beş

473 79 101
                                    

Odaya girdiğimizde etrafa bakınmış arkamdan somurtup aynı odayı paylaşacağımız için bana sövmeye devam eden Minho'yu beklemiştim. Ne güzel canımın cananına kral dairesi tutmuştum içinde bende vardım daha ne istiyordu bu çocuk anlamamıştım.

Hizmetli adamla içeriye girdiklerinde elinden tutup onu yanıma çekmiştim. Adam bir şeyler anlatsana da anlamıyor yüzüne öylece bakıyordum. En sonunda konuşmayı kesip o da bana bakmaya başladığında kaş göz yapmış elimi ne istiyorsun dercesine sallamıştım. Adam yine bir şeyler dediğinde iç çekmiş tespihimi havaya kaldırıp salladım.

- Ne diyorsun oğlum?

Adam : Ovuvuevuevue enyetuenwuevue ugbemumugbem osas

- Ya havle kuvvete...

- İngilizce bilmiyor musun sen ya?

- Nerden bileceğim İngilizce, ülkemin toprağından çıkıp ecnebi toprağına gelmişliğim mi var?

- Tam bir cahilsin gerçekten... 5 yaşındaki yeğenim bile biliyor

Adamla konuşmaya başladıklarında hayranlıkla onu izliyordum. Hamsinin faydaları buydu demek ki. Boşuna sevmiyorduk bu çocuğu. Gerekirse canımı feda eder isterse tüm Gaziantep'i alırdım. Bir kere helallim demiştim.

- Adam bahşiş bekliyor Jisung
Agasın ya verirsin artık.
- Para çevirmeyi de bilmiyorsundur şimdi ya sen..

Bana alaylı bakışlar atmıştı. Bu beni hallendirdiğinde ona 'sen şimdi görürsün' bakışlarımdan atıp elimi cebime atmış ve dolarları çıkarıp yüzlüklerden iki tane verip adamı göndermiştim. Minho'ya baktığımda yüzündeki alaylı bakışı yok olmuştu.

- Biliyormuymuşum?

Bana gözlerini devirdiğinde ellerimi ceplerime koyup etrafta gezinmiş yatağın olduğu yere geldiğimde yatağa yatmış ve elimi başımın altına koyup ona bakmıştım.

- Diyarbakır karpuzum yanıma gelmek istemez misin?

Sırıtıp elimi yatakta gezdirmiş ve yanımı patpatlamıştım.

- Gel, ısırmam.
- Ama belki biraz yerim

- Allahım benim günahım neydi!
- Sana demedim mi benden uzak dur diye?

- Oğlum ben sana helallim dedim bir kere, ya benimsin ya benimsin.
- Ah.. sen çekiniyorsun...
- Merak etme sen evleneceğiz, evlenmeden olmaz deme

**

- Ee geliyor mu Ebubekir Sıddık bebek?

Sorduğum soruya karşılık herkes elindeki çatalı bırakıp bana bakmıştı. Gayet açık sorduğuma emindim oysa ki. Ne yani amca olmak istemek suç muydu?

-Dün gece diyorum bir şeyler yapmışsınız sabah odanızın önünden geçerken hizmetliler odayı gösterip hararetli hararetli konuşuyordu.
- Azgın bir çift olduğunuzu biliyoruz ama yan odanızdakileri de düşünmeniz gerek

Yanımda oturan Minho sesli sabırlar çekerken ben hala cevap bekliyorken Hyunjin utandığından Chan ikisinin adına konuştu

Chan : Rahatsızlık vereceğimizi tahmin etmemiştik

Chan konuşurken Hyunjin başını eğmişti.
O kadar komiklerdi ki... Böyle sohbet açıp insanları germek, utandırmak bana çok keyif veriyordu. Önümdeki suyu alıp keyifle içmiştim. Burada çay yoktu, Minho'ya gelirken valizine bir paket çay atmasını söylemiştim ama bana "Aptal" deyip bu fikrimi reddetmişti.

- Saate bakın öğlen olmuş. Boş boş oturmayalım bir şeyler yapalım tatile geldik

Minho, kaşıkçı elmasım beni başıyla onayladığında mutlu olmuştum. Hayatımın anlamı ne derse o olacaktı, bu yüzden elimdeki su bardağını bırakıp kalktım ve ikisine baktım.

- Siz gelmiyor musunuz ?

Chan : Biz biraz daha duralım sonra haberleşiriz, size iyi eğlenceler

- Haaa diyorsunuz ki Ebubekir Sıddık bebeğe çalışmalara devam..
- Tamam, söyleyinde odaya meyve falan göndersinler, benden ha çekinmeyin söyleyin istediğinizi.
- Bol bol yiyin, için

Chan'a bakıp sırıtmış ve göz kırptığımda Minho'yu belinden tutmuş sahilin olduğu tarafa yönlendirmiştim.

**

Suya girmeden önce eğilmiş suya bakıyor ve arada kendine güneş kremi sürmekle uğraşan Hamsime bakıyordum. Bu sıralar gerginliği gitmişti neden bilmiyordum sanırım gece onunla beraber uyumam tüm gerginliğini almıştı. Ah... bir izin verse tüm bedenindeki gerginliği alacaktım ama Nuh diyor Peygamber demiyordu çocuk. Evlenmeden olmazcıydı bu da beni biraz üzüyordu. Evleneceğiz demiştim hâlbuki..

- Neden girmiyorsun?
- Yoksa yüzmeyi bilmiyor musun?

Bana meydan okuyan bir şekilde baktığında ona alayla gülmüştüm.

- Bunu tüm Akdeniz'de oteli olan bir ağaya söylüyorsun
- Sen beni çok küçük görmüşsün Minho

Üstümdeki tişörtü kenara koyduğumda suya girmiş ve ilerleyip onu beklemiştim. Suya girip yanıma ulaştığında biraz beraber yüzmüş durduğumuzda yere bakmıştım. Onu biraz korkutsam bir şey olmazdı.

- Gelmeden önce burayı araştırmıştım
- Bu bölgede küçük küçük köpekbalıkları oluyormuş

- Yalan atma

Gözlerimi sudan çekip ona baktığımda korkuyla suya bakmış ardından etrafına bakıp biraz bana yanaşmıştı.

- Niye yalan söyleyeyim? Burası okyanus olması normal
- Buradaki tek hamsi sensin

Bana kötü bakış atmaya çalışmış ama korktuğu için atamayıp suya yine bakmıştı. Bir şey gördüğünde bağırıp kucağıma atlamıştı.

İstediğim ve planladıklarım tam tamına gerçekleştiğinde onu sıkıca tutup gözlerine baktım.

- Popon.
- Aynı Diyarbakır karpuzu gibiymiş cidden.

*

Umarım yazım şeylerini düzgün yapabilmişimdir Nilsum
spicybangchan

Halay Başı / minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin