İkisi de kalplerini bir duvara atıp önemsemediler. Hemen uykuya daldılar.
Pencereden ışık vuruyordu gözlerine . Ağır bir şekilde gözünü açtı. Saate baktı. Sıcacık yatağından kalmak istemiyordu.
Ayaz çoktan kalkmıştı. Ve Öykünün evine varmış. İçeri girmişti. Öykü yü zorla kaldırmaya çaldırmıştı.
"Öykü hadi ama !"
"Tamam anne on dakika daha" dediğinde Ayaz kahkayı patlatmıştır. O anda annesinin sesi olmadığını anlayan Öykü hemen yatağından fırlamıştı. Yanakları utançtan kıp kırmızı olmuştur.
"Senin burda ne işin var?"
"Öykü hani işe gidicektik ya..."
"Tamam çık hazırlanıp geliyorum."
"Aşağıya iniyom çabuk ol yoksa geç kalcağız." der ve aşağıya inip araba da bekler.Öykü hemen hazırlanır. Çizimlerini alır ve annesine;
"Anne ben işe gidiyorum akşama doğru gelirim."
"Dur bekle kızım ."
"Ne oldu?"
"Bi öpiyim dedim öpemez miyim?"
"Öpersin tabi anneciğim " der. Öper ve çıkar. Ayaz ın arabasına biner .
"Öykü gecikiyoruz ama "
"O zaman hızlı sür!"der . Emliyet kemerlerini takarlar ve dökülen yapraklar arasından hızlı bir şekilde Varol Bey in yanına giderler. Hızlı bir şekilde odalarına varırlar. Hemen oturup stadyum ve elbise işlerini hallederken
"Ayaz sence bu olmuş mu?"
"Senin işin , ben anlamam sonuçta hem ben sana göstersem sen de anlar mısın ki?"
"Doğruya bende de kafa yok"der. Utanır da biraz sonuçta nerden bileblilr ki der içinden.
"Evet benim işim bu kadar sen neler yaptın?" diyerek Öykü nün yanına gelir. Hemen hızlı bir şekilde konuşur biraz da yorgunluktan ne yapacağını şaşırır.
"Hiç birşeyler yaptım işte. "der geçiştirir.
"Birazdan sunumu yaparız zaten"
"Ne! Sunum mu ? Ben sunum yapamam ama ." derken Varol içeriye girer. Tabi yanında da birkaç tane çalışan vardır. Öykü ve Ayaz hemen ayağa kalkarlar. Hemen söze girişir:
"Evet bakalım bakalım neler yaptınız?"(İşyerin adi : moda rüzgarı)