55

2.7K 233 32
                                    

Felix, Chan ile son mesajlaşmasının üzerine bir gün geçirmişti, belki dedikleri gündeydiler. Ancak Felix, Chan'a tekrar tekrar sormayacaktı. Müsait olduğunda onunla görüşmek isteyeceğini biliyordu. Şımarıklığın vakti değildi.

Dün gece anlaştıkları gibi arkadaşları ile kahvaltı için Minho'nun evinde buluşacaklardı. Kapıda gördüğü arabayla kaşlarını çattı, Jisung mu buradaydı?

Binadan içeri girip asansörü çağırdı, indiği katta kapıyı çalmak üzereyken kapı kendiliğinden açıldı, "Oh selam bebek!"

Jisung sırıtıyordu, "Selam Jisung, nasılsın?"

Ayakkabılarını giymek için eğilmişti ancak kafasını kaldırdı, "Ömrümün son saatleri gibi, geç kalıyorum, Chan hyung beni parçalayabilir."

"Burada mı kaldın gece?"

"Tanrım, iyi ki burada kaldım! Chan hyung deli gibi çalışırken yanında oturmak çok geriyor." Ayağa kalkıp arkasında muhabbete hiç katılamayan sevgilisine döndü Jisung. Dudaklarına sulu bir öpücük bırakıp konuştu, "Seni ararım."

Minho kafasıyla onaylayıp asansör kapanana kadar kapıda bekledi, Felix de ona eşlik etti. İçeri geçerlerken konuştu çilli olan, "Burada kalacağını bilseydim, bizde toplanmayı teklif ederdim."

Minho güldü, "Benim de haberim yoktu, gece kapım çalındı ve yorgun bakışları ile sincabım kucağıma atladı."

Felix kafasını salladı anladığını belirterek. Telefonundaki bildirimlere göz attı, Chan'den haberi yoktu. İçi sıkıldı. Ancak tekrar kendine hatırlattı, mızmızlanmak yok.

Minho kardeşinin sıkıntısını anlamıştı, içini rahatlatmak adına konuştu, "Jisung'un dediğine göre Chan dün eve gitmemiş, stüdyodaymış bütün gece. Jisung da şirket bana daha yakın diye gelmiş kalmaya."

Felix, sevgilisini düşündü. Kim bilir nasıl yorgundu.. Çalan kapı ile hareketlendi ikili, Seungmin ve Hyunjin ardından da Jeongin gelmişti. Elindeki kahve paketlerini sallayan Hyunjin ile Felix koşarak çantasından brownie kutusunu çıkardı.

Tamam, pekala bu da kahvaltı sayılırdı. Brownie ve kahve. İçeri geçtiklerinde masaya yerleştiler, "Umarım benim kahvemi unutmamışsındır." dedi Minho gözlerini kısıp.

Hyunjin kahveyi uzatıp konuştu, "Seungmin aldı seninkini. Ben unutuyordum."

Minho, Hyunjin'in cümlesiyle kahvenin üst kapağını açıp kokladı, aldığı kokuyla gülümsedi, "Teşekkürler Minnie."

Hepsi gözlerini açarak ona baktı, bunun üzerine Minho güldü, "Günüm güzel aydı, bulaşmayın isterseniz."

Felix gülümsedi, elindeki telefonu ona belli etmeden çevirdi ve yakınlaştırıp fotoğrafladı, sırada Jisung'a atmak vardı.

Günü güzel başlamış 🤭

Günü güzel başlamış 🤭

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
videocall | chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin