18

1K 61 88
                                    

Yaşananların üzerinden 1 ay geçmişti. Hogwarts'a gelmiştik.

•○•

Sabah uyandığımda biraz duvarı seyrettikten sonra kalkmaya karar verdim ve günlük rutinleri yapıp büyük salona kahvaltıya gittim.

Raw masasına oturup tabağıma bişeyler koydum ama aç olmadığım için yemeden kalktım.

Kehanet dersiydi ve ders huf binasıyla ortaktı.

İçimden birkaç küfür saydıktan sonra arkalarda bir yere oturdum.

Ders boyunca uyudum. Ders bitince bahçeye çıktım.

Boş boş etrafıma bakınırken gözüm Cedric ve Cho'ya takıldı. El ele tutuşuyolardı ve gülüyorlardı.

İlk kendime hakim olmaya çalıştım ama daha fazla dayanamadım ve sinirlerle yanlarına gittim.

Olivia: Cho? Cedric?

Cho: Bir sorun mu var Olivia ?

Olivia: Yoo. 2 dakika gelir misin?

Cedric: Olivia.

Olivia: Ne var?

Cedric: Biz ayrıldık!

Olivia: Farkındayım.

Cedric:...

Cho'yu alıp kenara çektim.

Olivia: Sen tam bir kaşarsın Cho!

Cho: Ne diyosun sen be

Olivia: Sana arkadaşım demiştim demez olaydım! Cedric'i hala sevdiğimi ve acı çektiğimi biliyorsun!

Cho: Ama o seni değil beni seviyor!

Asamı çıkarttım ve ona doğrulttum.

Olivia: Anteoculatia

Cho'nun saçları boynuza dönüşmeye başlamıştı.

Olivia: Bakalım Cedric hala seni sevicek mi !

Herkes etrafımıza toplanmıştı.

Ordan ayrılıp Dumbledore'un odasına gittim.

Dumbledore: Evet Bayan Lupin bir sorun mu var ?

Olivia: Hayır yani evet

Dumbledore: Anlıyorum. Bu Bayan Chang ile ilgili bir sorun mu ?

O sırada içeri Profesör Sprout ve Cho girdi.

Dumbledore: Bunu siz mi yaptınız Bayan Lupin.

Olivia: Evet, ben yaptım. İyiki de yapmışım.

Dumbledore: Bayan Chang'i hastane kanadına götürün lütfen.

Cho ve Profesör Sprout dışarı çıkarken Dumbledore yine bana baktı.

Dumbledore: Neden böyle birşey yaptığınızı sormuyorum. Cezanıza gelirsek iksir odasını düzenlemek fena olmaz ha ne dersiniz ?

Olivia: Harika

Dumbledore: Çıkabilirsiniz

Odadan çıkıp iksir sınıfına gittim. Sınıfta Snape vardı.

Snape: Bir sorun mu var Bayan Lupin?

Olivia: İksir sınıfını düzenlemem gerekiyor.

Snape eliyle dolabı gösterdi bende düzenlemeye başladım.

Snape: Babanız nasıl Bayan Lupin?

Olivia: Harika

Snape: Elinizdeki şişenin ne olduğunu biliyor musunuz ?

Olivia: Hayır

Snape: Baban gibi yaratıklar dönüşçekleri zaman kullanırlar.

Olivia: Babam bir yaratık değil!

Snape: Evet öyle.

Ağzımı açıp geri kapattım çünkü okuldan atılmak istemiyordum.

Olivia: Mola verebilir miyim ?

Snape: Hayır

Olivia: Off

1 saat daha geçtikten sonra bitmişti.

Olivia: Bitti.

Snape: Çıkabilirsiniz

Birşey demeden çıktım ve kapayı sertçe kapattım.

Hava kararmıştı ve dolunay vardı. Aklıma babam geldi. Her dolunayda onu düşünüyordum ve endişeleniyordum.

Tam yürümeye devam edicektim ki parmak uçlarımda bir acı hissettim.

Ellerime baktığım zaman tırnaklarımın kalınlaştığını ve uzadığını gördüm.

Ne olduğunu hemen anlıyarak Snape'in odasına koştum.

Kapıyı sert bir şekilde çaldım ve içeri girdim.

Snape: Bir sorun mu var Bayan Lupin ?

Ellerimi gösterdiğimde Snape'in gözünde endişe gördüm.

Dolaptan birkaç şey aldı ve karıştırmaya başladı.

Dişlerimdeki acıyla büküldüm. Boyumun uzaması üzerine koşarak bahçeye çıktım ve yasak ormana girdim.

İçerde kalmak herkes için tehlikeli olucaktı.

•••

Uyandığımda hala yasak ormandaydım. Yerde yatıyordum. Son hatırladığım şey yasak ormanda etrafa bakışım ve bri ses duyuşumdu.

Kalkmaya çalıştım ama başaramadım.

Kafamı zar zor çevirdiğimde Snape'i gördüm.

Cedric Diggory ile Hayal Et ♡ ( Tamamlandı ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin