3 : T R U S T
"Güven, insanlara yansıttığın bir ayna."
Hayatımda yaşadığım en uzun gündü sanırım. 21 Aralık'tan bile uzundu. Hatta iki katıydı. Iki tam gün birleşip beni yaşamıştı sanki. Nihayet gün bitip geceyi devirdiği için şükrediyordum.
Kızı, Rönesans'ı, uyuyakaldığı şömine başından kucaklayıp odama götürüp yatağıma bıraktıktan sonra salondaki büyük kanepede yatmıştım. Gözümü açık tutamayacak ancak aynı zamanda da uyuyamayacak kadar yorgun hissediyordum. Kulaklarımda hâlâ denizin basıncı kol geziyordu. Duş almış olmama rağmen dilimde hâlâ tuz tadı vardı.
İnsan bazen maceraya tıpkı suya ihtiyacı varmış gibi bir taleple arzu ediyordu. Beni bu küçük olayın bulmuş olması ve evimde o kızın yaşamaya başlaması tam olarak hayatımda aradığım dönüm noktalarından birisi miydi... Bir tek bundan emin değildim.
Gece uyuyamadığım için televizyonu açmıştım. Sabaha karşı daldığımı, televizyonda başlayan bir programın enerjik jeneriğiyle sıçradığımda anladım. Oysa ki bütün gece opera konserini vermişlerdi.
Şöminedeki ateşten eser kalan birkaç köz bana göz kırpıyordu. Zorlukla yerimden kalkıp lavaboya gitmeye üşenerek mutfakta elimi yüzümü yıkadım ve odun kesmek için evin arka tarafındaki odunluğa gittim. Hava buz kesiğiydi adeta. Kar tutmamıştı ama feci derecede soğuktu. Yerler su birikintileri vardı ve botlarımla attığım her adımla paçalarıma su sıçrıyordu.
15 dakika balta salladığım odunları kucaklayıp içeri gittim ve kısa sürede ateşi yaktım. Kızı kontrol etmek istiyordum ama yaşadığı dehşet günden sonra uyanabilir miydi bilmiyordum. Ayrıca 2 saate okula da gitmem gerekiyordu...
Biraz mutfakta vakit geçirirken kahvaltılık bir şeyler hazırladım. Yaptığım kahvelerden biri soğurken kendiminkini bitirdim. Kız uyanacak gibi görünmüyordu. Neredeyse 1 buçuk saat mutfakta oturup televizyon izledikten sonra pes edip odama gittim.
Kolunu yavaşça indirdiğim kapıyı hafifçe araladığımda görüş açıma giren yatağımın boş olduğunu görünce kaşlarım çatıldı. Kapıyı sonuna kadar açıp odamın ortasına kadar yürüdüm. Oda boştu. Yatak dağınıktı. Ama o yoktu.
"Rönesans?" Diye seslendim tereddütle, odamdan çıkıp koridorda ilerlerken. Lavaboya gitmiş olabilirdi. Kapıyı tıklattım iki kere. "Orda mısın?"
Ses gelmedi. Kapıyı açıp içeri girecekken, küvette onu görünce panikleyip geriledim. Bu açıdan suyun içindeki bedeni gözükmüyordu. Gözleri kapalıydı, o uyuyor muydu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
21
Fanfiction"Kalp kırıklarını gizlersin, çocukluğunu özlersin; artık 21'sin." © kayipdoktor | 2021