Bir gün sınıfta ders işlerken öğretmenin telefonu çaldı ve konuşmaya başladılar. Bitirince bana dersten sonra yanımda kalmam gerektiğini söyledi. Ders bitimine kadar ne olacağını merak ettim. Ama yine de bir korku vardı içimde, ya kötü bir şey yaptıysam? Ders bitene kadar bunu düşündüm. Gerçekte kötü bir şey yaptıysam annemi çok üzerim diye düşündüm. Ve ders bitince öğretmenin yanına gittim.
- Ne oldu öğretmenim? Yoksa yanlış bir şey mi yaptım?
- Bak Alice'cim, diyeceğim şeyden sonra lütfen üzülme.
- Ne oldu öğretmenim.
- Kızım. Annen, baban ve abin bir kazadan dolayı bedenleri ölü bulunmuş.
Şok yaşamıştım. Abim ve babamdan daha çok anneme üzülüyordum.
-... A-an-lamad-ım ö-ö-öğretmenim? U-u umarım bu bir şakadır değil mi?
- Özür dilerim ama doğru. Ailen vefat etmiş Alice...
Bu sefer kendime hakim olamayarak şiddetli bir şekilde ağladım. Bağırmam neredeyse tüm okulda yankılanıyordu ve dışarısı büyük şimşekler ve yağmurla dolmuştu. Kendime hakim olmaya çalışsam da yapamıyordum. Hayatımın kötü gitmesinin üstüne birde öksüz*-ailesiz çocuklara denilen- kalmıştım. Sonra bilincim kapandı ve bayıldım. Gözlerimi okulun revirinde açım. Bir anda havaya kalktım. Gerçekler ile karşılaştığımda daha fazla şoka uğradım. Saate bakınca 6. derste olduğumuzu gördüm ve sessizce sınıfa yürüdüm. Sınıfa girince sınıfın tüm gözlerinin benim üstümde olduğunu fark ettim ve öğretmenden özür dileyip sırama geçtim. Ders boyunca sessiz kaldım. Teneffüs olunca Michael yanıma gelip ne olduğunu sordu. Sustum çünkü bu konu hakkında konuşmak istemiyordum. Dersler bitti eve gittim. Üstümü değiştirdim ve abimin odasına girdim. Nedensiz bir şekilde onu şimdiden çok özlemiştim. Annemin odasına girince biraz göz gezdirdim. Hala annem gibi kokuyordu oda. Biraz daha bakarken yatağın üstünde bir zarf gördüm Açtığımda içinden bir bileklik çıktı. Birde bir kağıt, kağıtta şöyle yazıyordu.
Canım kızım benim, ben annen;
Sen bunu okuduğunda, bizim ölüm haberini alacağını biliyorum.
Nasıl biliyorum diye sorarsan abini babana götürüp babanı ve abini öldürmeyi, ve sonra da kendimi öldürmeyi düşünüyorum. Abinin sana çektirdiği acıların neredeyse hepsini biliyorum. Baban zaten aşağılık insanın birisiydi. Peki ben neden diye soracak olursan ailemizi öldürmenin acısını ömür boyu çekmek istemediğim için. Bunu yapmak zorundayım çünkü abinin sana acı çektirmesini istemiyorum.
Biliyorum bu senin canını daha çok acıtacak ama tek çare bu. Lütfen beni affet kızım. Sana daha iyi bir anne olmak isterdim ama elimden gelen bu.
Sana benim iş yerimden aylık on bin lira para gelecek. Okulun yurdunda kalmaya başlayacaksın çünkü bu ev sana tehlike yarata bilir.
Senden tekrar tekrar özür diliyorum kızım. Sana bıraktığım bilekliği sakla sana bizi hatırlatır. Ve sakın onun başına bir şey gelmemesini sağla.
Annen.
Mektup böyleydi. içim hüzünlendi. Bilekliği koluma taktım ve eşyalarımı topladım. Annem ve abimin eşyalarından da biraz aldım. Bunlar bana onları hatırlatır diye. Eşyalarımı topladıktan sonra okula gittim ve beni odama aldılar. Odada iki tane kız çocuğu vardı. Birisinin isli Elizabeth diğerininki Charlie. Geldiğimiz gibi kaynaşmıştık. Birbirimize neden burada olduğumuzu anlattık.
Elizabeth Benim annem ben bebekken ölmüş. Altı yaşıma kadar babam ile büyüdüm. Sonra babam araba kazası geçirince dedemlerde kalmaya başladım. On iki yaşıma kadar onlarda kaldım. Burada yatılı kalındığını öğrenince buraya geldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMİZDEKİ VAMPİRLER
Teen FictionVampirlerin olduğu bir yerden Dünya denilen bir diyara inip orada hayatını yaşayan bir vampir. Ölümsüz olması ve güçlerinin hala yerinde olması. Aynı zamanda bu olanları bulmaya çalışan bir ''düşman''... Benim hayatımın tamamını görmek için sadece...