Little Pure Slut ✴ Jikook

'Hayat

*NOT: Rachel karakterinin bir önceki bölümde rolü değişmiştir. Rachel hiçbir şekilde cinsel ilişki için kullanılmamıştır. Kitapta asla pedofili ve çocuk istismarı bulunmayacaktır. Teşekkürler.

+++
Kitapta zorla ilişki, taciz/tecavüz, alıkoyulma sadistlik tarzı şeyler de yoktur. Jimin karakteri dahil olan bütün karakterler için taciz/tecavüz söz konusu değildir.

Jungkook dağ evine girdiklerinde ilk iş olarak yine telefonuna sarılmış, Jimin ise mutfağa ilerlemişti. Bütün bu olanlar kendisi için ağır geliyordu. Aç değildi, susamamıştı, canı bir şey çekmiyordu. Mutfaktaydı çünkü bu olaylar dışında kendisiyle baş başa kalmaya ihtiyacı vardı.

Jungkook her zaman belalı bir adam olmuştu. Jimin en başından farkındaydı Jungkook ile olan ilişkisinin bir hatadan ibaret olduğunun. Fakat onu seviyordu ve buna elinden geldiğince karşı çıkmaya çalışsa da başaramıyordu. Ne kadar hatasının farkında olsa da nerde olursa olsun yine Jungkook'a gidiyordu. Katlanılamaz bir hâl alsa da, bunu seviyordu.

Lanet olsun..

''Hey,'' boğuk ses hemen yanından geldiğinde başını kapı pervazına yaslanmış rahatça gülümseyen bedene çevirdi. ''..bizimkiler işi halletmiş. Polisi görünce tedirgin olduğumuzu söyleyeceğiz, evdeki çalışanlar da bizim için ifadede verecek.'' Jungkook keyifli bir şekilde konuşurken Jimin başını sallamakla yetindi.

Her ne kadar bundan nefret etse de, bir tarafı bu işlerin patlak vermesini istemekten yanaydı. Jimin buna da engel olamıyordu. Normal bir ilişki istiyordu. Başkalarına değil, sadece Jungkook'a ait olduğu bir ilişki..

Büyük olan gülümseyerek yaslandığı yerden doğrulup sevgilisine ilerledi. ''Biliyorum...'' mırıldanışı büyük evde yankılanırken Jimin bıkkınca onu dinlemekle meşguldü. ''..çok yoruldun. Ama söz veriyorum. Bu son.''

Yumuşak bir tebessüm bıraktı Jimin sessiz mutfağa. Tebessümü ile büyüğünden koca bir gülümseme kazanmıştı. ''Aç mısın?''

Küçük olan olumsuz yanıt vermek istese bile sevgilisi ile oturup muhabet etmek istediğini hiç sanmıyordu. Başını salladı usulca, karşılık olarak. Jungkook bunun üzerine dolgun yanağa bir öpücük bırakıp geri çekildi. Dolapta olan malzemeler ile bir şeyler hazırlamaya çalışacaktı.

Jimin ise hâlâ düşünüyordu. Jungkook'un polise kaçtıkları hakkında yapacağı açıklamayı, Rachel'e olacaklar, en önemlisi ise Jungkook'la olan ilişkisini. Geçmişte yaşadıkları ortadaydı ve geleceğinin böyle devam etmesini istemiyordu. Bütün olanları değiştirmek bu kadar zor olmamalıydı. Omuzlarında olan bu yükten kurtulmalıydı.

''Şey..'' sevgilisini boğuk sesi yeniden kendini gösterdiğinde Jimin aklında olan düşüncelerden nihayet sıyrılabilmişti. ''..yiyecek hiçbir şey yok. Buraya bir şey sipariş verebileceğimizi de sanmıyorum. Mmmh, bu gecelik idare edebilir misin?''

Derin bir nefes aldı küçük olan. ''Neden bu gece geri dönmüyoruz?''

Jungkook duraksadı. ''Yorgun olduğunu düşünmüştüm.''

''Değilim.'' Jimin yaslandığı tezgahtan doğruldu. Bir an önce ifade vermek istiyordu. ''Hem daha fazla burda kalıp polislerin gözüne batmak istemiyordum. Kaçmamalıydık.''

Jungkook dudaklarını yaladı. Sevgilisi bugünlerde fazlaca garip davranıyordu ve hareketleri Jungkook'unu hoşuna gitmiyor hatta canını sıkıyordu. ''Pekala.. Nasıl istersen. Geri dönelim o halde.''

''Çok iyi olur.''

~~~

''Dinle beni Jimin.'' polis karakolunun önüne park ettiğinde konulmuştu Jungkook. ''Sen babanın adını vereceksin ve polislerden bu yüzden kaçmak istediğini söyleyeceksin. Beni de sen manipüle etmişsin gibi davranacağız. Anladın, değil mi?''

Jimin gözlerini devirdi. Babası uzun zaman önce hapse girmiş ancak geçen aylarda hapisten firar etmiş aranan bir kaçaktı. Her olayda onun adının geçmesi Jimin'i rahatsız ediyordu. ''Tamam.'' dedi yine de. Ters düşmek istemiyordu.

Jungkook oflayarak emniyet kemerini çözdü. ''Jimin lütfen şu gerginliğini üstünden at. Hallettim işte daha ne istiyorsun?''

''Halletin mi?'' Jimin'in bu cümlesinin histerik bir kahkaha takip etmişti. ''Yapma Kook, sen sadece bizi, beni, kendini herkesin daha da bataklığa çekiyorsun ama hah, hiç kimse senin umurunda değil.'' arabadan inmesiyle birlikte sevgilisi öylece kalakalmıştı.

Jimin'in bu asi tavılarını daha ne kadar alttan alabilirdi gerçekten bilmiyordu. Kendisi de sevgilisini izleyerek arabadan indi. ''Bugün gerçekten gerginsin.'' demişti arabayı kilitlerken.

''Hayır,'' derken gülümsemişti Jimin. ''..yalnızca sevdiğim adama ayak uydurmaya çalışıyorum.''

''Hah, benim kaba ve kırıcı olduğumu mu ima ediyorsun?'' aynı şekilde gülerek karşılık vermişti.

''Hayır Kook, sen kaba ve kırıcı sıfatından çok daha fazlasısın.'' polis merkezine girdiklerinde Jimin bitişinden birkaç adım uzaklaşmıştı. Kanun yerlerinde Jungkook'la olmak kendisinde vicdani olarak ağırlık yapıyordu.

''Jimin.'' Jungkook bunu biliyordu. Jimin her zaman kendinden uzaklaşırdı. ''..kaba ve kırıcı olduğum için özür dilerim. Gerçekten.''

Jimin omuzlarını silkti. ''Kafamda vereceğim ifadeyi canlandırmaya çalışıyorum Jungkook.''

Jungkook anlayışla başını salladı. Pekala, katlanılmaz bir hâl almadan önce Jimin'i normale çevirecekti. Ama önceliği her zaman işiydi.

~~~

''Pekala Jim, sana halledeceğimi söylemiştim, değil mi? Nasıl yediler ama?''

Jungkook oldukça keyifliydi. Dedikleri her şey harfi harfine kabul edilmişti.

''Ya, ne demezsin.'' Jimin ise tersine oldukça keyifsizdi. İçinde bir yerlerde bir huzursuzluk vardı. Eksik hissettiği bir şeyler...

''Gece daha uzun, ne yapmak istersin?'' arabaya geldikleri zaman Jungkook gülümseyerek sormuştu.

''Uyumak. Her normal insanın yaptığı gibi gece uyumak isterim bebeğim. Eve gidelim mi? Ya da otele?''

''Otele mi?''

Küçük olan sevimlice kafasını salladı.

''İşe geri mi dönüyorsun yoksa?'' Jungkook cevap beklemeden arabadaki yerini aldı Jimin de hemen ardından binmişti.

''Sana o işlerin bittiğini söylediğimi sanıyordum.''

''Oh, sen ciddisin. Jiminie artık patron olmak istiyor. Çok havalı.'' arabayı çalıştırmıştı.

''Hayır. Ben bu işlerden uzaklaşmak istiyorum.''

''Ne yapacaksın peki?''

''Bilmem. Bir pasta dükkanına ne dersin? İnsanın kanun kadar zengin sevgilisi olunca bu pek de uzak bir hayal değil.''

Jungkook bu kez cevap vermedi. Jimin'in yeraltından ayrıldığı duyulduğunda uğrayacağı zararı düşünüyordu. Ve sevgilisinin derdi ise bir pasta dükkanı mıydı? Bu sinir bozucu döngü onu rahatsız etmeye çoktan başlamıştır bile.