Başladığınız tarihi buraya yazabilirsiniz ❤
Güzel güneş o sabah bir çiftin yatak odasına girip gözüne kestirdiği çocuğun yüzüne parıldamakta kararlıydı. Bu yüzden sinsice perdeden sızıp eşinin az evvel güneşliği açıp banyoya gittiği odaya yanaştı. Daha sonra yatakta hâlâ uyumaya devam eden ve boynuna kadar çektiği yorganı ile mutlu gözüken çocuğun parıltısına kendi yansımasını gönderdi.
Taehyung, gözlerini esir alan parıltı ile mızırdandı. Burnunu çekerek arkasını döndü ve orada olduğundan emin olduğu eşinin göğsüne sarılmak için hamlede bulundu. Kolu yatağa geri düşerken alt dudağını büzdü. Gözlerini zorlukla açıp etrafına bakındığında kulaklarına yeni yeni dolmaya başlayan su sesi ile eşinin nerede olduğunu anladı. Güneşin bile uyandıramadığı Taehyung'u eşinin yokluğu anında ayağa dikmişti.
Yorganı üstünden atarak yatakta doğruldu ve sırtını yatak başlığına yaslayarak elleri ile gözlerini ovuşturdu. Hâlâ tam olarak uykusunu almış değildi. Akşam, alt komşuları Jimin ve Yoongi'nin kızı Mina'nın ateşi yükselmişti. Taehyung acil olmasa o saatte Yoongi'nin onu aramayacağını bildiği için açtığı telefonla soluğu alt komşusunda almıştı. Bu yüzden biraz geç dönmüşlerdi eve. Çünkü Mina'nın ateşini düşürmek bir yana midesi bulandığı için sürekli midesindekileri çıkarmak zorunda kalmıştı. Bu da Taehyung'un işini bi hayli uzatmıştı.
Taehyung, çocuk doktoruydu.
Hatta Yoongi ve Jimin bunu öğrendiklerinde çok sevinmişlerdi. Çünkü; Mina hasta olduğu zaman ağır geçiriyordu ve geceleri hastaneye gitmeyi bırak taksi bulmak çok zordu. Onların henüz bir arabası yoktu fakat bu sene almak için birikim yapıyorlardı. Her şey Mina için diye düşündükleri esnada üst daireye bir çift taşındı. Biri çocuk doktoru diğeri ise fizyoterapistti.
Ve her ikisi de öyle iyi insanlardı ki dünyada böyle insanların varlığının olduğuna inanmak ve buna şahit olmak onları mutlu etmişti.
Taehyung, ayağa kalkmak için bacaklarını yataktan sarkıttığı sırada banyonun kapısı açılıp içeriye ilk önce buhar ardından Jungkook girdi. Jungkook, beline sardığı havlu ile odaya girerken aynı zamanda saçlarını karıştırıyordu. Gözlerini yatağa çevirdiği gibi uyanmış olan eşini gördü. "Günaydın bebeğim," dediğinde Taehyung dudaklarını büzdü. Kafasını yana çevirip tavır alma pozisyonuna geçiş yaparken kollarını da küs olduğunu belli eder cinsten göğsünde sıkı sıkıya bağladı.
"Noldu yine? Rüyanda seni aldatıyor muydum?" Deyip kendi içinden bu söylediğine gülerken geçen hafta sırf bunun için gün boyu Taehyung'un onunla konuşmadığı aklına gelince ciddiyeti kavradı ve Taehyung'un yanına doğru adımladı. "Nolmuş benim bitanecik sevgilime? Hm?" Deyip önünde diz çöktü ve nemli elini Taehyung'un yeni uyandığı için dağılan saçlarında gezdirdi.
"Neden ben uyanmadan yataktan kalkıyorsun? Sana sarılmak istemiştim ama sen yoktun.." diyen Taehyung'a karşı Jungkook derin bir iç çekti. Dizleri üstünde yükselip yanağına dudaklarını bastırıp geri çekildiğinde yakından eşinin yüzünü inceledi. "Duş almam gerekiyordu bebeğim dün akşam almadan yattığım için kendimi terlemiş gibi hissettim ve sana öyle sarılmak istemedim."
Bir kez daha yumuşak yanağa dudaklarını bastırdığında bu sefer Taehyung da daha fazla dayanamayıp kollarını buram buram kahve kokusunun geldiği boyna sardı. Jungkook, hemen ellerini incecik bele sararak ayağa kalktığında Taehyung bacaklarını eşinin belinden kalçasına doğru sardı. Jungkook, yanağında gezdirdiği dudaklarını eşinin boynuna doğru yönlendirdiğinde Taehyung bu hamle ile kıkırdayıp Jungkook'un su damlacıklarına ev sahipliği yaptığı omzuna öpücük kondurdu.