1. bölüm (Karşılaşma)

798 533 271
                                    

9 yıl sonra...

Göz kapaklarımı isteksiz bir şekilde açmamın tek sebebi tam yanımda okula geç kalmamam için kurulan alarmın sesiydi. Alarmı kapattıktan sonra elimi yüzümü yıkamak için banyoya doğru ilerledim. Düzenli ve tertipli olmayı seviyordum. Hafif ılığa doğru çevirdiğim musluğu akıtırken, elimle de bir yandan soğukluğu gitti mi diye kontrol ediyordum. Elimi yüzümü yıkayıp yumuşak havlum ile kurulandıktan sonra banyodan çıktım. Yatağımın kenarındaki ve odanın dört bir yanına dağılmış eşyalarımı toparlamaya başladım. ' İlk başta düzenli ve tertipli mi demiştim ? Geceden bu saate kadarını saymazsak olur bence. '

Dolabımı açarak beyaz crop tişörtümü ve kareli mini eteğimi çıkartıp, giyindim. Altıma siyah beyaz spor ayakkabılarımı giydikten sonra aynaya karşı kendimi süzmeye başladım. Her ne kadar kendimi aynada görmek istemesem de bu kaçınılmaz gerçek ile bakışmak zorunda kalmıştım. Belime kadar gelen hafif dalgalı ve kıvırcık karışımı kızıl saçlarıma kaydı gözlerim. Bir taraftan da ' O kadar da fena gözükmüyor aslında ' diye geçiriyordum içimden.

Bugün okulun ilk günüydü ve son sınıf öğrencisiydim. Dersleri aksatan bir öğrenci hiç olmadım. Küçükken bir kasabadan alınıp yeni bir aileye verilmişim. Öyleymiş diyorum çünkü bana da bu durumu şu an evlatlık verildiğim aileden öğrenmiştim, kendime dair hiçbir şey hatırlamıyordum. Hatta gerçek ailemin olmadığını ve sokakta oyun oynarken bana rastladıklarını söylemişlerdi. Hayatım boyunca ( birkaç ay dışında ) beni bir odaya kapatıp üstümde bir sürü deney yaptılar. Her gün birileri gelip beni alıyor, bilmediğim bir yere götürüyor ve sonrasında iğneler, deneyler, serumlar ne varsa üstümde deniyorlardı. Bunların sonucunda şuan içimde bulunan hava sihrini elde ettim. Yaşadığım ve bana yapılan her şey, her gün aynı rutin ile ilerlerken hayattan biraz daha koptuğumu hissediyordum. Bu zamana kadar hep yapayalnız büyümüştüm.

Dışarıdan gelen korna sesi ile irkildim. ' Anlaşılan çok derinlere dalmışız 'adımlarımı dış kapıya yönlendirirken ' acaba bu saatte kim ' diye düşünüyordum. Kapıyı açtıktan sonra gelen kişinin üvey (babam) ile üvey kardeşim Barış olduğunu görünce şaşırdım.

-Almira bizimle geliyorsun. Haydi gidelim. Tam ağzımı açacakken "Sen itiraz etmeden ben söyleyeyim başka seçeneğin yok.

Bu neydi şimdi? Karşıma geçmiş nasıl benimle böyle konuşabiliyordu ki bu adam! Öfkeyle bakıyordum gözlerine. Evet bu aileye evlatlık verilmiştim fakat bu adam hep elimdeki gücü kullanmak istedi. Ona sahip olmak istedi. Kaldığım o çöplükten farkı yoktu bu aileye evlatlık verilmiş olmamın. İlk oradan ayrılırken sevinçten ağlıyordum, şimdi oranın kıymetini bilememekten resmen. Bu çok saçmaydı. Kurtulmak için can atarken hem de.

Askıdan gri renkli kapüşonlumu alarak üstüme geçirdikten sonra anahtarımı da alarak kapıyı kilitledim. Onları ( daha çok Üvey'i ) umursamayarak okulun yolunu tuttum. Barış'ı da alıp arabaya bindi ve beni takip etmeye başladı. ' bu adam sinirimi acayip bozuyordu ' hala peşimde, bu durum beni çok rahatsız etmişti ve ondan kurtulmak için ara sokaklardan birine girdim. Tam okulun olduğu caddeye çıkacakken karşıma birden birinin çıkması ile irkildim. Bu koku, bu his hem tanıdık hem de sanki bir tür çekim gücü var gibiydi. ' kendine gel Almira, bunları düşünmemelisin. '

"Üzgünüm" dedi, hafif buğulu ve bir o kadar naif sesi ile. Öyle büyülenmiştim ki kokusuna, sarhoş edici bir yanı vardı. 'sorun değil' dercesine kafamı sallayarak yanından geçerken bileğimden tutup kendini çevirdi ve ağzımı kapatmaya başladı. O anın büyüsü bozulmuştu artık. 'şimdi geldi aklın başına değil mi? E yarım akıllı hemen de büyülendin' diye söyleniyordu iç sesim. Ne kadar kurtulmaya çalışsam da nafileydi. Çocuk çok güçlüydü.

Kızılın İçindeki GüçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin