Cennet= Ya biz sıcak evimizde, dondurma yiyeceğimize, neden buraya geldik?
Aya=Asyanın kolyesini bulacağız aq bir boş yapma
Zeyzey= Offff çok korkuyorum ya altıma sıçıcam şimdi.
Cennet= Zeynep istersen bana tutunabilirsin, arkadaşın olarak sana yardım etmek istiyorum yanlış anlama.
Zeyzey=Bu mezarlıktaki asıl hayalet sensin cennet kışkış
Cennet= Hüüüww bende doğaça yavşarı DOĞAAAAAÇÇÇĞĞĞĞĞĞĞĞ
Burak= nerede kayıp ettin şunu ya
Asya=Hatırlamıyorum ki, dayımın mezar yeri orası, oraya gidelim.
Aya= allahım umarım çarpılmayız.
Dicle= allah çarpmış çarpaçağı kadar zaten.
Aya= ne demek istiyorsun bana aşkım.
Dicle= sana demiyorum bebeğim, az yaklaşta body guardlık yapam.
İshak= bence bu böyle olmayacak ateş yakalım bir tane,meşalelerle arayalım.
Asya= he aq survival simulator oynuyoruz zaten, seni kesip birbirimizin etlerini çalarız.
Burak= olur ben varım.
Cennet= doğaaç şşştt.
Doğaç=...
Cennet= @doğaç
Doğaç= burası discord mu mal
Cennet= deniim dedim içimde kalmasın belki olurdu.Arkadaş gurubu yavaşça mezarlıkta ilerliyordu. Saat 01.30 civarlarında, hava buz gibi soğuk ve yanlızdı. Ormanın içinde olan bu mezarlığın aurası korku filimlerini aratmıyordu. İçinde fazlasıyla korkak bulunduran bu gurup arkadaşının kolyesini pür dikkat arayıp bulmak için yürüyorlardı.
Çarpık ilerleyrn patikayı takip edip, huysuzlanıyorlardı. Tabi bu gecede koyu mavi olan gök yüzü ve etrafta uçuşan ateş böcekleri onlara eşlik etmek için can atıyordu.(Dicle)
Burak= ben acıktım
Zeyzey= ne oldu bilgisayar başında tıkınamıyorsun.Oluşan kıkırdamalara dudak büken burağın acıktığı o kadar belli ki. Ama sadece o değil hepimiz açtık, ne yazık ki sipariş ettiğimiz yiyrcekler bize ulaşmadan apar topar evde çıkmıştık. İlerledikçe ne ladar aml olduğumu fark ediyorum. Hangi mal bir kolye için mezarlığa gelir ki?
Burak= seni mi yiyeyim salak
Cennet= korkarım ki onu da yaparsın.
Asya= ya offf dedem çok üzülücek.
İshak= ne kolyeymiş aq
Asya= ya mal, boş olsa gece gece buralara kadar gelirmiydik.
Zeyzey= ne anlamı var bu kolyenin
Asya= dedem hediye etmişti doğum günümde.
Burak= bu kadar mı aq
Asya= ya gelmeyin aww. Ben tek giderim.
Dicle= nereye gidiyorsun küçücük boyunla fınfık faresi
Asya= ben küçük değilim.Ayaklarını yere vura vura önümüzde ilerlesede en küçük seste altına sıçacak durumda .d Asya en küçüğümüz olduğu için ona abilik ve ablalık taslasakta onun kırılmayacak bir inatçılığı var.
Cennet= gel buraya asya zaten çük kadarsın.
Zeyzey= ya nolur biraz oturalım şurada.
Asya= olmaz ya mal mısın, yarın dedemlere gidicem diyorum ya. Kolyeyi görmezse çok üzülür.Herkes suspus olmuş patikadan ilerliyorduk, etraf oldukça karanlıktı. Elimizdeki el fenerlerini almayı akıl etmiştik enazından.
Etraftan çeşit çeşit sesler vardı. Baykuş sesleri ve rüzgar sesi kulağımıza birer müzikti adeta. Cennet yine bir şeyler mırıldanmaya başlamasıyla beraber herkes ona katılmıştı. Gittikçe daha da karardı patika, daha da çarpıklaştı.Dicle= hani nerede mezarlık aq
Aya= küfür etmek pek mantıklı değil bence burada
Dicle= tamam amk bişi demedik
Asya= hatırlamıyorum ki az önce gördüm sanırım ama neresiydi orası.
Cennet= bu da fazlasıyla unutkan oldu he
Burak= bence biraz daha ilerliyelim illaki bir görevli çıkar
Zeyzey= bence tam tersini yapmak daha makul olur. Korkuyorum.
İshak= ya korkacak ne var taş, toprak işte. Sizde amma korkak olmaya başladınız.İshak önümüzdr mızmızlanarak ilerledi. Biraz daha ilerledikten sonra patika aniden bitmişti, taşlık yol aniden kesilmiş gibiydi. Ve hemen devamında sık ağaçlar başlıyordu. Buradan sonrası hiç olmamış gibi.