black notes 12

392 65 20
                                    

"Beden eğitimi dersi için spor salonuna gideceğiz. Hadi kalkın!" Sınıf başkanının seslenişi ile Kim Doyoung giysi çantasını alıp yerinden kalktı. Hemen arkasında oturan Jaehyuk'a dönüp kendisine eşlik edip edemeyeceğini sormak istemişti. Fakat gözü Jaehyuk'un hemen yanında oturan Jeongwoo'ya çarptı. Cidden, Junghwan haklıydı. Jaehyuk ile yakınlaşması onları birbirinden uzaklaştırmıştı. Belki de bu defalık kendi başına gitmeliydi? Sevgili kardeşi sıra arkadaşı ile o kadar ilgiliydi ki bir ikizi olduğunu unutuyordu. Göz ucu ile Yedam'ın hemen yanındaki boş sıraya baktı. Nefesini tazeleyip sınıftan çıktı.

Junghwan son zamanlarda dersleri çok fazla ekiyordu. Beden derslerini değil, diğer dersleri. Zaten sporcu olan birisi beden derslerine katılmasa umrunda olmazdı kimsenin. Fakat onun için endişeleniyordu. Neden olduğunu bilmiyordu. Belki de onu kendine benzetiyordu. Haruto ile arası bozulduktan sonra çevresinde pek arkadaşı kalmamıştı. Jeongwoo'yu o kadar düşünüyordu fakat yakın da değildi. Hyunsuk ve diğer zeki öğrenciler ile de arası iyiydi. Yine de yalnız takılmayı seviyordu. Junkyu ile arasını açmıştı. Amacı kardeşini korumak falan değildi. Sonucunu biliyordu. Aynı mesajları Haruto'ya da göndermişti. Gerçi eline gelen tek şey Kyu'yu asla bırakmayacağı ile ilgili kısa bir mesaj ve ardından da engel. Haruto bu konuda fazlasıyla ciddiydi. En yakın arkadaşını birçok kez dövecek kadar.

Doyoung tek başına diğer sınıf arkadaşlarının olduğu soyunma odasına girdi. Bir köşede hızla üzerini değiştirip salona gitti. Kısa bir süre içerisinde tüm sınıf toplanmıştı. Junghwan da oradaydı. Göz ucuyla kaçamak bakışlar atıyordu Doyoung. Umarım yakalanmam diye düşündü.

"Dersimizde yakantop oynayacağız." Jihoon öğretmen ile birlikte yoklama aldıktan sonra kenardan bir top seçti. "İkili gruplar hâlinde oynamamız gerek. Haruto ve Junghwan'ın takımları zaten belli. Kyu ve Doyoung seçimlerini yaptıktan sonra başlayabiliriz."

Jihoon elindeki topu Junkyu'ya verip kenara çekildi. Herkes ona, o ise topa bakıyordu. Haruto yanına geçtiğinde herkes hangi takıma geçeceğini anlamıştı. Junghwan yanına geçmeden önce tabii. Doyoung nefesini tutup onları izlemeye devam etti. Herkesin arkasında olduğu için fark edilmesi kolay değildi. Aptal Junghwan diye düşündü. Sözde Kyu'nun peşini bırakmıştı. Doyoung az sonra olacaklar için kendini şimdiden hazırlamaya başlamıştı.

"Hey Kyu, takımıma gelmek ister misin? Emin ol kazanırız." Haruto sinirle, Junghwan'ın Junkyu'nun omzuna attığı kolunu tutup oradan çekti.

"Gerek yok. Benim takımıma geleceği zaten belli."

"Buna o karar verecek."

"Şey, benim reflekslerim iyi değildir. Yani, oynayamam."

"Sorun değil, seni korurum." Haruto, Kyu'yu kendine çektiğinde Junghwan'ın kaşları çatıldı. Bir kez daha kaybetmişlik hissi vücudunu sarmıştı. Berbat hissediyordu. Sonunda takımlar oluşup öğrenciler karşı karşıya durdular. Junghwan bir kenarda oynayan kişileri izliyordu, Doyoung takım arkadaşlarının arkasında kendini güvenceye almıştı. Karşı takımınsa pek oynadığı söylenemezdi. Hyunsuk tuttuğu topları Yoshi'ye veriyor, Yoshi güçsüz atışlar yapıyor, karşı takımdan Haruto gelen topları engelliyor, Kyu ise hemen arkasında saklanıyordu. Bir süre daha bu şekilde devam etti. Junghwan bu duruma daha fazla dayanamamış olsa gerek, Yoshi'den aldığı topu hızla karşı takıma fırlattı. Daha doğrusu Haruto'ya. Ellerine çarpan top sinirlerini bozmuştu. Hızlı adımlar ile eski dostuna yaklaşıp yakasını yapıştı. Ortam iyice gerilmişti.

"Senin sorunun ne?!" Junghwan başını geriye atıp biraz durduktan sonra Haruto'ya baktı.

"Kaybetmekten nefret ediyorum."

"Çoktan kaybettin bile."

"Hayır, kazandım." Haruto anlamaz bakışlarla ona vakarken Hyunsuk'un attığı top Kyu'ya denk gelmiş. Tabii kimse bayılmasını beklemiyordu. Düşüş sesi ile birlikte herkes o yöne baktı, kavga etmek üzere olan ikili dahil. Hızla birbirlerinin yakalarıni bırakıp yerde yatmakta olan Kyu'ya koştular. Doyoung ise olanları bir kenardan izliyordu. Kardeşinin korkudan bayıldığına yemin edebilirdi. Bu her zaman olurdu zaten. Biraz sonra uyanacağına emindi. Junghwan ve Haruto, Kyu'nun omzundan sarsıp ismini tekrar ediyordu.

"Haruto, onu revire götür." Jihoon'un sözleri üzerine Haruto hızla başını sallayıp yerde yatan Kyu'yu sırtına aldı.

-

text bölümleri çok kısa olduğu için düz yazı bölümlerini uzun tutmaya karar verdim, umarım beğenirsiniz ^^

text bölümleri çok kısa olduğu için düz yazı bölümlerini uzun tutmaya karar verdim, umarım beğenirsiniz ^^

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bull ve Jessie'yi Haruto ve Kyu'ya benzettim aw*-*

piano. dohwan ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin