Siz de benim gördüğümü görüyorsunuz değil mi? Bu Changbin fazla tehlikeli olmaya başladı. Sabah görünce bir kaç saat kendime gelemedim. Yine fazla güzel şerefsiz.
Merhaba başlamadan önce; yazar bu bölümleri olaylar açıklanmadan önce yazdığı için w**jin şahsı da hikayeye dahil. Önceki shotda kendisine replik verilmediği ve büyük bir rol oynamadığı için Chan ve Minho ile değiştirebildim. Ama bu shotda değiştiremeyeceğim. Kendisini sadece bir karakter olarak okuyun lütfen. Rahatsız olacaklar için şimdiden özürler diliyorum.
"Binnie? Binnie~~~ Nerdesin?" diye bağırdı Minho genç rapper'ı bulmak için. "Buradayım, odamdaa!!" diye karşılık verdi Changbin.
Minho gülümseyerek, gencin odasına girdi. "Binnie!" dedi heyacanla bağırarak. Yatağında uzanarak, telefonuyla uğraşan genç kafa karışıklığıyla baktı hyunguna. "Efendim, hyungie? Sorun ne? Neden bu kadar mutlusun?" dedi tuhaf bir ses tonuyla ama bir cevap alamadan hyungu yatağa zıpladı ve gence sıkıca sarıldı.
"Minho hyunggg ~~~! Bırak beni~~~!!" diye sızlandı Changbin şirince, büyüğünün tutuşundan kaçmaya çalışırken. "Kalkıp, hemen hazırlanmalısın! Dışarı çıkıyoruz!" dedi Minho, Changbin'i kendinden uzaklaştırırken. "Hazırlanmalı mıyım? Nereye gitmek için ve biz kim?" sorduğu sorular Minho'yu güldürmüştü. Changbin, hyungunun davranışlarıyla daha çok tuhaf hissetmişti. " Biz bir yere gidiyoruz! Ve bu biz sen, ben, woojin hyung ve Chan hyungdan oluşuyor! Hadi, hadi kalk! Rahat bir şeyler giy." Genci yataktan itti. Changbin bir süre Minho'yu izledi, başka sorular sormak istiyordu ama hyungu onu yataktan ittikten sonra odadan çıkmıştı. Yorgunca iç çekti. Şimdi ne giyecekti?
"Hallettim! Üstünü değiştiriyor şuan." Dedi Minho, oturma odasında bekleyen woojin ve Chan'a. "Harika! Menajer hyungdan anahtarları aldım, Binnie hazır olduğunda çıkarız." Dedi anahtarları sallarken mutluca, Chan. "Ama... Bugün nereye gideceğiz?" diye sordu Minho diğer ikisine. Chan, woojine döndü büyük bir gülümsemeyle ve tekrardan Minho'ya döndü.
"Panayıra* gidiyoruz!"
(Aslında festival ama yaptıkları aktiviteler bizim panayırlara benzediği için böyle çevirdim.)
XXX
" Minho hyung! Hazır- Channie hyung? woojinie hyung?" diye seslendi kafası karışmış bir şekilde hyunglarına odasından çıkarken. Hyungları oturma odasında oturmuş onu bekliyorlardı heyecanla. "Hey, bebeğim. Hazır mısın?" diye sordu woojin koltuktan kalkıp, Changbin'nin elini sıkıca tutarken. "Err evet. Ama nereye gidiyoruz hyung?" diye sordu Changbin, woojine bakarken ama hyungu sadece gülümsedi ve "Sır bebeğim. Oraya vardığımızda göreceksin." Dedi göz kırpıp gence sataşırken, Changbin kederli bir şekilde suratını astı. "İyi!" diye şirince sızlandı Changbin ama woojini takip etmeye devam etti.
Dışarı çıktıklarında hemen arabaya bindiler. Chan sürücü koltuğundaydı, woojin yanındaki koltukta, Minho ve Changbin ise arkaya geçmişti.
Changbin şansını bir kez daha deneyerek "Gerçekten nereye gideceğimizi söylemeyecek misiniz?" diye sordu ama hyungları sadece gülümsediler ve kafalarını hayır anlamında salladılar.
"Hayır söylemeyeceğiz. Sabırlı ol bebeğim." Dedi Chan kıkırdarken. Changbin şirince suratını astı ve kollarını bağladı. "İyi.."
Yanında oturan Minho kahkaha attı. Changbin'i omuzlarından tutup kollarına çeken Minho nazikçe "Hey, somurtmayı bırak. Oraya vardığımızda seveceğine emin olabilirsin. Tamam mı?" dedi. Changbin hafifçe sızlandı ama yüzünde tatlı bir gülümseme vardı. "Tamam, hyungie."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİNNİE
FanfictionOkumaktan zevk aldığım tamamiyle Changbin merkezli oneshotlardan oluşan bir kitabı, benim gibi Changbin sevenler için çevirmek istedim. Yabancı dil bilenler lütfen orijinal hikayeyi okusun. Orijinal yazar: @prdsdef06