Steve yok . Danya yok . ben yokum . boşluk var . acı var . hissizlik var.
Gözlerim yok ama görebiliyorum . Karşıma farklı ve birbirinden alakasız görüntüler geliyor. Bir şarap kadehi ve üzümler , kıyıya yaklaşan dev dalga ve savrulan palmiyeler , gemi , açık gökyüzü ve işte boğulan kız ! o benim ,değil mi ? yoksa değil mi ? ben kimim ?
Beynimi dinlendiriyordum. eh bedenim hissizleşince beynim ekstra yoruluyor. Birinin elimi kavradığını hissettim . Danya mıydı ?
- lütfen uyan artık ayça lütfen .
ah bu Gabi. ne kadar tatlı bir davranış
kulağıma eğilip
- beni duyabildiğini biliyorum luna , düşünebildiğini de. bizim buradan ayrılma vaktimiz geldi . güneşin peşinde , ufuk çizgisini kovalayacağız. bul bizi .
...
ertesi gün
-günaydın !
uyanık mıydım ?
- günaydın ?
- sonunda uyandın, adımı görebiliyor musun ?
ne adı ya ? gözüm yaka kartına ilişti Sarah . Dr. Sarah Johnson
-evet bayan Sarah
kadının yüzü aydınlandı
-ah ne güzel . demek ki m-çip çalışmaya başlamış
hassiktir . demek çiplenmiştim . ama adını görmekten kastı ne neydi ?
- Artık çipleri olan insanların insanların ismini görebilirsin.
Anladım ! çipin etkisi .
- ne zaman taburcu olacağım ?
- eh şey , bir süre daha kalacaksın. sonrasında seni kurtaran hanım seni yanına almak istiyor . bu senin için iyi bir haber çünkü eğer yanına almasaydı yetimhaneye gidecektin. En az 4-5 gün daha bura da kalırsın. sonra yeni ailenin yanına geçersin.
ah demek o tatlı hanım bana bir iyilikte bulunmuştu , ne kadar hoş. ama şimdi önüme bakmalıyım değil mi ? bir an önce bu lanet hastaneden çıkmalıyım ...