Bill Istvan Skarsgard,her konuda kontrolü elinde tutmayı seviyor ; dünyası düzenli,disiplinli ve bomboş - ta ki Amber Russel ile tanışana kadar.Bill,onu unutmaya çalışsa da anlayamadığı ve karşı koyamadığı bir duygu fırtınasına kapılır.Amber,Bill'in " iş dünyasının züppe harika çocuğu " maskesinin altındaki buz gibi,yaralı kalbini biliyor.Amber ile birlikte olmak,Bill'i her gece uykularını kaçıran travmalarından kurtarabilecek mi ? Yoksa kendine duyduğu derin nefret bu kadını uzaklaştırıp ona sunduğu hassas kalbi parçalayacak mı ?
*****
Onunla tanışmadan önce ateşe uçan bir pervane gibiydim.Uzak duramıyor,arzuluyor ve onunla olmak istiyordum.Onun kendine duyduğu nefret,küstah tavırları,sorumsuz davranışları,bencilliği yıllar içinde evliliğimizi paramparça etmeye yetmişti.Gözlerim yatak odasının tavanına dikiliydi.Bill'in çarşaflara sinmiş kokusu yüzünden işkence çekiyordum.Onun kokusunu almak için yastığını burnuma dayadım.Bu bir işkence,bu cennet : bir an için aklımdan kendimi boğarak öldürmek geliyor.
Kendine gel,Amber.
Olayları bir daha zihnimden geçirdim.Durum farklı bir şekilde gelişebilir miydi ? Boşuna enerji sarf etmek gibi geliyordu bana.Ve her ne kadar farklı senaryolar düşünsem de,içten içe şunu biliyordum ; eninde sonunda mutlaka bu çıkmaza varacaktık ; bu sabah,bir hafta içinde,bir ay veya bir yıl sonra.
Derin bir nefes verip yatakta oturur pozisyona geçtim.Bacaklarım sallanırken kucağımda ellerim,boş gözlerle bir süre duvara baktım.Sözlerim beynimde yankılanıyordu.
Sen kafayı yemiş bir orospu çocuğusun.
Kokainman fahişeye yardım edemedin.
Bu boka bulaşmana gerek yoktu,Bill.
Bu işi kendi başına açtın,Skarsgard.Geniş yatak odasındaki,mini bara doğru ilerledim ve kadehlerden birini viskiyle doldurdum.Üzerimdeki saten sabahlığımın ipleri belli bir ritimle sallanıyordu.Kadehi buzla doldurdum ve açık balkona doğru yürüdüm.Çıplak ayaklarım zeminle buluştuğunda ürperirken gözlerimi gökyüzüne diktim.
Amber Skarsgard,bir anne.Bir zamanlar gerçekten sevilen bir eşti.Bir Psikolog.Ama en çok da sorunları olan o kadındı.
Parmaklarımın arasındaki sigaradan bir nefes çekerken hiçbir şey hissetmiyordum.Bir zamanlar,çevremdeki herkes bana imrenirdi,çünkü onun gibi muhteşem bir adama sahiptim.Tüm yanlışlarına rağmen onu sevdim,ona bir aile verdim,hassas bir kalp.Ve o her şeyi paramparça etti.
Kızımız,Lethelya doğduğunda gayet iyiydik.O klasikleşmiş,mutlu aileye sahiptik.Bill,ilk kez babalık duygusunu Lethelya ile tattığı için heyecanlıydı ve kızımız,onu değiştirdi.Ve sonra,Lethelya iki yaşındayken,oğlumuza hamile kaldım ; Leonardo,doğduktan sadece altı ay sonra,evliliğimiz kavgalarla ve benden sakladığı sırlarla sarsılmaya başladı.Neredeyse her akşam kavga ediyorduk,benim kıskançlıklarım ve kendi kafamda kurduğum düşünceler ... ve en sonunda,birbirimize duyduğumuz o yoğun hisleri kaybettik.
Sigaramı söndürdüm ve ilgisizce küllüğü atıp,içeriye girdim.Alt kattan,kapının kapanma sesini dinledim.Ellerim refleksle saçlarıma gitti ve parmaklarımla bukleleri düzelttim.Kadehimden bir yudum alırken,gözlerim kapıdaydı.Kapı açıldı ve Bill'i gördüm.
Beyaz gömleğinin ilk üç düğmesi açıktı ve kravatı boynunun iki yanından sarkıyordu.Açık kahverengi saçlarından bir tutam,alnına düşüyordu ve o odaya girince sigara ile karışık pahalı parfümünün kokusunu aldım.Bana keskin bakışlarıyla bir süre baktı,ardından ceketini yatağın üzerine attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑁𝑂 𝑃𝑅𝑂𝑀𝐼𝑆𝐸𝑆 // 𝐵𝐼𝐿𝐿 𝑆𝐾𝐴𝑅𝑆𝐺𝐴𝑅𝐷
Fanfiction" Beni bir bıçak gibi kes Ve kemiklerimin dibinde hissedeyim. "