Şarkıyı dinleyerek okuyabilirsiniz.
***
1 yıl sonra
Xiao Zhan gergin bir şekilde nefes verdiğinde parmaklarının arasındaki elin tutuşunu sıkılaştırdığını fark etti. Başını o ellerin sahibine çevirdi ve kendisini sakinleştirmeye çalışan bir gülümseyişle karşılaştı. Yibo'nun kendisinden daha gergin olduğunu biliyordu. Fakat ikisi de kendini arka plana atmış, bir diğerinin derdiyle dertlenmeye alışmıştı.
Bir yıl kadar önce yayımladıkları videolardan sonra milyonlarca farklı tepkiyle karşı karşıya kalmışlardı. Hakaretler, nefret mesajları, iptal edilen anlaşmalar, devletle yaşanan sıkıntılar dahil çok ağır tepkiler almışlardı. Fakat tüm o ağır tepkilerin yanında bir o kadar da destek, sevgi, umutla karşı karşıya kalmışlardı. Kendilerini daha önce hiç görmemiş, tanımamış insanlar dahi yanlarında durmuş, dünya ünlülerinden Çin'e, onlara yöneltilen nefrete büyük karşılıklar gelmişti.
Aylar süren çabaların ardından ise ortalık durulmuş, kusulan kinler sevgiyle bastırılmıştı. Xiao Zhan bakışlarını sevgilisinin omuzlarında gezdirdi. Tüm bu süre boyunca birbirlerinin omuzlarında kaç gözyaşı eskitmişlerdi? Kaç geceleri uykusuz geçmişti? Adliye koridorlarında sevgi için mücadele etmek uğruna kaç kez dik durmak zorunda kalmışlardı? Sevgi için neden mücadele etmek zorundalardı?
Fakat tüm bu acılara rağmen, hiçbirisi için pişman hissetmiyordu. Üzülmüştü, yorulmuştu, bırakmanın, pes etmenin eşiğinden defalarca dönmüştü. Kendi acısı bir yana, ailesinin, sevdiklerinin, sevgilisinin acıları onu o eşiğe defalarca getirmişti. Ama bildiği çok iyi bir şey vardı. Bu acılar katlanılabilir şeylerdi, fakat Yibo'suzluk katlanabileceği bir şey değildi.
İşte, her şeyin üstünden, Xiao Zhan'in gecelerce korkulu kabuslardan uyanmasına sebep olan, Yibo'nun hayatını tam anlamıyla sekteye uğratan, göklerde süzülmeyi hak eden çocuğu, bir sene içerisinde binlerce kez uçağa binebilen çocuğu bile yükseklerde bulunduğu her an istemsizce titreten o geceki olayın üstünden bir yıl geçmişti. Şimdi aynı alanda, sahne arkasında duruyorlardı. Birlikte her şeyi aşacaklarına dair söz verdiklerinde, bunu gerçekten kastetmişlerdi. İkili, hücrelerine kadar korkuyor, bedenlerini saran bir cehennemle boğuşuyorlardı sanki. Fakat cennet, ellerinin birbirine temas ettiği o noktada başlıyordu.
Bir görevli gelip hazır olmaları gerektiğini söylediğinde derin birer nefes bıraktılar. Xiao Zhan, gecenin sunuculuğunu yapmak için sahneye çıkmadan önce Han-ge'nın kendilerine söylediklerini hatırladı.
"Nerede, ne durumda olduğunuzun hiçbir önemi yok. Birlikte olduğunuz sürece iyi olacaksınız. Biliyorsunuz." Xiao Zhan'a göz kırpmıştı. "Hep olursunuz."
Sahneye çıkacakları merdivene ilerlemeden hemen önce durdu, Yibo'ya döndü ve gerginlikle titreyen kirpiklerine bakarken içinin aşkla ısınmasına izin verdi. "Yibo. Sana bir şey söylemem gerek."
Yibo hissettiği tüm karmaşık ve yorucu duygulara rağmen ona döndüğünde gözleri ışıldayarak gülümsedi. "Hm?"
"Seni çok seviyorum Yibo." Xiao Zhan gözlerine biriken ıslaklığa engel olamadı. "En çok seni."
Yibo uzanıp onun kirpiklerine bir öpücük kondururken fısıldadı. "Ben de seni çok seviyorum Zhan-ge." Nefesi Xiao Zhan'in göz kapaklarını titretirken gülümsedi. "En çok seni."
Bir sene önce söyleyemediği o cümlenin kalbinde bıraktığı ağırlık yok oldu.
**
Tahmin edilemeyecek yaralara, telafi edilemeyecek acılara ve gözyaşlarına sebep olan sahneye bugün, tam bir senenin ardından el ele iki figür indi.
Milyonlar, hiç ayrılmayacakmış gibi sımsıkı sarılı elleriyle, hiç kimseyi görmeden, sadece birbirlerini izleyerek şarkı söyleyen, hayır, tüm o insanların önünde her zaman, ne olursa olsun birbirleri için orada olacakları sözünü sadece duruşlarıyla bile veren iki genç adamı izliyordu. İki genç adam, kabuslara sebep olan aynı sahnede, tüm kötü anlarını geride bırakmış, önlerinde uzanan yolda, birbirlerinin gözlerine bakarak ilerliyordu.
"Büyümeyi sadece yalnız kalarak mı öğreniyoruz?"
Xiao Zhan Yibo'nun kadife sesiyle dudaklarından dökülen sözler üzerine gülümsedi.
"Hasreti sadece ayrılıkla mı öğreniyoruz?"
Bildikleri en iyi şey, ayrılık olmadan da hasretin iliklerine kadar hissedilebileceğiydi. Şarkı söylemiyor, konuşulamayan cümleleri fısıldıyorlardı. Uzak kaldıkları her an kayıpmış gibi hissederek birer adım daha birbirlerine yaklaştılar. Sonsuza dek tutacaklarına dair yere, göğe ve kalplerine çoktan yeminler ettikleri sözleri, herkesin önünde bir kez daha, bu sefer en iyi bildikleri yolla, şarkılarla verirken dudaklarında sarhoş bir gülümseyiş, birbirine karışmış ellerinde tatlı bir karıncalanma, kalplerinde tarifsiz bir huzur vardı.
"Bu dünya sahte, karmaşık ve gürültülü olsa bile,
Sana koşmak için her şeyimi kullanacağım.
Ne kadar uzakta olursan ol,
Kesinlikle orada olacağım.
Geriye sende yaralar, zorluklar ve engeller bırakmış olsa bile,
Sahip olduğum her şeyi sana koşmak için kullanacağım.
Her zaman seninle olacağım.
Seninleyim."
***
Zaten kısacık bir au olmasını planlamıştım, o yüzden kısacık da bir sonu oldu. Aralarında bir ilişki varsa gerçekten, başta Yizhan'a, yoksa eğer hem onlara, hem herkese mutlu ve huzurlu sonlar ve son öteleri diliyorum. Bu alternatif evrende huzurlu ve mutlular, hep birlikteler ve hep de birlikte kalacaklar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yi Ri San Qiu
RomanceYeni yıl sayımına dakikalar kala sahnede beklerken, Xiao Zhan'ın kulağına o cümle çalındı: "Hunan TV'nin yayınında olay olmuş. Wang Yibo performans sırasında ağır yaralanmış." *Yi Ri San Qiu: Birisinden kısa bir süre ayrı kalıp, uzun süredir ayrıymı...