20.08.2018

68 8 2
                                    

Güneş her zamanki gibi perdelerden içeri izinsiz bir şekilde kendini misafir etmişti yine bu çiftin evine lakin her zamankinden daha kavurucuydu huzmeleri.

Yoongi çoktan uyanmıştı, hatta zihni dün geceden beri fazlasıyla ayıktı bedeninin aksine. Yatakta öylece uzanıyordu, süregelen düşünceleri sessiz ve sakin bir sabaha neşe tomurcukları saçmasına engel oluyordu ama bir türlü de onları susturamıyordu.

Onu düşünüyordu, kış güneşini, Jungkook'u.

Onun hakkında bir çok soru bulunuyordu zihninde.

Neden kış güneşi bulutlar ile sarılıydı? Huzmelerini göremiyordu, hissedemiyordu.

Neden her şey farklılaşmaya başlıyordu? Kırmızı battaniye neden unutuluyordu? Portakal çayının tadı artık güzel değil miydi? Saçları eskisi kadar güzel hissettirmiyor muydu?

Sıkkın bir nefes ile tüm soruları dışarı atmak adına dışarı attı ciğerlerinden.

İşe yaradı mı? Hayır.

Cevabını verebildiği tek soru buydu.

Yatağından uyuşukça kalktı, banyoya ilerledi, yüzüne çarptığı su her zamankinden daha soğuk geldi.

Kötü düşünceleri bir köşeye gömdü, sevgilisinin yanına bu düşünceler ile gidemezdi çünkü bunların onu kirleteceğini düşündü.

Mutfakta portakal çayı kokusu vardı, sevgilisi tezgahın başında, dağınık saçları ile bardaklara çay dolduruyordu. Bu görüntü onun mimiklerinde bir tebessüm yarattı, hemencicik kendini toparladı ve yavaşça Jungkook'a doğru ilerledi.

İlerledi, ilerledi... İlerledi?

Ellerini beline koydu, saçları arasına hızlı bir öpücük kondurdu.

Genç beden aniden irkildi ve arkasına hışımla döndü, yüzünde korku dolu bir ifade vardı. Derin bir nefes verdi.

- Tanrım, beni korkuttun.

- Sanırım ajanlıkta gün geçtikçe gelişiyorum, hım?

Ya da...

- Evet, sanırım öyle.

Garip bir sessizlik odayı kapladığında Yoongi bardaklara uzandı, her zamanki fincanlar değildi, bunlar cam bardaklardı.

- Fincanlarımıza ne oldu?

- Onları yanlışıkla kırdım, üzgünüm...

- Sorun değil bebeğim... Hem hep aynı bardaklar seni sıkmış olmalı.

Yüzüne bir gülümseme ekledi, sevgilisinin alnına uzunca bir öpücük bıraktı kokusunu içine çekme eşliğinde.

- Hadi, çaylar soğumasın.

Sorun değildi, kırmızı batteniyenin unutulması, portakal çayının içilmemesi, ellerinin saçlarında olmaması, onun geldiğinin farkına varmaması, fincanların kırılması.

Kış güneşi doğduğu sürece sorun değildi.


----------

Merhabalar...

Umarım hoşunuza giden bir bölüm olmuştur, beğeni ve yorumlarınız ile bana destek olursanız sevinirim.

愛(Ai)'den sevgilerle...
Sizi seviyorum ay çiçeklerim 🌻💛

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 19, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

I'm fast too.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin