Sessiz ve sakin günlerden biriydi. Lena, babası Ahmet Bey ve annesi Sema Hanım ile birlikte salonda oturuyordu sonra Lena'nın aklına öğretmeninin bugün söylediği yarışma geldi. Ardından hemen heyecanla söze atıldı" Baba, öğretmenimiz bugün bir yarışmadan bahsetti, hulahop çevirme yarışması, bende çok güzel hulahop çevirdiğimi düşünüyorum, katılabilir miyim? "Babası, Lena'nın bu kadar hevesle söze atıldığını duyunca hayır diyemedi, " Tabiki katılabilirsin kızım ."dedi.Ama annesi onlarla aynı fikirde değildi," Ya bir yerin incinirse küçük hanım o zaman ne yapacağız. Ben sizinle aynı fikirde değilim... " dedi Lena annesinin bu sözünü duyunca hemen hazırlandı ve annesine yavru köpek bakışı ile baktı, annesi bu bakışa asla hayır diyemezdi..." İyi tamam ama bir yerin incinirse ben karışmam" dedi . Lena" Tamam anneciğim " dedi. Sema Hanım sıkıntılı bir nefes verdi ve meyveleri soymaya başladı. Ardından Lena " Anneciğim ben yatmaya gidiyorum "dedi. Annesi Sema Hanım" Tamam Leana'cım" dedi. Ahmet Bey, "İyi geceler çirkin. " "İyi geceler hepinize " dedi Lena ardından yatmaya gitti. O kadar heyecanlıydı ki yatağa girdi ve kafasını yastığa koyduktan sonra uyumaya çalışsa da bir türlü uyuyamıyordu. Sonra gözlerini sıkıca kapatıp yatmaya çalıştı. İstediğini elde etti, yaklaşık beş dakika için de uykuya daldı. Rüyasında hulahop yarışmasında birinci olduğunu gördü. Tam birincilik ödülünü alacakken sunucu, "Uyan Lena" demeye başladı. Lena yavaşça gözlerini araladı ve karşısında duran annesine baktı "Ne oluyor ya!" diye mızmızlandı. Annesi Sema Hanım "Lena, tatlım, okula geç kalmak istiyorsun galiba..." dedi. Lena istemeyerek de olsa kalktı ve yüzünü yıkamak için lavaboya gitti. Ardından kahvaltı etti, annesiyle vedalaştı ve okula gitmek için servise bindi. Yaklaşık beş dakika içinde okuldaydılar. Lena yavaşça okuluna girdi ve sınıfına çıktı. Lena 8. Sınıf öğrencisiydi ve bu sene sınava girecekleri için çok heyecanlıydı. Lena'nın dersler içerisinde en sevdiği ders matematik dersiydi. Okul da en sevdiği öğretmenlerinden biri olan Hülya Öğretmeniyleydi ilk dersi. Hülya Öğretmen Lena'yı çok severdi. Bugün işleyecekleri konu "Pi" konusuydu ama Hülya Öğretmen derse geçmeden önce sınıfa yeni birinin geldiğini ve çocukların onunla tanışmaları gerektiğini söyledi. Ardından sınıfa yeni gelen öğrenci Pi sınıfa girdi ve arkadaşlarıyla selamlaşmak için "Merhaba arkadaşlar" dedi. Lena farketmişti ki Pi'nin Türkçesi pek de iyi değildi. Ardından Pi, Lena'nın yanında ki boş sıraya geçerek oturdu. Pi'de, Lena gibi 8. Sınıf öğrencisi, genç bir kızdı. Pi, Haiti adında bir ülkeden gelmişti. Lena, Pi ile çok yakın arkadaş oldular. Ve Pi'ye okulda yapılacak olan yarışmadan bahsetti, Pi de o yarışmaya katılmak istedi ve birlikte çalışmaya başladılar. Aradan haftalar geçti ve onlar 17 Mart tarihine gelmiştiler. Yarışma 18 Mart'taydı, yarışmaya bir gün kalmıştı ve çok heyecanlıydılar. Ardından Lena akşam okuldan çıkarken Pi'ye "Bizimle gelsene Pi, annenden izin alırız bizde kalırsın olur mu?" diye sordu. Pi' de "Olur, o zaman annemi arayalım" dedi. Ve ardından Pi'nin annesinden izin aldıktan sonra eve gittiler ve Lena'nın odasına çıktılar. Bugün "Pi" konusunu işledikleri için o konuyu tekrar edeceklerdi. Lena açıklamaya başladı, "Pi sayısı, bir çemberin veya dairenin çevre uzunluğunun çapına bölünmesiyle elde edilen sayı..." .Bu konuyu ikisi de çok sevmiştiler, ardından kitapları toplayıp yatmak için hazırlandılar. Biraz güldüler,biraz sohbet ettiler ve en son uykuya daldılar. Sonra sabah kalktılar, ikisi de çok heyecanlıydı çünkü bugün yarışma günüydü. Pi ve Lena, hazırlanıp çıktılar. Okula vardıklarında herkes dışarıdaydı, ikisi de koşarak bahçeye geçtiler. Lena ve Pi yarışmanın başlama anonsunu duydular. Koşarak diğer yarışmacılar gibi sahneye geçtiler. Herkesin eline birer çember verildi ve çemberi en çok havada tutan kazanacaktı... Sunucu süreyi başlattı ve herkesin hulahopları çevirmeye başlamasıyla Pi'nin hulahoplara saldırması bir oldu. Lena çok şaşırmıştı çünkü arkadaşı hulahopları yiyordu. Sonra öğretmenleri Pi'yi durdurdu ve yarışmayı iptal ettiler. Lena iki durum için de çok üzülmüştü, hem arkadaşının böyle bir olay yaşamasına çok üzülmüştü hem de yarışmanın iptal edilmesine... Sonra Pi, Lena'yı çağırdı ve dedi ki, "Lena benim adım Pi, biliyorsun ki, ve benim çemberlere karşı bir zaafım var. Ve gerçek "Pi" sayısı gibi onların alanlarını buluyorum sonrada onları yiyorum." dedi. Lena çok şaşırdı ve böyle bir durumda arkadaşının yanında olması gerektiğini biliyordu. Sonra akşam oldu ve herkes kendi evine gitti. Lena eve geldiğinde hiç kimse yoktu ve Pi evlerinin tam ortasında dona kalmış bir şekilde duruyordu. Pi bağırarak şöyle söyledi, "Lena kurtar beni buradan!" Lena, "Annem ve babam nerede onlara ne oldu?" Pi, "Bilmiyorum, buraya nasıl geldim onu da bilmiyorum sadece bildiğim tek şey var beni buradan kurtarmazsan hayatımın sonuna kadar böyle kalacağım!" Lena "Tamam da ne yapmam gerekiyor?" Pi hemen söze atılıp ne yapması gerektiğini anlatmaya başladı, "Karşında duran soruyu çözmen gerekiyor bu kadar basit" Lena da tablonun olduğu yöne doğru gitti ve hemen soruya baktı bu "Pi" konusu ile ilgili bir soruydu ve Lena "Pi" konusunda çok iyiydi. Hemen soruya göz gezdirdi ve soruyu çözmeye çalıştı, tam eline kalemi almıştı ki oradan çemberin konuşmaya başladığını duydu, "Beni çözemezsin ki ben çok zor bi konuyum" dedi. Ama Lena aldırış etmedi sonra tam işlem yapmaya başliyacaktı ki, bir konuşmaya başladı. "Bölünmeyeceğim ki bana ne bana ne!" dedi. Lena ona da aldırış etmedi. Ve zor da olsa soruyu çözmeyi başardı. Ardından, Pi'yi oradan kurtardı, ikisi de hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam ettiler. Lena çok büyüdü ve tatlı bir babaanne oldu, torunlarına da hep bu hikayeyi anlatıyor ama torunlarına bu olayın gerçekten yaşandığını söyleyemiyor. Çünkü böyle bir olaya kimsenin inanmayacağını biliyor. Şşş! Siz de çaktırmayın, duymadık, görmedik, bilmiyoruz tamam mı?
