Onu hissediyordum.
İnce bir çarşaf bedenimin alt kısmını saklarken ve açıkta kalmış göğsüm üşürken sıcak dokunuşlarını hissediyordum.Yatağın kenarına diz çökmüş bana bakarken,kahverenginin siyaha çalan tonundaki gözlerinden taşan aşkı hissedebiliyordum.
Belimde tuttuğu ellerini biraz daha yukarı kaydırırken burnunu burnuma sürtebilecek kadar yaklaştırdı yüzünü.Gözlerimi,bana yoğun bir aşk ile bakan göz bebeklerinden çekemiyordum.Alnıma düşen kahverengi saçları beni huylandırırken onları görmezden gelmeyi denedim.Üstümde ki ince çarşafı kavramış diğer elinin serçe parmağı karnıma hafifçe değerken o bunun farkında değil gibiydi sanki.Her şeyini bana,benim gözlerime odaklamış gibiydi bakışları.Yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum ama buna alışıktım.Teni tenimde değdiği her an kendimi alıkoyamıyordum bu durumdan.Kalp atışlarım hızlanıyor,kan yanaklarıma toplanıyordu.
Ellerim farkında olmadan onun saçlarını buldu.Parmaklarım onun yeni kuruttuğu saçlarını okşarken titrediğini hissettim.
Pembeleşmiş dudaklarından titrek bir nefes bıraktı konuşmadan önce.Gözlerimi hala ondan çekememiştim,onun gözlerinden.
''Seni seviyorum Kyungsoo.Her hangi birini sevebileceğimden kaç kat büyük olduğunu hesaplayamam bile.Seni ölçüsüzce seviyorum.Kimse seni görmesin,kimse o güzel sesini duymasın istiyorum.Yalnızca bana bak,yalnızca beni hisset istiyorum.Daha önce hiç bu kadar bencil hissetmemiştim,seninle tanışmadan,seni sevmeden önce.''
Gözlerini gözlerimden çekmeden yüzünü daha da yaklaştırdı.Nefesim onun nefesine karışırken sıcak dudakları dudaklarımı bulmuştu.
Şehvet hissetmiyordum.Arzu veya birlikte olduğumuz her seferinde bana sunduğu büyük istek ateşi yoktu.
Minik bir dokunuş.Küçük bir aşk dokunuşu vardı öpüşün de.Dudaklarımızı birbirimizin dudaklarına bastırmıyorduk bile.Yalnızca birimizin dudaklarına sürterken dudaklarımızı,onun saçlarını okşamaya devam ediyordum.Bana sıcak dokunuşlarını vermeye devam ediyordu.
Onun dudaklarında nefes alıyordum.
Benim dudaklarımda nefes alıyordu.
Parmağından çıkarmadığı aile yüzüğünün soğuk dokunuşu hissediyordum.
İkinci evlilik yıl dönümümüz de ona hediye ettiğim gümüş bileziğin belime hafifçe sürtünmesini hissediyordum.
Dudakları hala dudaklarımdayken konuştu.Nefesini soluyordum.
''Seni,bundan fazla daha ne kadar sevebilirim böyle,diye düşündüğüm her seferinde daha da fazla sevdiğimi keşfediyorum Kyungsoo.Daha ne kadar her şeyim,hayatım olabilir bu küçük adam dedikçe daha da içime işliyorsun her saniye.Küçük,yavru sokak kedilerini severken ki şefkatini görüyorum.Ellerinin benim tenimin üstünde olmasını istiyorum o an,onlara verdiğin şefkati bile kıskanıyorum.''
Aralanmış dudaklarımı dudaklarının arasına alıp alt dudağımı hafifçe emdikten sonra üst dudağıma geçti ve onu da çok hafifçe emdi.Gözleri her zaman ki gibi kapanırken kendini bırakmamaya çalıştığını görebiliyordum.Bu onun alışkanlığıydı,beni böyle öptüğü her seferinde gözleri kendiliğinden kapanırdı.
Ellini sırtıma doğru kaydırırken yüzünü benden uzaklaştırdı.Kendini tutamamış,gözleri yeniden kapanmıştı.Bende gözlerimi kapattım ve kendimi ona bıraktım.Burnunu boynuma koyduğunu hissettiğimde neredeyse duyulmayacak bir inilti ağzımdan kaçtı.
Oysa ki Sehun bunu duymuş,dudaklarının yukarı doğru kıvrıldığını hissetmiştim.
Kokumu içime çekerken boynuma kondurduğu öpücük bedenimi titretti.
''Seni çok seviyorum Kyungsoo.Bunu daha nasıl ifade edebilirim bilmiyorum.''
Başı hala boynuma sokulmuş haldeyken yüzünü çevirip çenemin altına bir öpücük bıraktı.Artık bana tamamen sarılmış halde duruyordu.Bedeninin sıcaklığını göğsümde hissedebiliyordum.
''Evlilik yıl dönümümüz kutlu olsun sevgilim.''
Ağzımdan titrek bir nefes kaçarken titreyen ellerimi onun saçlarına tutundurmaya çalıştım.Fısıldıyordum.
''Aptal.Bugün evlilik yıl dönümümüz değil.''
Biçimli dudaklarından bir kıkırdama bırakırken başını tekrardan kaldırdı ve onu görebilme mi sağladı.
''Haklısın,bugün sana evlenme teklifi etmemin dördüncü yıl dönümü.''
Dudaklarımı minik bir gülümseme ele geçirirken artık ikimizde fısıldıyorduk.
''O bir teklif sayılmazdı.''
''Sayılmasaydı bunu hatırlıyor olmazdın.''
Ellerimi onun saçlarından çekip boynuna sardım.Bunu seviyordu,gözleri koyulaşmıştı bile.
''İlk sevişmemizden sonra bana yüzük takıp,artık bir nevi evli sayılırız dedin aptal.''
Kollarını bedenim de sıkılaştırırken dudaklarımdan bir kere daha öptü.
''Ve sende iki ay sonra benimle evlendin.''
Gözlerimi kapatıp yüzümü ona yaklaştırdım.Dudaklarım artık yerini ezberlediği dudakları bulmuştu bile.Dili dilime değerken bedenim bir kez daha titredi.Sağ elimi tekrar yumuşak saçlarına çıkarırken sol elim boynunu okşuyordu.
Kendimi geri çektim.İkimizde nefes nefese kalmıştık bile.
''Haklısın,sanırım o bir evlenme teklifiydi.''
Kapanmış gözlerini açıp bana baktı.Bakışlarında hala aynı duygu yoğunluğu vardı.Eksik yok,ama giderek arttığını hissedebiliyordum.
''Seni seviyorum Sehun.Yıl dönümümüz kutlu olsun.''
Bana biraz daha bakmış,derince bir nefes çekmişti içine.Dudakları dudaklarımı bulmadan önce bir kere daha fısıldadı,seni seviyorum diye.
Bende.
Bende seni seviyorum Sehun.