Pişmanlık

986 46 56
                                    

...Fakat bir türlü nasıl giyinmem gerektiğine karar veremiyordum spor mu yoksa klasik mi giyinmeliydim bilmiyordum en iyisi ortasını bulmalıyım diyerek giyindim... 

      Saat şuan tam olarak 20.30 du saniyesi saniyesine saati kontrol edip dahada çok heyecanlanıyordum, hala bugün arabada olan şeyleri unutamamıştım. Kendime iki de bir o sahneyi hatırlatıp utanmama neden oluyordum. Fakat bu utanma hem hoşuma gidiyordu hem de sinirimi bozuyordu. Benim ile oyun oynuyordu sanki beni o kadar ittikten sonra, beni bir an da ne olduğunu anlamadan öpmesi saçmaydı.

      Arabayı güvenli bir yere park ettikten sonra bana konumunu attığı restoranın giriş kısmına doğru yürüdüm, restoranın giriş kapısına ulaştıktan sonra yavaşça içeri girdim restoran beni etkilemişti ağır fakat hoş kokusu ile beraber görünümü çok güzel bir yerdi. ( Hayal gücünüze bırakıyorum)

    Kalabalık olan taraflardan kaçınarak cam kenarında bir masaya oturdum ve cebimden telefonumu çıkararak kontrol ettim. Bana 20.30 da hazır olmamı söylemişti fakat sonrasında mesaj yolu ile bana konum gönderip 21.00 da burada olmamı söylemişti. 21.00 a tam olarak 15 dakika vardı. 

    Düşünceler içinde yüzerken garson beni fark ederek bana yöneldi.

- Efendim hoş geldiniz, ne sipariş etmek istersiniz?

-Bir kişi daha gelecek o gelince siparişi veririz.

-Tabi efendim. Diyerek uzaklaştı, gelecek dedim fakat içimde hala bir burukluk vardı belkide yine beni kandırmıştı.Kısa bir süre sonra camdan dışarıyı seyrederken telefonum çalmaya başladı. Bir hışımla dönüp telefonu elime alıp kimin aradığını kontrol ettim, arayan kişinin Jimin olmasını dilemiştim fakat Bogum du. Nedense korkmuştum, cevapla kısmına dokunup kulağıma götürdüm telefonu;

-Efendim Bogum.

-Nasılsın Taehyung?

-İyiyim sen nasılsın?

-Ben de iyiyim şey diyecektim ya... Dedikten bir süre sonra duraksamıştı meraktan çatlayacaktım ve de korkmuştum dikleşerek konuşmaya başladım.

-Sorun ne bir şey mi oldu neden susuyorsun?

-Bir şey olduğu yok sadece ben, bugün yanında olamadığım için üzgünüm demek için aramıştım gelince telafi edeceğim söz.

Mutlu olmuştum.

-Beden olarak yanımda olamasan da kalben yanımda olduğunu biliyorum Bogum.

-Teşekkür ederim Taehyung, görüşürüz.

-Görüşürüz Bogum. Diyerek telefonu kapatıp masaya bırakıp gerindim, mutlu olmuştum beni düşünüyordu seviyordu yanımda olmaya çalışıyordu...

-Bakıyorum da keyfin yerin de. Diyerek sırtıma biri dokunmuştu dokunmasıyla sıçramam bir olmuştu ve şaşırmam da.

-Merhaba. Demişti Sewon Jimin de onun elini tutuyordu, uzun bir süre ellerine baktıktan sonra bakışlarımı Jimin e çevirdim ve 'Merhaba' dedim. O da bana bakarak gülümsemişti.

Masaya oturduktan sonra garsonu çağırmıştı, garson yanımıza gelip menüleri önümüze koyarken bana üzülmüş gibi bakıp gitti. Dışardan bir insan bile beni acınası görüyordu demek.

-Taehyung sen ne istersin?

-Fetuçini, antrekot ve sek rose şarap istiyorum. Dedim menüye bakmamıştım bile.

-Menüye bakmadın bile Taehyung.

-Lüks bir yer olduğu belli burada bunların olmaması mümkün değil.

-Haklısın. Dedi Jimin ve araya Sewon katıldı.

-Bogum nerede Taehyung o neden gelmedi?

-İşleri var eve gelmedi, bugün bu yüzden de gelemedi benimle.

-Eve geri neden döndüğün anlaşıldı o zaman. Dedi Jimin beni yalnış anlamıştı fakat onu düzeltmek istemedim.

-Aşkım fotoğraf çekilelim. Dedi Sewon tabiki de Jimin in kucağına atlamayı ihmal etmedi.

-Lavaboya gidiyorum. Diyerek masadan ayrıldım, dedim demesine fakat kimse beni umursamamıştı. Lavaboya girmemle garsonun burada olduğunu fark ettim, burada ne işi vardı diye düşünmedim değil personellere ayrı bir lavabo vardı ve ayrıca kızdı. Banane ya diyerek musluğa yaklaştım çeşmeyi açarak yüzümü yıkadım.

-Niye bu kadar ezdiriyorsun kendini? Dedi tanımadığım bir ses, sese yönelerek kimin söylediğine bakarken garsonun bana dik dik baktığını fark ettim, duvara yaslanmış cevap bekliyordu.

-Anlamadım?

-Niye bu kadar ezdiriyorsun kendini? Seni tanımamama rağmen yüzünden pişmanlığını ve üzgünlüğünü anladım. Neden yapıyorsun bunu kendine neden katlanıyorsun?

Dedi haklıydı ben izin vermiştim beni üzmesine pişman etmesine burada durmam için bir neden yoktu.

-Ne yapmam gerekiyor bilmiyorum. Dedim musluğun kenarlarına dayanarak ayrıca başımıda istemsizce eğmiştim.

-Umurunda olduğunu belli etme ve sessizce git buradan. Dedi bunu yapacaktım ellerimi musluk tarafından çekerek doğruldum ve garsona kafamı çevirdim fakat o gitmişti bile. Düşünmeden içeri girdim.

-Taehyung nerede kaldın yemeklerin soğudu. Dedi Jimin.

-Garsonla lafa tutuştuk ya kafa dengi çıktı. Dedim gülümseyerek.

-Çabuk kaynaşıyorsun çevrenle ha?

-Hiç bir zaman zor olmamıştı. Dedim sırıtarak, Jimin in aydınlık yüzü silinmişti.

Telefonumu çıkararak Bogum u aradım 2 çalışta açılmıştı.

-Alo neredesin Bogum?

-Eve doğru gidiyorum planımı değiştirdim yanına geliyorum. Beynimden aşağı kaynar sular boşalmıştı Bogum a eve döndüğümü söylemeyi unutmuştum.

-Bogum ben kendi evime geri döndüm fakat sana konum atayım oraya gel istersen sözümüzü bugün gerçekleştirelim.

-Hayırdır?
- Jimin ve Sewonla bugün yemeğe geldik haber verecektim sana fakat çalışıyordun bu yüzden söylemedim kusura bakma.

- Ne kusuru ya, konumu hemen yolla bana o kuduzlara yem edemem seni. Diye çığlık atmıştı gülümsemiştim fakat duymalarından da korkmuştum kafamı kaldırıp Jimin e baktım bana dik dik bakıyordu daha çok sinirli gibi umursamadım.

-Yolluyorum, bugün için pişman olmayacaksın emin ol. Dedim Jimin in gözlerinin içine bakarak.

********************************************

Geç yazan ben yine sizden özür diler...( GALP)



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 18, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Catboy😻😺VMİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin