____HAZIRLIK
choi san: merhaba arkadaşlar herkese günaydın. dersimiz 9.10'da başlıyor haberiniz olsun. ben size ders programını dosya olarak göndereceğim oradan takip edebilirsiniz artık.
yunho: günaydın hocam teşekkürler
mingi: teşekkürler hocamm
yeonjun: sağolun hocam
ryujin: çok teşekkürler hocam
___
wooyoung gözlerini zorla açtığında yan tarafına baktı. beklenmedik bir performans olarak 8.40 olan saate göz kırpmış ve kendine gelmek için vücudunu esnetmişti. yanındaki komodinde olan bilgisayarının açma tuşuna bastıktan sonra elini yüzünü yıkamış ve mutfaktan aldığı atıştırmalıklarla geri dönmüştü odasına.
ilk defa kullanacağı uygulamayı açıp telefonunu eline aldı. ders birazdan başlayacaktı ve wooyoung nedense aşırı heyecanlıydı. dün sınıftakiler tanışmış ve hocayla görüşmüştü ama kendisi uyuyakaldığı için katılmamıştı.
hocanın attığı davet linkine saniyesinde basmış ve herkesin katılmasını beklemişti. sınıftakiler kamerasını tek tek açmaya başlarken wooyoung uygulamayı çözmeye çalışıyordu. ekranda öylece gezerken mikrofonunun da açıldığından bihaberdi. ekranda beliren yakışıklı yüzle gözleri parlamış ve ağzı şaşkınlıkla açılmıştı.
dersin ilk gününde uygulamayı çözemediği için mikrofonunun da açık olduğunu fark etmeyen genç gelen hoca ile ağzını tutamamış ve sesli bir şekilde düşüncelerini dile getirmişti.
"yuh, bu hoca girecekse sonsuza kadar hazırlık okumaya razıyım. böyle yakışıklı insanları hoca yapmak kimin fikri? derse nasıl konsantre olalım?"
ardından birlikte hazırlık okumaya karar verdiği arkadaşlarından birinin sesiyle dehşete düşmüştü.
"şey wooyoung, sanırım mikrofonun açık kalmış."
wooyoung, yeosang'ın dediğiyle bu sefer utançtan donakalmıştı. çözemediği uygulama sayesinde sağolsun ilk günden hocasına rezil olmuştu.
"şey..."
diyecek bir kelime bile bulamıyordu. özür mü dilemeliydi? özür dilese bile olan olmuştu. az önce dedikleri asla unutulacak türden değildi ve bunu çok iyi biliyordu. en azından kamerası açık değildi. herkesin domatese dönmüş yüzünü görmesini kaldıramazdı.
ekrandaki hocası ise kıskandıracak şekilde gülümsemiş, belirginleşen gamzeleriyle;
"sorun değil wooyoung. yaşım ve yüzüm gereği bunu fazlasıyla duyuyorum. utanılacak bir şey yok, iltifatın için de teşekkür ederim."
diyip ekrana göz kırpmıştı. wooyoung yaşıyor muydu?
hayır. wooyoung kendini çimdiklemiş ve gerçek dünyaya dönmeye çalışmıştı. gözlerini ekrandaki hocasından alamıyor ve konuşamıyordu.
"herkes geldiyse başlayalım o halde. hazırsınız değil mi?"
herkesten çıkan evet sesiyle wooyoung kafasını iki yana sallamış ve ekrandaki mikrofon işaretine basıp susturduğuna emin bir şekilde kendisine sövmeye başlamıştı.
3 ders saati boyunca sadece 1 kez konuşan wooyoung utançtan yerin dibine girmek istiyordu. normalde böyle şeylerde pek umursamaz olurdu ama karşısındaki tüm dönem boyunca hocası olacak adamdı ve girer girmez "hocasına" yakışıklı demişti.
"sen iflah olmaz birisin wooyoung."
___3 yıl önce yazınca 3 yıl önceki editi görmek koyarmış insana
ŞİMDİ OKUDUĞUN
zoom | woosan
Fanfiction"yuh, bu hoca girecekse sonsuza kadar hazırlık okumaya razıyım. böyle yakışıklı insanları hoca yapmak kimin fikri? derse nasıl konsantre olalım?" "şey wooyoung, sanırım mikrofonun açık kalmış."