new

109 6 0
                                    

merhaba. kitabı yeniden yazmaya karar verdim. aylar öncesinde başladığım bu kitap için daha güzel fikirler geldi aklıma. sabırla beklediğiniz için teşekkür ederim.umarım kitabımı beğenirsiniz!!
_________________________

...havalimanından indiğim an yüzüme vuran hafif esintiyle kendime geldim. 10 saatlik yolculuk sonrası yere basmanın verdiği mutluluğu kelimelerle anlatamazdım. aynı zamanda içimdeki mutsuzluğu da anlatamazdım. avustralya'da arkadaşlarımı, okulumu, çevremi ve hatta yaşadığım evi bırakıp yeni bir ülkeye gelmiştim.

bunun kolay olmayacağını ben de biliyordum ama yine de içimden bir ses buraya alışmak kolay olacak diyordu. ailemim ben büyürken bana ingilizcenin yanında korece öğretmesi sayesinde bu konu da zorlanmayacaktım. dil engeli olsaydı bu gerçekten çok zor bir yol olurdu benim için. babamın işi yüzünden taşındığımız gerçeği beni üzmeye devam ederken ablamın sesini duydum.

-"hey roseanne! taksi geldi hızlı ol."

oturduğumuz banktan fırladım ve taksiye bindim. anne ve babamız biz gelmeden haftalar önce gelip ev için uğraşmışlardı. odamı merak etmiyor değildim. yeni dizayn şeklinin eskisinden çok farklı olmayacağı umuduyla gidiyordum.

-"heyecanlı mısın?" ablamın aniden sorduğu sorunun cevabını ben de bilmiyordum. heyecanlı mıydım? öyleydim sanırım.

-"evet."dedim. hayır demem garip olurdu zaten. kim heyecanlı olmazdı ki?

-"ben de heyecanlıyım. yarın yeni işyerimi ziyaret edeceğim."

ablam avukattı. birkaç yıldır avustralya'da bir büroda çalışıyorlardı. onun için de kolay olmayacaktı. ama reşit olduğu için onun bakış açısından her şey daha kolay olacaktı. geri dönmek istediğinde kolayca yapabilirdi.

düşüncelerimin arasında kaybolurken ablamın dürtüklemesiyle titredim. kendime geldiğimde eve vardığımızı gördüm. avustralya'da ki eve kıyasla daha küçük bir apartmandı. alışmam gerekecekti.

taksiden indiğimizde annem ve babam bizi karşıladı. ikinci kata çıktığımızda annem geldiğimizi belirtti. içeri girdiğimde annemler bize evi gösterdi. biraz muhabbetin sonunda odama geçtim. ailemi gerçekten özlemiştim. bu evde onlarla olma fikri de fena değildi.

yatağıma uzanıp müzik dinlemeye başladım. yeni gideceğim okulda 11. sınıf olacaktım. sınıfımdaki kişileri gerçekten merak ediyordum. okulumu da öyle. öğretmenlerim beni sevecek miydi. şu an sömestr tatilinin sondan 2. günü olduğundan, yarın çok fazla şey yapmamız gerekecekti. kitaplar, üniforma ve okulu ziyaret etmem lazımdı. ailem kaydımı yaptırmıştı. bu yüzden onun için uğraşmamız gerekmiyordu. sanırım uykum cidden çok fazla bastırıyordu. bundan dolayı müziği kapattım. ve uyuma pozisyonunu aldım.

——————————————————-

sabah ablamın beni uyandırmasıyla başlamıştı.

"seul'de olan ilk gününde geç kalkmak istemezsin roseanne! hadi kalk ve kahvaltını yap."

"sağol abla. gerçekten çok güzel uyandırıldım." dedim alaycı bir tavırla. ama ablam buna sadece güldü.

üstüme yeni bir şeyler geçirdim ve salona geçtim. kahvaltımı yaptıktan sonra annem ve ablamla beraber işlerimizi tamamlamak için dışarı çıktık. okulu ziyaret ettik ve daha sonra üniformamı aldık.

bir kaç saat sonra hepimiz yorulmuş bir biçimde kendimizi bir kahve dükkanına attık. işlerimizi tamamlamıştık. bugün gerçekten yorucu geçmişti. en çok da annem için.

kahvelerimizi yudumlarken annem yarın okulun olduğunu hatırlatınca bir moralim bozuldu. her şey benim için çok belirsizdi. moralimiz bozan şey ise tam olarak buydu. ne yapacaktım. arkadaşım olmazsa ne olacaktı?

eve döndükten sonra odamda kitaplarımı çantama koydum ve yarını düşünmeye başladım.  yatağımda yattım ve uyumaya çalıştım. yarın erken kalkacaktım. bu yüzden kendimi uykunun kollarına verdim.

———————————-
(en yakın zamanda yeni bölümü atmaya çalışacağım. bu bölümde çok olay olmadı ama ana karakterin buraya nasıl geldiğini ve içinde yaşadığı duyguları görmüş olduk en azından. yeni bölüm için dört gözle bekleyinn!!!!!!)

truth or dare | bangtanpink and exovelvetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin