Oy vermeyi ve yukardaki müziği açmayı unutmayalım, satır içi yorumlarınızı bekliyorum canlarım☆
Bölüm şarkısı; Mor ve Ötesi Araf
"Benim mezarlarımda ölü yok,
hep yaşamış olanlar var."demiş
Özdemir AsafOysaki bende tam böyleydim bir yanım yaşanmışlıklar bir yanımda mezarlığın ta kendisiydi. Ne kadar da dile kolay bir cümle öyle değil mi ama bunu sadece hissedenler ve gerçekten yaşayan anlayabilirdi.
Yıllardır kendimi bir kabuk gibi insanlara karşı korudum, kulaklığımı takar son ses müzik açardım ve kapşonlumu başıma takıp dolaşırdım bu yaz kış hep böyle oldu hiç değişmedi, nedeni de herkesin bana ön yargılı oluşuydu sonrasında zaten artık alışmıştım. Kimseyi takmamayı öğrenmek zorunda kalmıştım.Kağan ile gitmeyi kabul etmiştim arabaya bindikden sonra beni şehre uzak bir yere götürdüğünü gördüm nedense sorgulamadım ona güvenmeyebilirdim evet ama ben güvenmeyi tercih ettim.
"Geldik." O kadar dalmıştım ki geldiğimizi fark etmemiştim.
Tamam der gibi başımı salladım ona, emniyet kemerimi çıkarıp bende kağan gibi dışarı çıktım."Öykü, durgun görünüyorsun eğer kendini iyi hissetmiyorsan benim ile gelmek zorunda değilsin hemen şimdi geri dönebiliriz."
"Hayır iyim ben sadece, biraz yorgun hissediyorum sanırım buda doktorun söylediğine göre normalmiş."
Arabaya binmeden önce sorduğum soru onu şaşırtmıştı ve bana 'Hayır Esma'nın hiçbir şeyden haberi olmadığını' söylemişti. Bende bu şekilde onun ailesi ile tanışmayı kabul etmiştim, umarım ona güvenerek yanlış yapmamışımdır diye dua ediyordum durmadan.
"Peki iyi isen gidebiliriz, bana tutunmak istermisin yerler kaygan olabilir."
"Gerek yok ben kendim gelebilirim, dengemi sağlamakta iyiyimdir."
"Peki sen öyle diyorsan öyle olsun."
Beni dalgaya aldı ama neyse sesimi çıkartmadım şuanda böyle bir şeyi tartışmak için kendimi dinç hissetmiyordum zaten kar çok şiddetli yağmaya devam ediyordu.Geldiğimiz yer Kağan'ın evinden bile daha büyük ve sanki istanbul ayaklarının altındaymış gibiydi şehirden uzak ama bir o kadar da yakın gibiydi ve kar her yeri o kadar güzel süslemişti ki adeta kendimi bir saraya giriyormuş gibi hissettim yerler fayanstan döşenmişti ama düşmemek için ev kapısının önüne kadar yeşil bir halı serilmişti tam o anda yanlışlıkla halının üstüne değilde fayansa basmamla ayağım fayansın üstünde kayıp yere düştüm.
Canım o kadar çok yandı ki ağzımdan tiz bir çığlık sesi yükseldi, sanırım ayağım kırılmıştı!!Gözlerimden yaşlar akın akın geliyordu, ne zaman geldiğini bilmediğim Kağan ve siyah takımlı adamların başımıza toplanmasıyla ürkmedim desem yalan olurdu ama şuan bunun yerine ayağımdaki acı daha ön plandaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlar Kadar Uzak
ChickLit"Belki de bizim gündüzlerimiz, Yıldızların gecesidir.."