YAŞAYAN ÖLÜ

27 6 17
                                    

FLASHBACK (aya)

İshak ile birlikte ormanda ilerlemeye başladık, çok canım sıkkınlaştığı için artık şu ormandan kurtulmak istiyordum. İshak ise sanki bu günleri beklermiş gibi bir hava vardı.

Aya= Ne bu heyecan?
İshak= bilmem, çok eğlenceli değil mi? Her gün aynıydı bugüne kadar.
Aya= ben halimden mumnundum.

Toprağın canını acıtabilirmişim gibi yere vuruyordum. Aya ile sinir boşaltma teknikleri. İshak yere uzanıp eline bir dal aldı. Bir samuray gibi davranarak yürüyordu. Bu gülmeme sebep olmuştu. Bu aptallarda olmasa kim beni güldürecek acaba. İshağın sendelemesiyle gülümsemem kahkahaya dönüştü.

Aya= dikkat et, düşüceksin aptal
İshak= bir şey olmaz merak etme

Hareketlene devam ediyordu. Garip seseler çıkarmayı unutmuyordu tabi.
Yürümeye devam ediyorduk, ormanın derinliklerine. Gözlerim gökyüzüne döndü. Derin bir nefes çektim.
Bu ormandan çıktıktan sonra...
Aldığım nefesi yavaşça bıraktım, dudaklarımdan çıkan buhar garip bir şekilde mutlu etmişti. Nekadar mızmız davransamda, arkadaşlarımla yaşadığım bu özel anlar beni içten içe sevindiriyordu.
Bende ishağa katılıp seke seke yürümeye başladım. Dudaklarımda bir melodi. Bu melodiyi kesen şey çıkan tuş sesiydi.
Ayağımın bir şeye bastığını hissettim. Sivri bir şey. Tekrar ayağımı yere bastığımda o ses yine duyuldu.
Ayağıma baktım ve kaldırdım. Bir metal ucu gözüküyordu. Merakla yere çömeldim. Metalin ne olduğunu görmek için yeri hafiften ufaladım. Ufaladıkça beyaz ve sarı karışımı bir renk çıkıyordu. Daha da ufaladıktan sonra karşıma çıkan şey ile kalbim son kez çarptı.  Aniden ishağa dönüp bağırdım;

Aya= SAKIN BİR ADIM DAHA ATMA

Cümlemi bitirir bitirmez. Yanımdan geçen bir kaç şey ile gözlerim olabildiğince açıldı. İshağın hemen arkasındaki ağaca saplandı şırıngalar. İshak korku ile geriye bir kaç adım attı. Dolanan bir ip sesi geldi ve ishak asılı haldeydi. Korkudan çığlığı basıp ona doğru koştum. O da anın şoku ile korkuyla bana bakıyordu.

Aya= İSHAK
İshak= HEMEN KURTAR BENİ BURADAN

Titreyen dudakları ne korktuğunu belli ediyordu. Elindeki sopa yere düşmüştü. Ormandan çan sesleri çıkmaya başladı. Bu da neydi? Bunları kim kurdu? Amaçları ne?
İshağın asılı kaldığı ağacın yanına gittim ve şırıngalardan birisini aldım. İçi sarı bir sıvıyla doluydu, üzeirnde bir etiket vardı. Kimyager olduğum için içinde bulunan sıvıların ne amaçlı koyulduğunu fark ettim. Bu ağır bir sakinleştiriciydi. Kim bunları kurdu bilmiyorum ama iyi niyetli olmadıkları açık. Hızlı davranmaya çalışıyordum çünkü bir şey hemen burdan gitmemi fısıldıyordu. Belki de saniyeler sonra o şırıngalardan birisi bana denk gelecekti. Ve eğer bu olursa ben ve ishak çok büyük bir tehlikenin içinde kalıcaktık.

Aya= ishak ben diğerlerini çağırmaya gidiyorum.
İshak= HAYIR SAKIN BENİ YANLIZ BIRAKAYIM DEME.
Aya= üzgünüm ama yapabileceğim başka bir şey yok.
İshak= YA BİRİLERİ GELİRSE. YA BENİ GÖTÜRÜRLERSE.
Aya= EĞER GİTMEZSEM DAHA KÖTÜ OLACAK

ishağın gözleri dolmuştu. Buna karşı dilim tutuldu. Onu anlayabiliyordum. Eğer ben onun yerinde olsaydım bende ağlardım. Koca ormanda asılı halde kalacaktı, bir de gecenin yarısı. Belki de ben gittikten sonra ölücekti. Az önce yerde gördüğüm kafatası bir şaka değildi. Bu bir şaka değil. O da bunun farkına varmıştı. Gözleri gitmemen için yalvaruyordu. Ama yapabileceğim başka bir şey yok. Eğer burada kalırsam diğerlerinin bizden haberi olmayacaktı. Ve bu çok daha kötü olacaktı.

Aya= özür dilerim.
İshak= YALVARIRIM GİTME

Arkamı dönüp söylediklerine karşılık kulaklarımı tıkadım. Ben ilerlemeye başlayınca çığlıkları ve yalvarmaları durmamıştı.
Özür dilerim...
Koşar adımlarla aynı yolu geri kat ettim. İshağın çığlıklarını artık duymuyordum.

FLASHBACK SON

---------------------------------------------------------------------
(dicle)

Ayanın söyledikleri ile vücudum titredi. Artık bu hissiyatın soğuktan mı yoksa korkudan mı oluştuğunu anlayamıyordum. Adımlarımızı daha da hızlandırdık. Umarım ona bir şey olmamıştır. Burağın sırtındaki cennet yüzünden burak yoruluyordu. Bu yüzden anlarsınız ki, bize yük oluyordu. Ayanın aldığı şırıngaların şans mı yoksa talihsizlik mi olduğunu söylemek zor. Doğaç durmadan cenneti kontrol ediyordu. Cennetin bütün vücudu mavi ile boyanmış gibiydi. Tırnakları ve  dudakları siyahtı. Yaşayan bir ölü gibi. Eğer uyanırsa diye aya onların arkasında duruyordu. Bir eli şıtıngada tetikteydi. Cenneti bu hale ne soktu? Aklıma ağaçta bulduğumuz parça geldi. Onu eline aldığında cennetin ellerindeki morluklar ortaya çıkmaya başlamıştı. Ama nasıl olabilir. Paranoyak davranmaya başladım sanırım.
Aya'ya döndüm. Yüzü bembeyazdı.
Ormanda ilerlemeye devam ederken ayanın adımları durdu. Arkamızda duran Aya'ya
döndük.

Aya= Nerede o?
Burak= Kim
Aya= İSHAK
Asya= Burada olması mı gerekiyordu?
Aya= EVET AMA NEREDE?

Hızlıca bir ağaca koştu ve etrafına bakındı. Gözleri onu arar gibiydi. Biz de etrafımıza bakınmaya başlafık. Eğer onu burada bıraktıysa neden yoktu şimdi? Kendi başına oradan kurtulmuş olamaz. Aya ağlamaya başladı.

Aya= Hepsi benim yüzümden
Dicle= Lütfen kendini suçlama
Asya= evet aya lütfen, sizi buraya getiren bendim.

Aya söylediklerimi duymuyor gibi yete çöküp başını her iki yana sallıyordu. Gözlerinde yaşlar durmuyordu. Asya ona teselli ederken. Burak yere çöktü ve cenneti yere bıraktı. Ben ve zeynep etrafa bakınmaya devam ettik. Bir umut...belki, belki bulurduk onu. Gözlerim yerdeki ipe ilişti. Yerden alıp baktım. Bu sanırım ishağın asıldığı ipti. Birisi onu keserek indirmiş. İpin üzerinde kan lekeleri vardı. Zeynep yanıma gelerek elimdeki ipe dokundu. Onunda gözleri dolmuştu. Nefes alamayan ciğerlerimi doldurmak için kafamı gökyüzüne döndüm. Ağacın üstünde uçuşan kumaş ile gözlerimi kıstım. Bu o muydu?

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Yazım hataları olabilir. Düzelticem. Umarım beğenmişsinizdir.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 11, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ControlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin