Veintitres

9.1K 919 392
                                    

Tae - Jeongguk 💔 konuşma

Jeongguk 💔: Taehyung
Beni delirtmek mi istiyorsun?

Tae: noldu ki 🙂

Jeongguk 💔: Hiç canım
Alt tarafı 2+1 EVDE 40 KİŞİLİK PARTİ VERDİN
VE ALT KATINDA BEN OTURUYORUM
SALONUNDAN GELEN İNLEME SESLERİ BENİM MUTFAKTA YANKILANIYOR
ne olmuş olabilir ki başka 😀

Tae: amaaaan ben de bir şey oldu sandım 🤭
Seslerden rahatsız mı oldun yoksa :0

Jeongguk 💔: evet...

Tae: Oh çok üzüldüm
Kulaklık takmaya ne dersin 🙂

Jeongguk 💔: sen cidden

Jeongguk 💔 yazıyor...

Jeongguk 💔 çevrimiçiJeongguk 💔 yazıyor...Jeongguk 💔 çevrimiçiJeongguk 💔 çevrimdışı

-

Çalan kapı sesi ile yerimden kalktım ve müziği kıstım. Elimdeki bira kutusunu masaya koydum. Kapı ısrarla çalmaya devam ediyordu.

"Ya yol verin-AH! " yerdeki zerre tanımadığım ve sarhoş kafayla evime aldığım çocuğa çarpınca yere düşeceğimi sandım ki 2+1 evde kırk kişi olunca başka birinin üstüne yapıştım.

Duvara yapışa yapışa kapıya ulaştığımda içimden bay Bang olmaması için dua ediyordum. Kapı alacaklı gibi çalınmaya devam ediyordu.

"Geldim be geldim ne patladınız dur iki dakika!" Eğer kapıyı açtığımda karşımda biricik ev sahibim olsaydı apartmanın kapısında olacaktım ama neyse ki gelen kişi başkasıydı. Kocaman gülümsememle kapıda sinirli bakışlar atan Jeongguk'a bakarken sinirle omzumdan ittirerek içeri girmeye çalıştı. Ciddi anlamda öfke saçıyordu.

"Davet ettiğimi sanmıyorum?!" dedim sahte olduğu bariz bir sinirle. Sinirli olamayacak kadar tatmin doluydum çünkü. Önümden ilerleyip insanlara bakan Jeongguk ise sahte bir gülümseme, gerçek bir sinirle bana döndü. Bu, gülümsememi daha da büyütmüştü.

"Davet gerektiğini sanmıyorum malum yol geçen hanına dönmüş evin." Kollarımı birbirine geçirip duvara yaslanarak ona baktım. Ne yapmayı planlıyordu ki?

Bir süre gözleri etrafta dolaştıktan sonra bir yerde sabitlendi ve benim de bakışlarımın o yöne çevrilmesini sağladı. Geçen hafta barda tanıştığım çocuk ve iş arkadaşlarımdan biri yere uzanmış tabiri caizse birbirlerinin içinden geçiyorlardı. Jeongguk arkasında bıraktığı beni umursamadan insanları iteleyerek ikilinin yanına geldi ve ayağıyla yere itti.

"Ulan kafamı siktiniz amına koyim 1 saat aralıksız inliyorsunuz yeter lan!" ikisini ayırmaya çalışırken yanlışlıkla (!) tekmeleyince yerdeki sarhoş adamlardan biri tüm öfkesiyle ayağa kalkmış ve yumruğunu Jeongguk'a doğrultmuştu. Kocaman gözlerle olayı izlerken odanın diğer kalanı bunu umursamayacak kadar sarhoştu.

"Aşkım gel onu da aramıza alalım!" yerdeki iş arkadaşımın neşeli cıvıldaması ayaktaki iki adamı da durdurduğunda Jeongguk iğretiyle titredi ve ikisinin yanından uzaklaşıp tekrar benim yanıma geldi. Suratı buruşmuş, tekrardan bi tur daha atmaya hazırlanan ikiliye bakış atmıştı.

Gerilen yüzüm, onun tepkilerini izlerken farkında olmadan huzurlu bir hale bürünmüştü. Jeongguk benim kıkırtımı duyduğu gibi kafasını bana çevirdi ve yumuşayan bakışlarını üzerimde gezdirdi. Ah be Jeongguk şimdi o yerde delicesine sevişe çift sen ve ben olacaktık...
Hiçbir şey yokmuş gibi bileğimi kavrayıp beni odama sürükledi ve yatağın üzerinde olan çifti dışarıya kovdu. İkili kızgın ifadesiyle yanımızdan geçerken dizlerim titredi. Gözlerim inatla yatağımın üzerine kurulan Jeongguk'a dönmezken az önceki hayalimin nasıl bir anda gerçeğe bu kadar yakın olduğunu düşünüyordum.

Jeongguk benim yanına oturmayacağımı anladığında yavaş adımlarıyla yanıma gelmişti. O her adım attığında aklımdan en az on tane pozisyon geçiyordu. Önümde durduğunda ise düşüncelerimden çıkmamı sağlayan, gözümün önünde sallanan kırmızı dantelli tangamdı.

Jeongguk koca bir gülümsemeyle gözümün önünde salladığı tangayı elime tutuşturup göz kırptı. Utançtan kızaran yanaklarımı gizlemek aklıma bile gelmemişti.

"B-bunun sende ne işi var?!" Zar zor çıkan, içime kaçan sesime lanetler okumuş ve elimdeki tangayı arkama saklamıştım. Jeongguk bana bakarak kıkırdadı ve benim daha çok utanmamı sağladı.

"Tangalarını ve güzel külotlarını balkona asmasan iyi edersin." Yüzü ukala bi tavırla yüzüme yaklaşınca kafamı geriye çektim. Atılması gereken bir trip vardı ve o bana bunu ölsem unutturamazdı. Kızaran yanaklarıma rağmen kaşlarım hafifçe çatılmıştı.

Utanç, yüzümü düşürüp yere bakmamı sağlayınca Jeongguk bunu fırsat (?) bilip kulağıma yaklaşmıştı. Birkaç saniye içinde gerçekleşen olay yerimde titrememi sağlarken Jeongguk sıcak nefesini fazlasıyla hissettirerek kulağıma bir şeyler fısıldamış, ben tepki veremeden de evden çıkıp kapıyı kapatmıştı. Donmuş bedenimle, az önce olduğundan kat kat fazla kızaran yanaklarımla ve ritmini bozmuş kalp atışlarımla kapanan kapıya bakıyordum.

Yatağımda onun oturduğu yere çökerken gözlerimi kırpıştırdım ve yüzümü bir gülümsemenin kaplamasına izin verdim. Söylediği her bir kelimenin içimi titretip kalp atışımı bozan bu çocuk, kesinlikle bendeki etkisini bilmiyordu. Aklımda tekrarlanan fısıltısı, bana gecenin uzun olacağını kanıtlıyordu.

'Bir gün bunu üzerinde görmek istiyorum, balkonunda değil güzelim.'

-

Uzun bölüm istediğinizi biliyorum ama bölümleri uzatarak sıkıcı ve saçma yapmak istemiyorum belki sonraki bölüm uzun olabilir doğaçlama takıldığım için size söz veremem :(

Bölümü geç attığım için özür dilerim umarım çok beklememişsinizdir

Bu arada bir önceki bölümde attığım bardağı favori konsepten aldım instagramdan @/favoriconseptcomtr sitesinden bakabilirsiniz güvenilir bir site endişeniz olmasın (reklam gibi oldu ama şahsen adminini çok sevdiğim bi mağaza adıjcamcla)

sizi seviyorum Cuma günü görüşürüzzz 💜

~𝘰𝘱𝘩𝘦𝘭𝘪𝘢

Vicino 𒊹︎︎︎ TkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin