HADİ CANIM!!!

128 8 4
                                    

        Okula geldiğimde her zamanki gibi son sıralara yerleşip Doğa ve Rüzgarı beklemeye koyuldum.Aslında Doğa bizim bölümden değildi.Siyasi bilimler okuyan Doğa  pek benim tarzım olmasa da saf bir kızdı.Hem beni seviyor gibiydi de.Bu hoşuma gitmiyor sayılmazdı hani.

       Ben onları beklerken bizim bölümden Alp yanıma yaklaştı ve herkese dönüp

     ---Millet bakın buraya kim gelmiş.(Ağzını büzerek ve bana dönerek)Şubat, hep merak etmişimdir benle sevgili olmayı hiç düşündün mü?Ah pardon senin zaten bir sevgilin vardı değil mi ?Neydi adı ya ?Hah buldum Berk.Seni dövmüş müydü o ben mi yanlış hatırlıyorum yoksa .

   Herkesten bir kahkaha koptu.Ağlıyacak gibiydim.Neden diye kendi içimde söylenirken Alp devam etmeye başladı.

   ---Başın sıkışırsa ihtiyacın olursa beni ara tabii dilin varırsa.Merak etme ben şiddete karşıyım.

Alaycı bir tonla hâlâ güluyordu.

O zaman onu kurtarıcım supermane benzettiğim Rüzgar yanıma yaklaştı.Ve beni o pis,kurnaz,sevimsiz bakışların arasından sıcacık kolları altına alıp o cehennemden uzaklaştırdı.

Yavaş ve sakin bir ses tonuyla:

---Bir şeyin var mı,su ister misin?

---Sağ ol ben iyiyim suya gerek yok.Alıştım ben artık.Şey akşam geliyorsunuz değil mi?

---Ah,evet.Sorun varsa başka bir akşamda gelebiliriz .

---Yok sadece sordum diyip yanından ayrıldım.Derse girmek istemesem de dokturluğun dersi aksatarak olunmayacağını bir kere daha aklıma yerleştirip derse girdim.Aslında ben sonumu yaşıyordum.Çıkılmaz bir labirentte gibi kendimi bitkin hissediyordum.Bunları unutmaya çalışarak yeniden sırama oturdum.

       Dersten çıktıktan sonra markete gidip öğlen yemeği için paketlenmiş bir kaç sandviç ve akşam yemeği için hazır mantı ve birkaç yemeklik alıp çıktım.Şu aralar pek sıkışık durumda değildim.Burslar ve annemin  maaşı bana bugünlerde fazlasıyla yetmeye başlamıştı.Çünkü artık bir şey yemiyor eski tüplü televizyonu açmıyordum.İnziva yerim olan minderime oturuyor eski olayları düşünmeye çalışıyor sonra aklım bulandığı içi  yatağıma kıvranıp tembel tavuk gibi bütün gün yatıyordum.Bazı günlerde babamın bana kaçarken verdiği eski bir saman kağıdını aramaya çalışıyordum.Ama her zaman olduğu gibi kağıdı nereye saklandığını bulamıyordum .Acaba ne yazıyordu o kağıtta.Beni ilgilendiren bir şey varmıydı,neyle ilgiliydi,eskı anılarımı hatırlamama yardım edecek hiç bir şeyler yazıyor muydu?Sonra sadece bir veda mektubu olabileceğini düşünerek uykuma devam ediyordum.

      Ama bugün öyle olmayacaktı çünkü 2 sene sonra evime birisi geliyordu.Eve girdim ve hemen paslanmış musluk kolunu hızlı bir şekilde çevirip elimi yüzümü yıkadıktan sonra mantıları suya koydum ve arkada yazan talimatları uygulayarak mantıyı yapmaya çalıştım.Mutfakta annem gibi sayılmasam da bende isteyince bir kurabiye yapabiliyordum.Sahi ya ne de güzel kakaolu kurabiyeler yapardı annem.Üstünü sütlü şerbetle çarşaf gibi örtüp başına da bir hindistan cevizi serpmeyi hiçbir zaman unutmazdı.Anılarımın depreşmesi bittikten sonra masayı kurdum ve biraz yorgunluğumu alması için koltuğun başına geçip hiç açmadığım bu tüplü televizyonu açarak birkaç haber programını izlemeyi denesemde ölü kadınlar,takla atmış kamyonetler ,tecavüze uğramış çocukları görmeye içim elvermedi ve bir çizgifilm açıp eğlenmeye karar verdim.Çizgifilm eğlenceliye benzese de filmin sonunda küçük kızın ölmesiyle benim HADİ CANIM demem bir oldu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 14, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SON ŞUBATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin