ot5 -1.3-

455 43 170
                                    


"Soobin-shi?",dedim endişeyle elini tutmuştum fakat o beni itmişti.

"Bana dokunma sürtük"

Şaşkınlıkla ona bakmıştım? Ne olmuştu birden? Ve neden o, bu haldeydi?

Yerden kalktı ve dolabın olduğu köşeye çekildi, dizlerine kapandı ve uzun bir süre öylece durdu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yerden kalktı ve dolabın olduğu köşeye çekildi, dizlerine kapandı ve uzun bir süre öylece durdu. Bir şeye mi sinirlenmişti? Pes etmemiştim, beni terslememesi lazımdı; bu işte bir bokluk var gibiydi. Yine yanına doğru yaklaşmıştım. Omzuna dokundum, cevap gelmedi. Biraz daha sert dokundum. Bu sefer bana baktı o derin mavi gözleri ile, birkaç defa gözlerini kırpıştırdı, iç çekerek;

"Beni yalnız bırak Yeon" ,dedi.

"Hayır" , demiştim tüm cesaretim ile. Bana şaşkın şaşkın bakıyordu. Yanlış bir şey mi söylemiştim? Devam ettim;

"Sadece sana yardım etmek istiyorum Soobin" ,dedim. Bir kaç saniye yüzüme anlamsızca baktı sonra sırıttı. Ellerimdeki kelepçelere bakarak güldü,

"Sen benden daha zor durumdasın, daha burada neler döndüğünü bile bilmiyorsun" , demişti dalga geçer ses tonu ile. Ona daha da yaklaştım ve

"O zaman öğret Soo..." , demiştim. Bakışlarını benden çekti. Huening Kai'ye bakarak,

"Ben ve Taehyun-ah buraya uzun süredir gelip gidiyoruz. Resmen ikimizde Beom'un oyuncağı gibiyiz. Bizimle istediği her şeyi yapıyor. Bizim ona yetebileceğimizi sanmıştım fakat şimdi siz ikiniz çıktınız başımıza! Hayırdır siz neden geldiniz? Sizi neden istedi?" demişti sinirle. Anladığım kadarıyla Soobin, ben ve Huening Kai'den hoşlanmamıştı.

"Peki size n-ne yapıyor ki?..." , demiştim çekinerek. Bakışlarını tekrar benim gözlerimde gezdirdi. Ve sanki bir zavallıya bakıyormuş gibi,

"Sen çok masumsun..." ,dedi.
Bunu söylediğinde başını dizlerine gömdü, yüzünü göremiyordum fakat ağladığını hafif titremesinden, kesik kesik nefeslerinden anlıyordum. Bu Beom denen herif bu çocuklara ne yapıyordu böyle...? Daha önemlisi Soobin neden bana gerçekleri söylemedi. Bilmek istiyordum ve buradan onlar çıkabiliyorlarmış. Bu iyi de gerçi benim gidebilecek bir yerim yok diye düşündüm. Burada kalacaktım. Şimdilik...

...

Yazardan

Taehyun, Eunwoo'nun dediği söz üzerine yavaşça ayağa kalkmıştı. Eunwoo onun ellerinin kelepçelerini çözmüştü ve istemsiz bileklerinde ki morluklara bakmıştı. Taehyun ona "Ne sikime bakıyorsun" bakışını atınca Eun onun arkasına geçmişti ve onun üstündekini çıkarmaya yardım etmişti. Taehyun'un sırtı... Koyu morluklar, bir kaç kızarmış yer ve bir sürü iz... Eun önce onun sırtını ıslak bir bez ile sildi. Sonra ise önceden getirdiği merhem ve pamuğu aldı. Merhemden birazcık pamuğa döktü. Sonra Taehyun'un sırtına değdirmeye başladı. Taehyun, yaralarına gelen acı ile hafif inledi. Canı cidden çok acıyordu. Eun, merhemi Taehyun'un her yerine sürdükten sonra fazla kesik görülen yerlerini sardı. Ve yanındaki yeni kıyafeti Taehyun'a giydirdi. Taehyun ayağa kalktı ve teşekkür ettikten sonra gitti. Eunwoo da ortalığı toparlamaya başladı.

𝐂𝐛𝐠 - 𝐈 𝐰𝐚𝐧𝐧𝐚 𝐬𝐞𝐞 죽음 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin