yanağımdaki yanma hissiyle uyandım. yanağım çok acıyordu ağzımı kımıldatamıyordum. o sırda karşımdaki iğrenç kadın :
-Uyan seni salak limana yaklaşıyoruz. Eğer biraz daha uyusaydın seni çok farklı yollarla uyandıracaktım küçük bi*h anlarsın ya?
bu kadına böyle davranma hakkını kim veriyord... Tabii ya ''Su Üstü Kanunları'' her ülke kendi yasasını uygulamakta serbestti.Fakat ya sular? Hiç bir ülkeye dahil olmayan potansiyel suç mahalleri.Bu yüzden bir ''KURALLAR BÜTÜNÜ'' yani su üstü kurallarını yarattık.Ve kural 1- su üstünde liman polisine ulaşılana kadar, geçici olarak yargılayıcı ve cezalandırıcı hukuk birimi görevli güvenlik amirindedir. Al işte! Kurallar hep aleyhimde olur zaten! Ama bir dakika... masanın üzerinde boş rom şişeleri vardı.Bunu kullanabilirdim
-Görev başında alkol tüketimi ha? 10 yıl ile 50 yıl arası elektrik kampı bileti sağlar bu sana (elektrik kampı = hükümlülerin boş boş yatması yerine kas gücüyle elektrik üretmesini sağlayan köle kampı)
-KAPA O LANET OLASI ÇENENİ SENİ...
lafını tamamlamadan üzerime atladı . kadının çok sıkı yumrukları vardı. durmadan vuruyor elleri kıpkırmızı bir şekilde inip kalkıyordu. En sonunda dayanamadım ve haykırmaya başladım.yüzüm sanki kamyonla ezilmiş gibi acıyordu . Haykırışım kadını daha da hırslandırdı.dahada hızlı vuruyordu , birden kapı tekmelenerek açıldı.Babamdı . Kadını kollarından tutup benden uzaklaştırdı.Sonra kuzenim kapıda gözüktü. Bir çığlık atıp yanıma koştu.beni kaldırıp lavaboya doğru sürükledi.Özellikle yüzüme bakmamaya dikkat ediyordu.'yüzüm bakılımayacak kadar dağılmış mı? diyecektim ama dah çok
-uzum akığmıcag ağar haılmışmı??? oldu. Kuzenim duymazdan geldi lavobaya girdik ve elimi yüzümü yıkamaya çalıştı bir yandan da öğürüyordu. Yüzüme her dokunduğunda o kadar çok canım acıyorduki en sonunda yere düştüm gözlerim kendiliğinden kapandı ve tüm sesler kesildi.
