Odaya girdiğimizde kapıyı arkamdan kapatmış ve o aşağıdayken bir şekilde anlaştığım görevlilere odayı hazırlatmıştım. Hepsi elbette şiir yüzlüm içindi çünkü bu akşam, ona olan sonsuz aşkımın ilanını ciddi bir şekilde edecektim.
Bu zamana kadar ciddi biri olmadığımı söylemiş ve gergin-elit hamsilik hislerine dayanarak beni reddetmişti. Fakat bu akşam reddedemeyecekti çünkü bunu aklından bile geçiremeyecek, aklını başından alacaktım.
Evlenmeden olmaz demeyi de bırakacağına da fazlasıyla emindim. Kim benim gibi bir ağayı istemezdi ki? Allah tarafından bütün mükemmel özelliklerle donatılmıştım, yanımdan geçen biri resmen nurlanıyordu.
O odanın ortasında durmuş, odaya bakınmayı kesmiş bana bakıyordu. Ciddi hamsi moduna girmişti sanırım.
- Ee beğendin mi şiir suratlım?
- Tüm bunlar ne için?
- Senin için
- Adamlarla anlaşmam zor oldu ama bir şekilde derdimi anlatabildim.
- Onlar da baya iyi anlamış
Odada kısaca göz gezdirmiş ardından memnuniyetle ona bakmıştım. Ona her baktığımda içimi, tarif edemediğim kadar mutluluk dolduruyordu. Ona duyduğum aşkım ölçülemezdi.
- Ne için dedim kimin için demedim Jisung.
- Bu akşamın önemi büyük
Ona bir adım atıp yaklaştığımda karşısında durup gözlerine baktım.
- Yine saçmalayacaksan-
- Konuşmama izin ver bal tanem, daha sonra diyeceklerini dersin.
Kollarını göğsünde birleştirmiş bana her zamankinden daha ciddi bir yüz ifadesiyle bakmıştı. Alışmıştım artık bu ifadesine.
- Ben, bu zamana kadar ciddiyetsiz biri gibi geldim sana. Kültür farklılığımız seni bana karşı hep önyargılı yaptı, biliyorum Minho.
- Ama ben şimdi her zaman olduğumdan daha ciddiyim karşında.
- Ben seni seviyorum Minho.
- Sana aşık oldum.
- Hemde senin aklının alamayacağı kadar çok aşık oldum.
- Beni kabul et istiyorum.
Ciddi olmamı beklemediği için bir süre önümde o ciddi yüz ifadesiyle kalmıştı.
- Sen çok arsız birisin Jisung
- Ben senin gibi birine katlanamıyorum anlamıyor musun?
- Etrafındaki herkesi paranla satın alabilirmişsin gibi davranıyorsun. Seni kabul etmem için odayı hazırlatman gibi ya da benim kabul etmeyeceğimi bilip çocukları balayına çıkarman gibi.
- Sen görgüsüzün tekisin, hiçbir şey bilmiyorsun, arsızın birisin. Her şeyinle övünen birisin. Mütavazilik nedir, görgü nedir bilmiyorsun.
- Sen, seni seveceğimi mi düşündün?
- Çok yanılmışsın Jisung ağa.
- Ben seni istemiyorum, beni rahat bırak istiyorum.
Sarf ettiği cümlelerin her biri kalbime hançer saplanmışcasına canımı acıtmıştı. Artık bir kelime daha edemezdim tüm bu dedikleri karşsında. Beni istemiyorsa onu zorlayamazdım.
