir kafa görünmüştü.

"Merhaba tatlım."

"M-merhaba.."

Çocuk kimliği uzatınca Halsey gülümseyerek aldı. Chan'a kaş göz işareti yaptım onun etkek kardeşi vardı bunu halledebilirdi beni onayladı ve yaklaşık 12 yaşlarındaki çocuğu kucağına aldı. Grubun geri kalanını çağırdım.

"Pekala Chan birini seç ve çocukla ilgilenin biz ise devam edeceğiz."

"Emredersiniz."

Grubun geri kalanı ile oteli kontrol etmiştik Eric'ten başkası yoktu. Akşam yemeği saatide gelmişti. Otelin toplantı odasına inmiştik.

"Birkaç gün burada kalıp etrafı kolaçan edeceğiz. İşaretler bırakıp eşya toplayacağız. Ardından ise geri döneceğiz."

"Anlaşıldı."

Doğu'da ki X Grubu

Yoongi'den devam;

Uzunca yol kat etmiştik. Nefesimi dışarı bıraktım. Çoktan birkaç şehir geçmiştik kimseyi bulamamış ama ihtiyaçlarımızı karşılamıştık. Son olarak şu an olduğumuz şehre gelmiştik. Etrafa bakınan takımımı izliyordum. Çoktan 5 kişi kaybetmiştik, 3 kişide yaralıydı. 12 kişi araştırmaya devam ediyorduk.

"Kaptan Suga!"

İsmimi duymamla arabanın üstünden atlayıp yere indim.

"Birşey mi buldunuz?"

"Evet! Saklanan birileri var! Bu taraftan."

Önümdekini takip ederken bir yandan etrafa işaret bırakan adamlarıma bakıyordum. Bir marketin içine girdiğimizde doktorumuzun ilgilendiği kişilere baktım. Bir adam ve birkaç aylık bir bebek görmemle tek kaşımı kaldırdım şu dönem gerçekten bebek doğurmak için en berbat dönemler bu insanlar aptal mı? Herneyse.

"Ben Suga X grubunun lideriyim."

"Ben Hyun ve bu da..."

"Evet?"

"Aslında bir adı yok annesi ısırılmıştı ve bebeği bana emanrt edip dışarı çıktı. İsmini bile söylemedi. Ve zaten o da bir çürümüşe dönüştüğü için..öldürmüşsünüzdür."

Bebeğe ve adama baktım ardından derince bir nefes verdim.

"Artık babası sensin ona isim ver ve  bizimle gelin. Mina sen Baek ile beraber göz-kulak ol."

"Emredersiniz!"

Marketten çıkıp arabaya doğru yürüyordum. Bu sırada seslendim.

"Toparlanın Merkeze dönüyoruz."

"Emredersiniz!"

Yüksek ses ile göz devirdim. Jipe döndüm adamlarımı izlerken derince nefes verdim. Yine. Jiminim'i özlemiştim. Herkes hazırlanınca Hyun ve -ismini yeni koyduğu bebeği- Misa yanıma binmişti. Merkeze doğru yola konuşmuştuk.