Bölüm 1. ( ilk ruh )

141 6 4
                                    

 Bunları size anlatmam gerekir mi bilmiyorum ama birilerine anlatma ihtiyacı hissediyorum.Son zamanlarda aklı başında(bizden olan) birilerini bulmak gerçekten zor.

   Saat 11:20 pm bunu neden belirtmek istediğimin de farkında değilim belki de bugün yaşadıklarımın yükünü üzerimden atmak istiyorum sadece neyse dışarıdaki tehlikeden uzak güvenli ve karanlık evimdeyim. Elektrikleri kesmişler bu arada bilgisayarımın kalan batarya ömrüyle bir şeyler anlatmak istiyorum dünyaya!

   Gün yeni ağarmıştı. Güneşin ilk ışıklarıyla standart tedbirleri alıp evden çıkmadan önce yatağında güven içinde uyuyan sevgilimin dudağına öpücük kondurup yola çıkmıştım. İstiladan dört gün sonra hayatta ve sağlıklı olan insanlar temiz bölgeye çağrılıyorlardı ama biz buna pek aldırış etmemiştik. meydan her zamankinden daha bir ıssızlaşmıştı şimdi. Her zaman olduğu gibi hayatta kendi yolumuzu çizecektik ama arkama yaslanıp düşündüğümde bu sefer hata yaptığımızın farkındaydım. Telafisi olmayan bir hata…

    O sabah avlanmak için dışarı çıktığımda sokakta iki aylak(zombi) dolaşıyordu. Aldırış etmeden karşı kaldırımdan koşar adım yanlarından geçtim. Her günkü gibi sessiz şekilde etrafta dolaşacak ve marketlerden yiyeceğimiz bir şeyler araklayacaktım. İstiladan sonra dünyanın düzeni çok çabuk değişti. Eskiden dünyanın en değerli şeyi olan para artık yerini dayanışma ve insanın en temel ihtiyaçlarından olan barınma ve beslenmeye bırakmıştı. Eskiden suç sayılan şeyler şimdi doğanın bir kanunu gibi doğal bir şekilde işliyordu. Yani en azından onların(aylakların) egemen olduğu bölgelerde bu böyle. Sıradan bir markete girdim ve yanımda eve kadar taşıyabileceğim birkaç hazır besin aldım. Saat öğleden sonra 2 gibi eve dönerken bizim oturduğumuz çevrenin aylaklarla dolduğunun farkına vardım ve o anda bir şeylerin ters gittiğini sezmiştim. Sadece birkaç dakika erken marketten çıkıp ya da o gün daha az dolaşsaydım her şey daha farklı olabilirdi.

   Adımlarımı hızlandırdım. Evimize yaklaştığımda bir kadının çığlığı duyuluyordu, bahçemizin önünde aylak topluluğu olduğunu gördüm ve marketten aldıklarımı yere atıp aylakların dikkatini çekmeden arka kapıdan eve girdim ve sevgilime seslendiğimde karşılık alamadım. Ön kapının açık olduğunu fark ettim ve bahçede sevgilimin kadının elini tuttuğunu ve ayaklarından da aylakların çektiğini gördüm. Civardaki aylaklar kadının sesinden ona doğru kendilerini sürüyerek yaklaşıyorlardı. Sevgilimin yanına kadar geldiğimde ikisinin de yaralandığını fark ettim. Kadına yardım için bende kolundan tuttuğumda kadının değişim geçirip elimi sıktığını hissetmiştim. Kadın sevgilimden daha önce yara almıştı galiba!

Bir an başımı kaldırıp etrafıma baktım ve aylaklar etrafımızı sarmadan eve girmek için sadece birkaç saniyemiz olduğunu anladığımda kadın elimi daha fazla sıkmaya ve beni kendine doğru çekmeye başlamıştı. Ayağımla tuttuğu kolunu savuşturup, sevgilimin kolundan çekip eve doğru koşmaya başladık. Kapı girişine kadar geldiğimizde iki aylağın hemen arkamızda olduğunu fark etmiştim. Sevgilimi kapıdan içeri itip kapıyı kapatması için bağırdım. Bunu o anda yapması için gereken tek şey ona bağırmaktı. Dediğimi şükür ki zamanında yapmıştı ve arkamdaki iki aylağa tekme fırlatıp evin arka kapısına koşup kendimi içeri attım.

    Seslendim ama karşılık gelmedi. Yara aldığının farkındaydım ama geçen sürenin ne kadar olduğunu kestirmek güçtü. Mutfakta masanın üzerinde duran bıçağı aldım ve odamıza doğru ağır adımlarla ilerledim. Benim için zor bir durumdu ya ikimizde aylak olacaktık ya da bunu söylemek bile istemiyorum…

   İçeri girmeden önce mutfağa yöneldim ve masanın üzerinde duran bıçağı aldım. Bıçağı sağ elimde sırtıma doğru sakladım ve kapı girişinde durdum. Yatağın üzerine uzanmış yaşlı gözlerle kapıya doğru baktı. Bana seslendi. Bilinci daha gitmemişti ama çok az zamanımızın kaldığının farkındaydım. Bir seçim yapmalıydım. Başucuna kadar yürüdüm ve eğildim. Sol elimi sarı saçlarının arasına geçirip gözlerinin içine bakıyordum. '' Bunu Yapmalısın '' fakat konuşmadım sustum , sözlerine devam ederek '' neyden bahsettigimi biliyorsun , Eğer dönüşmeme izin verirsen artık karşındaki kişinin ben olmayacağımı da biliyorsun.  '' fakat ağlamamak için kendimi çok zor tutuyordum tekrar devam ederek '' bunu bizim için yapmalısın '' daha fazla dayanamamıştım ...

Elimdeki bıçağı yere bırakıp diğer elimle gözünden akan yaşı silmeye çalıştım. Hafızası gitmeye başlamıştı, bana seslenmeye çabalıyordu ama çıkan sesler sadece anlamsız kelimelerdi.Ayağa kalkıp onu yattığı yerde doğrultup arkasına geçtim ve duvara yaslanarak onu sıkıca kavrayıp sarıldım.Birlikte paylaşabileceğimiz az bir zamanımızın kaldığını biliyordum.Kafasını yaslamış olduğu göğsümden yukarı gözlerimin içine bakar şekilde bunu ona nasıl yapacağımı düşünüyordum.

           Konuşmuyor, elleriyle ellerimi kavrayıp sıkmaya çalışıyordu. Dönüşüm geçirmeye  başlamıştı. Artık karşımdaki sevdiğim kişi ve onun ruhu olamazdı. Gözlerinin içine bakarak onunla bağlantımızın kesilmediğini anlamıştım. Dudaklarımı dudaklarına yaklaştırıp son bir öpücük kondurmak için başımı eğdim. Aylaklar gibi davranmamak için son bir kez kendini kastığının farkındaydım. Elveda öpücüğünü veriyordu bana. Onu sardığım elimden birini yavaşça boğazına götürüp nefes almasını engelledim. Kollarımın arasına kendini bırakmaya başladı. Kendimden uzaklaştırarak yatağa yatırdım. Bir kez daha sarıp o sıcaklığını bir kez daha hissetmek için neler vermezdim…

Akşam olup onu arka bahçeye gömdükten sonra kafamın güzel olması için biraz içtim. Daha sızıp kalmadım, uyuyamıyorum bile. İçimde buruk bir acı ve onu bastırma ihtiyacı hisseden hırs ve öfke sadece bunlar var. eğer hala yaşayan insan ırkı varsa birleşmek ve beraber olmak elden gelicek tek şey !!!

Kaybolan Ruhlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin