-2.BÖLÜM-

103 10 3
                                    

2.BÖLÜM

Uykumu bölen telefon sabah sabah sinirlerimi bozmuştu. Herkes bilir oysaki benim uyandırılmaktan nefret ettiğimi. Arayanı fırçalama isteğiyle telefona uzandım. Ekrandan Eylem'in aradığını görünce ani bir tepkiyle saati baktım. Tam tamına yarım saat gecikmiştim. Fırçalama isteğinin dönüştüğü korkuyla telefonu açtım.

"Yarım saat oldu ya, nerdesin sen kızım? Bak zaten okuldaki son bahara hoşgeldin partim senin yüzünden geç kalmak istemiyorum. Gidip konuştun mu kuaförle?" diye hızlı ve sinirli konuşan Eylem karşında ürkek bir ceylan edasıyla "Hazırlanıp çıkarım şimdi" diyebildim. "Ne demek hazırlanıp çıkarım? Sen hala evde misin? Ne yaptın bu saate kadar Dilara?" diye artan ses tonuna karşın sessiz bir şekilde "Geç saatlere kadar kitabı bitiremedim, uyanamamışım" dedim. "Bak canım başladığın kitabı bitirmeden bırakıp uyuyabilirsin, sonrasında devam edebilirsin okumaya. Neyse şu an sırası değil. Hemen hazırlan. Kuaföre git, çok sıra yoksa ben de geleyim. Hazırlanıp partinin olacağı yere geçelim" diyince bir nebze de olsa rahatladım. "Tamam" diyip telefonu kapattım.

Son sınıflarımız için nedense çok özeldi bu parti. Belki de son olduğu içindir, bilemiyorum. "Seneye öğrenirim artık" diyip gülümsedim. Gülümsedim çünkü lisenin bitecek olması yepyeni bir hayata atılacak ilk adımlar demekti. İTÜ kampüsünde geçecek, İTÜlü bir öğrenci olarak devam edeceğim yıllar demekti. Bu bile mutlu etmeye yetiyordu. Bu düşünceleri bir kenara bırakıp hazırlanmaya başladım. Eylem'i bekletmek beni uyandırmakla eşdeğerken daha fazla bekletmemeliydim.

Elimi yüzümü yıkadıktan sonra dolabımın karşısına geçtim ve ne giyeceğime karar vermeye koyuldum. Diğer kızlar gibi günler öncesinden hazırlığa başlamıyordum. Doyasıya eğlenmek amacıyla yapılan bu partide hep sadeliğimle ön plana çıkmıştım. Kısa etek giyip "Dikkat edeyim oram buram açılmasın" diye kendimi yiyip bitireceğime pantolonlarımla hoplayıp zıplıyordum.

Gözüme çarpan bilek boy koyu kotomu bir çırpıda giyip, kuzenim Ceren ablanın bunun üstüne çok beğendiği beyaz, kalın askılı ve yakasında lacivert taşlar olan gömleğimi aramaya başladım. (Malum yakın bir zamanda annem odamı elden geçirmiş haberim olmadan. Ne nerde bilmiyorum o yüzden. Defalarca kez dedim "Anne benim odama karışma" diye ama dinleyen kim?)

Hiç alakasız bir yerde de olsa bulmuştum sonuçta. Onu üzerime giyindim. Koluma güzel bir bileklik takıp parfüm de sıktıktan sonra koşar adımlarla kapıya yöneldim. Annemin "Selam sabah da mı yok hanımefendi? Hem kahvaltı bile etmeden acele acele nereye böyle?" sitem dolu cümlelerine karşılık yanağına bir öpücük kondurdum. "Günaydın sultanım, üzgünüm ama gitmek zorundayım. Filiz ablada buluşacağız Eylem'le üstelik ben geç kaldım" diyince annem kocaman açılan gözleriyle "Sen hala burda mısın? Koş kızım koş, Eylem şimdi patlamaya hazır bomba gibidir Filiz'e de selam söyle" diye hızlı hızlı konuştu. Çünkü o da en az benim kadar tanıyordu Eylem'i neticede 'İkinci kızım' diye sevdiği tek insandı.

Annemin bu sözleri üzerine lacivert babetlerimi de alıp ayağıma taktım. Filiz ablanın kuaförüne doğru bir süre koştum kimseye aldırmadan. Kuaförden içeri girdiğimde nefes nefese kalmıştım. "Hoşgeldin Dilara. Ne bu acele kızım?" diyen Filiz ablanın şaşkın gözleriyle karşılaşınca "Hoşbulduk Filiz abla. Bahar partisi var da ben biraz geç kaldım buraya gelmeye. Çok yoğun değilsen Eylem de gelecek" dedim bir çırpıda. "Saç kesimi var şimdilik benim yapacağım. Çok acele değilse isiniz ondan sonra alırım sizi. Diğer müşterilerle kızlar ilgilenir" diyen Filiz ablanın sözleri fazlasıyla rahatlattı beni. "Tamam o zaman Eylem'i arıyorum ben" diyip kapının önüne çıktım. Eylem yine her zamanki gibi ikinci çalışta açtı telefonu.

"Bir tane saç kesimi varmış, ardından bizi alacak. Hemen çık da çabuk gel geç kalmak istemezsin" diyip gülünce "Tabi ki geç kalmak istemem. Çıktım zaten, babamlayım. O bırakacak" diye gülerek cevap verdi Eylem de. Evi biraz ters düşüyordu buraya, yürüyerek gelecek olsa kesin geç kaldırdı. Bu sebeple iş yine Mahmut amcaya kalmış anlaşılan. Filiz abla kentin en iyi kuaförü, bu da demek oluyor ki tek seçeneğimiz Filiz abla. Eylem evinin ters oluşuna rağmen Filiz abladan başkasını bilmez. Bize yakın olması ise bizim için (annem ve benim için) büyük bir avantaj.

GEÇ KALDINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin