TANITIM

71 13 2
                                    

Merhaba arkadaşlar!

Umarım iyisinizdir.

Yepyeni bir hikaye ile karşınızdayım.

Lavinia ve Aras'ın hikayesini umarım beğenirsiniz.

                                               Keyifli okumalar 🌸

Prenses Lavinia intikam ateşi ile cesurca ateş tanrısının şatosunu adımlıyordu.

İçinden ne kadar korksada geri adım atmamaya yeminliydi Lavinia. Ne zaman içindeki nefretini, kinini kusarsa o zaman rahatlayacaktı.

Şatoya geldiğinde şatonun dışında askerler olduğunu gördü. İsterse hepsini öldürüp öyle girerdi içeriye fakat birini öldürmek istemiyordu sebepsiz yere. Bu yüzden de doğrudan konuşmaya başladı.

"Ateş tanrısını görmek istiyorum müsaadenizle."

Korumalar birbirlerine bakıp birden gülmeye başlayınca Lavinia sinirlenmeye başladı.

"Eğer o kahkahanızı hemen kesmezseniz olacaklardan sorumlu değilim."

Askerlerden biri Lavinia'ya döndüğünde alayla süzdü bedenini.

"Hadi işine bak küçük burası sana göre değil."

Lavinia bu sözden sonra iyice sinirlenmişti. Gözlerini askerin gözlerine sabitlediğinde artık gözleri yeşil değil griydi.

Sihirli sözcükleri söylediğinde adam yere yığıldı. Askerler korkarak Lavinia'ya bakarken gülme sırası Laviana'daydı.

"Ölüm meleğine saygısızlık yapanın sonu an itibariyle onun gibi olur. Şimdi beni ateş tanrısının yanına götürün."

Askerler neye uğradığını şaşırırken içlerinden biri ateş tanrısına haber vermeyi akıl edebilmişti.

🥀

Askerler şatonun önünden çekildiğinde içeri nihayet girebilmişti Lavinia.

İçeri girdiğinde etrafa hızla göz gezdirdi. Her yerde ateş olacağını tahmin ederken yanıldığını farketti. Burası normal bir şatoydu.

Zaten ateşte yaşayacak değildi ya.

Merdivenlerden yukarı çıktıklarında uzun bir koridor ve onun sonundada siyah, demir kapı vardı.

Asker eliyle odayı gösterince daha fazla ona eşlik edemeyeceğini anladı.

Asker Lavinia'yla göz teması kurmadan indiğinde Lavinia güldü. Asker ondan korktuğunu açıkça belli etmişti.

Gülerek odaya doğru adımladığında kapının açıldığını farketti. Yavaş yavaş kafasını kaldırdığında karşısında sırıtan Aras'ı gördü.

Sırıtmasına anlam veremedi Lavinia. O Aras'a şaşkınca bakıyor Aras ona sırıtıyordu. Bu gidişle de ilk sessizliği Aras bozdu.

"Geçicek misin yoksa bakmaya hala devam mı ediceksin?"

Lavinia başta anlamasada sonradan anladı Aras'ın dediklerini. İçinden küstah diye mırıldandı anladıklarından sonra.

İçeri girdiğinde burasının Aras'ın odası olduğunu farketti. Ne yani onun odasında mı konuşacaklardı?

Lavinia'nın meraklı gözleri odayı tarayıp Aras'a döndüğünde Aras'ın onu izlediğini farketti.

"Neden beni izliyorsun?"

"Neden odamı kurcalıyorsun?"

"Merak"

Lavinia meraklıydı. Haliyle de onun odasını merak etmişti. Hem ne vardı ki bunda?

"Sırf merakın için mi geldin buraya?"

Kendisi anlamamış mıydı onu öldürmek istediğini? Başka ne nedenle gelebilirdi ki?

"Seni öldürmek için burada olduğumun farkındasın değil mi?"

"Yapma Lavinia bense burada güzel ve ateşli bir gece geçiririz diye düşünüyordum"

Arsızca konuşurken yavaş yavaş Lavinia'nın arkasından ona doğru yaklaşıyordu. Aralarında az bir mesafe kalınca Laviana Aras'a doğru dönmek için hamle yaptı.

Lavinia dönerken Lavinia'yı tekrar aynı yönüne döndürüp sertçe kendine bastırması bir oldu Aras'ın.

"Ahhh!"

Lavinia'nın dudaklarından çıkan inleme Aras'ı gülümsetti. Aras Lavinia'ya sürtünürken konuşmaya başladı.

"Beni öldürebileceğinden emin misin Lavinia?"

LAVİNİA+18|ÖLÜM MELEĞİ|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin