-Jonginlerin evi-
Jongin yatağına uzandı ve ona bağıran küçük çocuğu düşünmeye başladı.
“Acaba çok mu sert çıkıştım..”
Kapı büyük bir gürültüyle açıldı. Chanyeol bağırarak Jongin’in üzerine atladı. “Ne o? Dayak yediğin için çok mu üzgünsün?!”
“Chanyeol belanı sikeceğim artık! Kalk üstümden! Yaah! Kalk dedim!”
“Kalkamayacağım lan sanane? Sadece biraz uyuşukluktan çıkmanı istiyorum Kim Jongin!” Chanyeol biraz bozulmuş görünüyordu.
Jongin Chanyeol’ün bozulduğunu fark etmiş olacaktı ki, iç çekti. “Tamam Chanyeol. Üstümden kalkarsan istediğin şeyi yapacağım.”
“İşte benim Kim Jonginniem! Senin fanınım Kim Kai! Kim Kai! Kim Kai!” Chanyeol Jongin’in üstünden kalkarken bağırıyordu.
Jongin onun nasıl bu kadar mutlu ve enerjik olabildiğini düşünürken güldü.
“Dışarıya çıkalım mı? Luhan çıktı bile! Ne zamandır çıkmadık. Hm? Lütfeen~”
Jongin gülümseyip kafasını salladı. Daha sonra yataktan kalktı ve hazırlanmaya koyuldu.
Jongdae, Sehun ve Soo o akşam çok iyi vakit geçirmişlerdi. Sehun Jongdae’ye fazlasıyla alışmıştı.
“Senin evin nerede Jongdae?” Sehun meraklı bakışlarını ona doğrulttu.
“Bir iki sokak ötede..”
“Hm. Yakınmış. Tek mi kalıyorsun?”
“Evet.”
“Aslında.. Bizimle ev arkadaşı olursan fena olmaz. Değil mi Soo?”
Soo gözlerini kocaman açtı ve mutlulukla ellerini çırptı. “Evet, Jongdae!”
“Bunu düşüneceğim..”
“Düşünmeye ne gerek var? Kabul et işte!”
“Oh.. Cidden.. Pekala…”
“Harika!” Sehun ile Soo fazlasıyla mutlu olmuşlardı.
(JONGDAE’NİN AÇISINDAN)
Aslında bu teklifle biraz afallamıştım. Bu iyi olabilirdi. Kötü de. Eğer aynı evde kalırsak Soo’yu daha fazla koruyabilirdim. Ama Soo’nun sapığı bunu öğrenirse pek iyi olmazdı. Daha önce beni hiç görmemişti. Gördüğü zaman başım derde girebilirdi. Cidden ne yaptığımı bilmeden tekliflerini kabul ettim. Umarım sonum bok yoluna gitti niyazi olmaz. Çok geç olduğu için eve gitmeye karar verdim.
(YAZARIN AÇISINDAN)
Jongin ve Chanyeol kafenin köşesindeki masada otururken Chanyeol’ün telefonu çaldı.
“Let’s go back to the timee! Hiçaykeng beybee!”
Chanyeol heyecanla telefonunu açtı. “Aloo! Dara noona!”
“Ne yapıyorsun Chanyeol?”
“Jongin ile birlikte kafede oturuyoruz.”
“Tamam şimdi doğru eve gidin çünkü Bom ile birlikte size geliyoruz.”
“Ne?! Şimdi mi?!”
“Evet şimdi seni salak!”
“Peki noona.” Chanyeol Jongin’in kolundan tuttuğu gibi yerinden kaldırdı ve kafeden dışarı sürükledi.
“Noluyo lan noluyo?!”
“Ablam ve ablan eve geliyor seni aptal! Onlardan önce gidip evi temizlememiz lazım!”
“Sıçtık! Koş lan koş!!”
“Götümüze motor takılı değil heralde! Daha nasıl koşalım!”
“Gerekirse sanayiye gidip taktırırız. Ablalarımızın ağımıza sıçmasını istemiyorsan depar at benim gibi! O uzun bacaklar ne boka yarıyor anlamıyorum ki!”
Chanyeol ve Jongin uzun maraton koşuşlarının ardından eve vardılar. Tam koltuğa oturacaklrı sırada zilin sesini duydular. “RİNG DİNG DONG!” Chanyeol sızlanarak kapıyı açtığı anda ablalarının ince çığlıkları evin içini doldurdu.
“Biz geldiik!”
“H-hoş geldiniz..” Chanyeol kekeledi.
“Bizi eve davet etmeyecek misin?” Dara merakla sordu.
“A-ahh geçin noona.” Chanyeol kenara çekildi.
Dara ve Bom gülerek salona geçtiler. Fakat salonu görmeleriyle bağırmaları bir oldu.
“BU SALONUN HALİ NE JONGIN?! GELİR GELMEZ BUNU GÖRMEK ZORUNDA MIYIZ?!” Bom sakinleşmeye çalışıyordu
“Noona! Hayır.. Toplayacaktık cidden!”
“Ne zaman toplayacaktınız? Çıkmaz ayın çarşambası mı?”
Bom bağırdığında Chanyeol düşündü, biraz sesli düşünmüştü.
“Çarşamba diyince.. Bugün günlerden neydi ya.. Cidden..”
“Park Chanyeol! Daha hangi günde olduğumuzu bile bilmiyorsun, ne kadar düzensiz bir hayatın var senin!” Dara bağırdıktan sonra Bom konuştu:
“Salon böyleyse mutfak nasıldır kim bilir… Gel Dara mutfağa da bakalım. Jongin ve Chanyeol! Düşün önümüze!”
Mutfağa doğru ilerlerken Jongin ve Chanyeol aynı anda söylendiler.
“Allahümme salli ala seyyidina muhammed.”
İçeriden gelen yoğun küflenmiş peynir kokusu, 2 haftadır yıkanmamış bulaşıklar, damlatan musluk, masanın üstünde bozulmuş yemekler.. (Y/N: Mübarek ev değil ahır sdkjfhsdj)
Dara çıldırmış gibi bağırmaya başladı. “Bu ne böyle?! 1 aydır ne içip ne yediniz?!”
Chanyeol elini çenesine götürerek düşündü. “Hm.. Etli etmek, iskender, lahmacun… Başka ne vardı Jongin?”
“Dil paça çorba, mantı, tavuklu pilav, bandumaa.. "(Y/N: Yazarlar kastamonulu lkdsjfkjds)
“HEMEN EVDEN DEFOLUP GİDİN! SİZİN GİBİLERİN AYAĞIMIZDA DOLAŞMASINI İSTEMEYİZ! TEMİZLİK YAPACAĞIZ!”
(Sehun ile Soo’nun evi)
“Jongdae’yi çok sevdim.”
“İyi bir insan.”
“Her neyse, ben terledim. Bir duşa gireceğim.” Sehun banyoya gitti.
Kyungsoo Sehun’un arkasından bağırdı. “Çabuk çıkmaya çalış! Çay koyacağım!” Mutfağa gidip tam çay koyacakken telefonuna gelen mesaj sesini duydu.
-bilinmeyen-
“Lütfen kapına bak bay DO.”
Kyungsoo ilk başta korksa da kapının deliğinden bakıp kimsenin olmadığına emin olunca kapıyı açtı.
“Kim bu kutuyu buraya koydu acaba?”
Gerçekten de Soo’nun önünde çok gizemli bir kutu duruyordu. Soo merakla eğilip kutuyu açtığında gözlerinin sonuna kadar açılmasına engel olamadı. (Y/N: Zaten daha ne kadar açılacaksa kjhfkj)
Kutunun içinde karşı komşusuyla kavga edip evden çıktığı görüntüler vardı. Ve bir not..
“Seni takip ediyorum sevgili Kyungsoo’m.”
HELLO! COMEBACK YAPTIK! UZUN ZAMANDIR YAZAMADIĞIMIZ İÇİN ÜZGÜNÜZ.. ARTIK DAHA SIK YAZMAYA ÇALIŞACAĞIZ. LÜTFEN VE LÜTFEN YORUM YAPIN. MEMNUN OLDUĞUNU VEYA OLMADIĞINIZ ŞEYLERİ SÖYLEYİN Kİ ONA GÖRE YAZALIM. UMARIZ BU BÖLÜMÜ BEĞENMİŞSİNİZDİR~!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NOISY LOVE
FanfictionHerkesin nefret ettiği gürültü yeni bir aşkın başlamasına büyük bir etken olabilir mi?