Geldim yarım, kaldım yarım
Neydi ne oldu, şu tez canım
Ertelendim hayattan, sevdim yarım
Derken bugün olmazsa, olur yarın
•Sezen Aksu•🕸
7.GÜNElimdeki çiçeklerle kapının ziline bastım ve beyaz t-shirt'ümün yukarı çıkan kısımlarını düzelttim. 1.2.3.4.5.6.7.8.9 saniye sonra kızıl kadın açtı kapıyı ve beni içeri, "Hoş geldiniz Nefi bey.' diyerek buyur etti. Mavi odaya geçtikten hemen sonra elimdeki pembe karanfillerden birini kadına uzattım. Şaşırdı ve gülümsedi.
"Teşekkür ederim Nefi bey. Bu çok güzel." dedi.
"Size layık değil. Aslında ben özür dilerim. Şimdiye kadar isminizi sormayı hiç akıl edemedim."
Sahiden nasıl böyle bir hata yapabilirim!"Ben Lale." dedi. Çok güzel bir isim diye geçirdim aklımdan. Bilseydim eğer kesinlikle lale çiçeği hediye ederdim ona.
"Memnum oldum. Doktor hanım müsait mi?" diye sordum tebessüm ederek.
"Evet. Kendisi sizi bekliyordu, buyurun." dedi ve başımı salladıktan hemen sonra kapıyı çaldım. 2 saniye sonra, "Gelin lütfen." sesini duyduğumda kapıyı açıp içeri girdim. Doktor elindeki iki kahve bardağıyla arkasını döndü ve beni görünce büyük bir gülümseme yerleştirdi kemikli yüzüne.
"Hoş geldin Nefi."
"Hoş buldum doktor." dedim ve kırmızı koltuklardan birine geçtim. Doktor'da hemen karşıma oturdu ve bardakları sehpaya bıraktı. "Nefi, ne kadar hoş görünüyorsun, bunu neye borçluyuz acaba?"
Elimde kalan son çiçeği utana sıkıla ona doğru uzattım. "Verdiğin ilaçları içtim. Sabah kalktım ve gidip kendimi mutlu edecek bir şeyler yapmaya karar verdim."
Çiçeği kokladıktan hemen sonra, "Ne yaptın mesela?" diye sordu.
Bir hevesle, "Sıcak bir duş aldım. Ardından saçlarımı yapıp güzelce giyindim. Çiçekçiye gidip 20 tane pembe karanfil, 1 tane de beyaz gül aldım. Görkem'i buldum ve gidip ona, 'Bu gülü Azra'ya götür.' dedim. Başta karşı çıktı tabi. Cezaevine o gülü sokamazmış fakat biraz duygu sömürüsüyle onu da hallettim. Sonra karşıma çıkan 18 kadının her birine bu çiçeklerden verdim." diye anlattım her şeyi.
Evet, biraz olsun daha iyi hissediyordum kendimi. Belki de vicdanımı rahatlatmak içindi bu bilemiyorum fakat, ufakta olsa birilerinin yüzünde oluşan o gülümsemenin sebebi olduğunu bilmek tarif edilemezdi.
"Çok iyi düşünmüşsün Nefi. İnceliğin için teşekkür ederim." dedi ve ayaklandı. Sandalyesini pencerenin kenarına götürdü ve bana oturmam için işaret verdi.
"Benim de sana güzel bir haberim var." dediği an da kahvem elimde, daha yeni oturuyordum.
"Güzel mi, nasıl yani?"
Koltuklardan birine yerleştiğinde, "Azra'nın olduğu cezaevindeki meslektaşımla görüştüm. Sen Azra'nın neden orda olduğunu ve hangi cezaevinde kaldığını söylemediğin için Görkem'le konuşmak durumunda kaldım." dedi.
"Dur, dur. Şimdi Azra senin gibi bir doktorla mı görüşecek?"
"Eğer kabul ederse, evet." dedi.
Benim can bildiğim kadının da bir şansı olabilecek miydi yani! Kendini toparlayıp hayata yeniden gözlerini açabilecek miydi? Okuluna da devam ederdi belki. Çalışıp ikimize de çok rahat bakabilirdim.
"İyileşir değil mi doktor? Sen beni şu 7 günde gayet iyi toparladın bence. Onu da iyi ederler değil mi? Ya da acaba seni mi götürsek oraya, kabul eder misin?" diye peş peşe sıraladım cümlelerimi. Bir ihtimal varsa eğer, oldurmak için her şeyimi feda ederdim.
![](https://img.wattpad.com/cover/242481236-288-k375826.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AZRA'NIN SAÇLARI
Novela JuvenilCehennem neydi doktor? Fiziken görecek olduğumuz acıların mekanı mıydı? Ya asıl cehennem; bu soğuklukla cayır cayır yanmaksa.. Ya vicdanın sesini bir türlü bastıramayıp ölmeyi dilemekten bitap düşmekse.. "Cehennem neydi söylesene doktor! Müsaaden o...