"Tüm çantalar tahtanın oraya konulsun. Telefonlar masama. Eğer kopya çekebileceğinizi sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz. "
"Ebeni sikeyim ben senin." Jungkook çantasını tahtanın yanına koyarken çok sevdiği(!) edebiyat öğretmenimize küfür etmeyi unutmuyordu.
"Jungkook bir şey mi söyledin?"
"Hayır hocam." Benim arka sırama oturup göz kırptığında önüme döndüm.
"Jungkook gelip benim masama otur."
"Neden?!" diye isyan ettiğinde kahkahamı zor durdurmuştum.
"Sen nedenini çok iyi biliyorsun."
"Hocam biliyor musunuz cam kenarlarına karşı fobim var. Ben burada gayet iyiyim ve yaptığınız imayı hiç yakıştıramadım. Ben Jeon Akıllı Jungkook hiç öyle şeylere kalkışır mı? Ama siz bana güvenmiyor musunuz?" Tüm sınıftakiler gerçeği bildiği için gülerken Jungkook hâlâ tatlı bakışlarıyla ikna etmeye çalışıyordu.
"Seni tanıyorum Jungkook ama peki bu seferlik öyle olsun. Gözüm üzerine ona göre."
"Yes. You're awesome!" Jungkook sevinçle ellerini birbirine vurup sıraya oturduğunda hızlıca yanağıma öpücük kondurup geri çekildi.
"Ne yapıyorsun?!" Sinirle ona döndüğümde çoktan arkasını dönüp kağıtları hazırlayan öğretmenime baktım. Neyse ki görmemişti.
"Şans öpücüğümü kendim aldım. Sen vermeye pek niyetli değilsin çünkü." Omzunu silkip kalemine ucu takarken kopya vermeyi kabul etmediğim için küstüğünü anlamıştım.
Yan sıranın kitapçıklarını dağıtan öğretmene baktıktan sonra hızlıca yanağını öpüp önüme döndüm. Tabii arkamdan gelen gürültüden sonra tekrar arkamı dönmek zorunda kalmıştım ve Jungkook yerdeydi.
"Evladım ne yapıyorsun yerde?"
"Hocam kalp krizi geçiriyorum. Fazla heyacandan vücudum adrenalin salgılıyor."
"Tamam şu an sınava çalıştığını anladım. Heyecanlanınca hangi hormonun salgılandığını bile biliyorsun. Şu an gözlerim doldu. Tamam kalk hadi otur yerine." Şaşkın bakışlarıma Jungkook da eşlik ederken üzerini silkeleyip sıraya oturdu. Elini yanağına koyup gülerek konuştu.
"Şans öpücüğünün bu kadar çabuk etki ettiğini bilmiyordum."
"Kes sesini Jungkook." Önüme koyulan kitapçık ile her zaman sınav olurken yaşadığım stres üzerime yapışmıştı. Her zaman ilk beş dakikamı kendimi sakinleştirmek ve ellerimin titremesinin durmasını bekleyerek geçirirdim.
"Hey şampiyon sakin ol. Her zaman olduğu gibi en güzel şekilde yapıp yine birinci olacaksın." Jungkook elini omzuma koyup gülümsediğinde daha rahat hissetmeye başlamıştım.
"Senin için su ve şeker getirmiştim. Daha iyi hissedersin." Masamın üzerine koyup optiği doldurmaya başladığında tüm stresin üzerimden çekildiğini hissetmiştim. Çilekli şekeri poşetinden çıkarıp ağzıma attığımda başlamak için son bir dakikamız kalmıştı.
"Evet, sağa sola dönmek yok, eller masanın üstünde olacak. Lisa'nın kağıdına bakmaya çalışanın sınav kağıdını elinden alırım. Şimdi kolay gelsin,başlayın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you belong with me •|° liskook
FanfictionLalisa Manobal en yakın arkadaşı Jeon Jeongguk'tan hoşlanıyordur; "Kız arkadaşınla telefonda konuşuyorsun ve o üzgün. Söylediğin bir şeyden dolayı sinirli. Çünkü o senin esprilerini benim gibi anlamıyor. Eğer seni anlayan kişinin ben olduğumu görebi...