68

2.3K 196 169
                                    

"Günaydın! Günaydın! Günaydın! Channie uyanma vakti!" Felix sevgilisinin yüzüne kondurduğu öpücükler arasında seslendi sevgilisine. "Ya, ne kadar uykucu oldun sen?"

Chan gözlerini araladığında hemen yan tarafında dirsekleri üzerine yükselmiş sevgilisini gördü, "Günaydın bebeğim, saat kaç?"

"11 olmak üzere. Bugün çok işimiz var çok. Hadi kalkmalısın."

"Ne bu enerji böyle?" Sevgilisini kollarından tutup göğsüne çekti, devam etti, "Yatak keyfi nerede? Ben sana böyle mi yapıyordum?"

Felix kıkırdadı, "Hala burada, bak yapıyorsun şu an hatta."

"Ama benim yatak keyfim böyle olmuyor ki bebeğim, ben senden erken kalkıp seni izlemeliydim."

"Ops şansına küs Channie."

Felix sevgilisine sarıldığında kapının ardından ses duyuldu, "Hyung uyandınız mı?"

"Gel Changbin."

"Yok gelmeyeyim, bir şey bölüyorumdur falan."

Kapının ardından bir diğer ses eklendi konuşmaya, "Oh bir şey mi böleceğiz, hadi çabuk gir." Cümlenin tamamlanmasıyla kapı aralandığında elini kapı kulpundan çekti Minho, arkasında hayal kırıklığı ile bakan sevgilisine döndü, "Ben sana demiştim, sabah sevişmesi yapmazlar diye."

"Ama bebeğim, öğlen sevişmesi olabilirdi."

Felix ağzı aralanmış, ne diyeceğini bilemeyerek kapıdaki tartışmayı izliyordu. "Her neyse, kahvaltı hazır. Sevişmiyorsunuz da madem, yemek yemeye inin."

Üçü birlikte kapıyı açık bırakıp merdivenlere döndüğünde Chan kafasını yastığa vurdu, "Hepsini özenle seçmişiz gerçekten."

Felix sevgilisinin çenesinden öptü, "Harika arkadaş grubu işte."

Chan kalkarken mırıldandı, "Ne harika ama."

Kısa bir süre sonra aşağı indiklerinde masada oturan Jeongin gelen çifte el salladı, "Ben size demiştim," Masadakilere döndüğünde devam etti, "Kapılarına gidip akıllarına da soksanız sevişmezler."

Felix masaya oturduğunda kaşlarını çattı, "Bizim yatak odamız hakkında niye bu kadar meraklısınız? Biz size karışıyor muyuz?"

Jisung gülüp elindeki peynir tabağından birkaç dilimi sevgilisini tabağına koyarken güldü, "Bebeğim, biz her şeyi açık yaşıyoruz. Biliyorsunuz. Ama siz saklı bir kutu gibisiniz. Merakımızı cezbediyorsunuz."

Chan kafasını iki yana salladı. "Ben gerçekten pes ediyorum." Ardından ekledi, "Herkese afiyet olsun."

Kahkaha dolu kahvaltının ardından çiftler birer birer odalarına çekilmeye başladığında Felix mutfağı toparlayan sevgilisinin yanında zıplıyordu. "Ne zamanı Channie~"

"Ne zamanı bebeğim?"

"Makyaj zamanı."

"Oh öyle miymiş?"

"Kesinlikle öyleymiş." Chan kopardığı havlu peçete ile ellerini kurulayıp çöpe attığında elini sevgilisine uzattı, "Hadi biz de odamıza çıkalım."

Felix, odamız kelimesiyle dudaklarını araladı ancak bir şey demek yerine gülümsedi ve elini tutup sevgilisinin peşinden yürüdü. "O zaman," dedi basamakları çıkarken sevgilisinin elini çekeleyip dikkatini çekerken, "Benim evim de bizim evimiz mi oluyor?"

Chan kıkırdadı, karşısındaki parlak küçük kürelere baktı, "Olmasına izin verir misin?"

Felix gülümsedi, "Elbette, bizim." Odaya girdikleri sırada devam etti, "Peki ya, laptopun o da bizim sayılır mı? Öyleyse birkaç şey karıştırmaktan büyük zevk alırım da."

videocall | chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin