II: "daha bir sürü şey yaşayacağız zambağım."

776 66 97
                                    

Bir çocuk...

Her zaman hayali olan şey...

Lily ve onun çocuğu...

Savaşın ortasında doğacak, geleceği belirsiz, koruyup koruyamayacaklarından korktukları ufak bir çocuk...

Gözlerini kapattı James kendine engel olmadan zihnini özgür bıraktı hayal kurmak için. Kolları arasında duran, duygusal açıdan yorulmuş kadın uzun zamandır yapamadığı gibi hıçkıra hıçkıra ağlarken dudaklarını kızıl saçlarına değdirdi ve hayalleri arasında kayboldu.

Lily'nin kucağında duran ufak bir bebek gördü kapalı gözlerinin ardından.

Babası ile iş çeviren çocuk ile James'in, Lily'den azar yiyen portresini gördü.

Büyük şeyler hayal etmedi.

Zihnini meşgul eden tek şey, hasret kaldığı sıradan bir ailenin mutlu karesiydi. İnsan sıradanlığı arardı bazen...

O kadar mutluydu ki, önündeki kadının canını yakıp yakmayacağını umursamadan sıkı sıkı sarılmak, koca evde kimsenin onu duyamayacağını bilerek baba olacağını haykırmak, yüzünün her yerini öpmek ve hemen çapulcuları aramak istiyordu. Ama önce eşini sakinleştirmesi gerekiyordu.

Çünkü... Lily duygularının mükemmelliğin kapılmak yerine içinde oldukları durumu düşünüyordu...

"Bir çocuğun hayatı ile kumar oynamaya ne kadar hakkımız var?" diye sordu Lily omuzları kontrol edilemez derecede sarılırken. "Savaşın ortasında, koruyup koruyamayacağımızdan emin olamadığımız bir çocuğu dünyaya getirmeye hakkım var mı?"

James iç çekti. "Lily..."

Kadının elleri kızıl saçlarına gitti ve sinirle çekiştirdi. "Korkuyorum." dedi pes etmiş gibi.

"Korkma... Biz onu hayatımızın sonuna kadar korumak için her şeyi yaparız değil mi? Yaparsın değil mi?" dedi adam merakla eşine baktı. Lily ise dediğini anında onaylayarak başını hızla salladı.

"Her şeyi yaparım." dedi. "Ama koruyamazsam-"

Adam, eşinin sözlerine karşın durdu kaldı. Ne diyeceğini bilemedi. Aklında huzurlu bir ailenin tablosu canlanırken yüzüne vuran sert gerçekliğe küfretti.

Derin bir nefes çekti.

Belki eşini sakinleştirmek, duygusallığını üzerinden atmasına yardımcı olmak, belki de içinde tutmaktan yorulduğu için...

Kim bilir?

Belki de hayatı boyunca bir kere olsun dilinin ucundakileri dile getirmek istediği içindir.

Dudaklarını araladı ve hayatı boyunca hiç kullanmadığı kadar ciddi bir ses tonu ile fısılmadaya başladı kulağına.

"Sana hiç hayallerimden bahsetmiş miydim zambağım?"

Lily başını kaldırdı ve acı çeken zümrüt yeşillerini adamın elalarına değdirdi. Böyle bir cevap beklemiyordu.

Onlar hayallerden konuşabilecek kadar cesur değildi ki...

Hayal kurma lüksü onlara verilmemişti ki...

"Hayır." diye fısıldadı sessizce. "Hiç anlatmadın.

Anlatamadın.

Yüzünü ufak buruk bir gülümseme süsledi, ela gözlerine keder hücum etti James'in. "O zaman şimdi anlatmalıyım sanırım."

"Bunun iyi bir fikir olduğunu-"

Adam eşinin sözünü kesti. "Sadece ben anlatsam, sen dinlesen Lils?"

untolden imagines | jily + marauders Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin