30.05.2018

69 10 2
                                    

Baharın son ayında, baharın son günlerini yaşarken yine aynı yatakta, aynı huzurdaydı Yoongi.

Genişçe kollarını açıp esneyerek uykunun bedeninde yarattığı ağırlığı bir nefes ile bir nevi verdi dışarıya. (her gece olduğu gibi sevgilisi onun saçlarını okşayarak uyutmuştu, zaten Yoongi kafasını ne zaman Jungkook'un dizlerine yerleştirse sevgilisinin elleri hemen saçlarını bulurdu, bu yüzden güzel, çok güzel bir uyku çekmişti)

Etrafına bakındı, sevgilisi çoktan mutfakta olmalıydı, bu yüzden onu daha fazla bekletmek istemediğinden ayaklanarak banyoya gitti. Yüzünü yıkayarak uykunun ağırlığından biraz daha kurtuldu; lakin uykusunu en iyi alacak kişi mutfaktaydı, onun yanağına konacak ufak bir öpücüktü.

Mutfağa adımlayıp portakal çayının kokusunu derince içine çekmek istediğinde her hangi bir koku alamamıştı. Şaşkınlıkla masada oturan sevgilisine baktı ve yanına ilerledi.

Jungkook'un önünde 1 tane bardak ve içerisinde de taze sıkılmış meyve suyu vardı. Daha kendisi lafa girişemeden Jungkook onun yerine girişti:

- Uyandın mı?

- Evet... Bugün çay içmeyecek miyiz?

Genç bedenin bunu duyması ile mimiklerine bir durgunluk belirdi, elleri ense tutamlarına ilerledi ve orayı hafifçe kaşıdı.

- Bugün hava çok güzel bu yüzden çay içesim pek gelmedi... Bir sorun olur mu?

- Oh, anlıyorum... Sorun değil bebeğim, her gün çay içmek zorunda değiliz, sevgilim ne isterse o. Ayrıca her gün erkenden uyanıp çay yaparak kendini yormamalısın.

Karamel saçlının önünde diz çökerek ellerini elleri arasına almış, kokulu bir öpücük bırakıp irislerini sevgilisinin irisleri ile buluşturarak devam etmişti:

- Güzel ellerin çayın sıcaklığı ile bunalmasın her gün.

Kafasını küçüğünün dizlerine yerleştirdiğinde bir süre öylece, dışarıdan gelen kuş cıvıltılarının sessiz evde yankılanması eşliğinde durdular.

Yoongi huzurlu denilebilirdi ya da denilemezdi... Buna pek emin değildi lakin kendini bu hisse kaptırmak yerine kafasını daha çok dizlerine gömdü.

Onun yanındayken huzursuz hissedemez, bunu düşünemezdi bile. Jungkook onun kış güneşiydi, bahar cıvıltılarıydı, yaz yağmurlarıydı, sonbahar geceleriydi... Jungkook huzurun ta kendisiydi... Ama yüreğinin en derinliklerinde rahatsızlık uyandıran bu his neydi?

Bir şeyler eksikti, Yoongi'nin canını acıtan, Jungkook'un hatrında olmayan bir şeyler...

Kırmızı bir battaniye, portakallı çay ve ufak fincanlar... Bir de Yoongi'nin saçlarında olması gereken eller.


----------

Böyle mini bir ficimin olduğu aklıma geldi dedim bari bölüm yazayım :D

Bir dahaki aylarda görüşmek üzere güzellerim, umarım bölüm hoşunuza gitmiştir, beğeni ve yorum atarak bana destek olursanız çok sevinirim.

Şimdiden teşekkürler, iyi geceler diliyorum hepinize.

愛(Ai)'den sevgilerle...
Sizi seviyorum ay çiçeklerim 🌻💛

I'm fast too.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin